İptali istenen takipte alacaklının, daha önce borçlunun boşanma davasında tanık olarak yer aldığı ve takip süresince borçlunun hiçbir taşınır ve taşınmaz mallarının haczi için araştırma ve talep olmadan, doğrudan maaşı üzerine haciz konulması ve bu istemin dışında hiçbir talepte bulunulmayarak dosyanın işlemden kaldırılması halinde, takibin muvazaalı olduğunun kabulü gerekeceği-
İİK'nin 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarında, davacı alacaklı tarafından kesin veya geçici aciz belgesinin ibraz edilmesi gerektiği- Yapılan hacizde borca yetecek mal bulunamamış, daha sonraki hacizde ise adresin boşaltılmış olduğu görüldüğü, ancak borçlunun mal beyanında bulunduğu ve bir kısım malların bildirildiği nazara alınarak bu malların halen mevcut olup olmadığı ve mevcut ise borcu karşılayıp karşılamayacağı, ayrıca davalı borçlunun emsal bazı davalarda aciz halinin mevcut olduğunun kesinleştiği gözetilerek yapılacak incelemeye göre bir karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabileceği, iflas erteleme talebinde bulunan borçlunun talebi "aktifinin pasifinden fazla olduğu" gerekçesi ile ret edilmiş olduğundan, tasarrufun iptali davasının kabulünün isabetsiz olduğu- Dava konusu bağımsız bölümlerin borçlu tarafından borcun doğumundan çok önce devredildiği anlaşıldığından, mahkemece davanın ön koşul yokluğundan reddi gerektiği-
Davanın, 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu- Davalı ile borçlunun, birlikte iş yaptığı sabit olduğundan 6183 sayılı Yasa'nın 30.maddesine göre borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğu- Arabaların satış bedelleri ile gerçek bedelleri arasında fahiş fark bulunduğundan, bu tasarrufların da yine 6183 sayılı Yasanın 28/2.maddesi gereğince bağış niteliğinde olduğundan iptale tabi olduğu-
Takibin mahkeme kararıyla iptal edildiği ve dosyanın işlemden kaldırıldığı bu halde dava konusu bu takip dosyası yönünden kesinleşmiş bir alacağın varlığından söz edilemeyeceği, bu durumda anılan bu takip yönünden davanın dava şartı yokluğundan raddedilmesi gerektiği-
Rehin açığı belgesine dayalı başlatılan icra takip dosyasındaki alacağa dayalı tasarrufun iptali davasında, rehin açığı düzenlenmiş olan dosya incelenerek borcun doğumunun tespiti, takip konusu borcun iptali istenen tasarruftan önce doğduğunun belirlenmesi halinde ise, "rehin açığı belgesi", "aciz belgesi" niteliğinde olmadığından ve rehin açığı belgesinin takibe konu edildiği diğer icra dosyasında düzenlenmiş geçici (haciz tutanağı, İİK'nun 105 maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde görülmediğinden) veya kati aciz belgesi sunulmadığından, aciz belgesi sunması için uygun davacı alacaklıya bir süre verilmesi, sunulduğu takdirde davanın esasına girilerek iptal sebeplerinin incelenmesi, borcun, iptali istenen tasarruftan sonra doğduğu veya aciz belgesi sunulmadığı takdirde ise dava koşulu yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava önkoşulu olup mahkemece resen araştırılması gerektiği-
Takip konusu borcun davacı ile borçlu arasındaki ne tür bir ilişkiden ve ne zaman doğduğu konusunda davacıya delillerini sunması için süre verilmesi, bildireceği delillerin toplanması taraflar arasındaki borca ilişkin temel ilişkinin tasarruf tarihinden önce doğduğunun davacı tarafından ispatlanması halinde, davanın esasına girilerek dava konusu tasarrufun İİK 277, 278, 279, 280 maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği- İİK. mad. 277 vd. uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin davada, takip konusu alacağın gerçek bir alacak olup olmadığının tespiti için ceza dosyası ve icra takip dosyasının incelenmesi gerektiği-
Davacının gerçekte alacaklı olup olmadığının tespiti amacıyla, borcun doğumuna ilişkin 3. kişilerce ileri sürülen savunmanın üzerinde durulması, bu konuda davacı ve davalı 3.kişilerin bildirdiği ve bildireceği delillerin toplanması, maddi hasarlı kaza ile ilgili müracaat tutanağı ve anılan tutanağa dayalı olarak yapılan işlemlere ait belgeler, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, banka kayıtları celp edilerek, gerektiğinde davacının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi de yaptırılması, takip konusu alacağın gerçek bir alacak olup olmadığı, gerçek bir alacak ise borcun doğum tarihinin tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davanın niteliği itibariyle B.K 18. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu, İİK 277 vd. maddelerinde sözü edilen iptal davalarının, borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz bulunması için açıldığı oysa muvazaa davasının, alacaklı ve borçlunun yaptığı tasarruf işleminin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçladığı, kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişilerin (olayımızda davacı), tek taraflı ve çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebileceği, danışıklı olan bir hukuki işlem ile 3.kişinin zararlandırılmasının ona karşı işlenmiş bir haksız fiil niteliğinde olduğu o nedenle Mahkemece BK 18. madde çerçevesinde değerlendirme yapılıp taraf delilleri buna göre toplanıp hasıl olunacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-