İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin davaların dinlenmesi için geçici (İİK. mad. 105) veya kati (İİK. mad. 143) aciz belgesinin sunulmuş olması gerektiği- Borçlu adına kayıtlı taşınmaz üzerininde davacı alacaklının ikinci sırada olduğu ve taşınmazın kıymet takdiri ile alacak miktarları ile borçlunun maaşı üzerinde kesinti yapıldığı, yapılan hacizde borçlunun 2.675 TL'lik ev eşyasının haczedildiği, daha sonra yapılan hacizde ise haciz tutanağı ile borçlunun evinde zorunlu ev eşyaları dışında başka haczi kabil mal bulunmadığının tespit edildiği anlaşıldığından, bu haciz tutanağının İİK. mad. 105 anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğunun kabulü ile dava konusu tasarrufun İİK. mad. 278, 279, 280 gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali istemine ilişkin davada, davacının alacağının kefil olarak imzaladığı kredi sözleşmesi ile doğduğunun (davacı kefil olarak borcu ödediğinden dava dışı bankanın halefi sıfatını da kazanmış olmakla) kabul edilmesi gerektiği-
Mahkemece, T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı İstanbul Vergi Dairesi Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü'nce gönderilen yazı içeriğindeki bilgi ve açıklamalar da gözetilerek, ihale konusu araç üzerinde keşif yapılmak ve vergi konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle uygulanması gerekli KDV oranının Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde kesin olarak belirlenmesinin ve sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Davacının başka bir Hukuk Mahkemesinde, davacının eski malikten taşınmazı haricen satın alıp satış bedelinin bir miktarını eski malike verdiğini ve taşınmaza belli bir miktar masraf yaptığını iddia ederek tapu iptal ve tecil davası açtığı ve bu davanın reddedilerek kesinleştiği anlaşıldığından muvazaaya dayalı tasarrufun iptali (tapu iptal ve tescil) davasının dinlenemeyip, yeni malike karşı da tapu iptali ve tescil talebinde bulunamayacağı- Dava tarihinden önce yapılmış bir icra takibi bulunmayıp, davacının dava tarihinde davalı eski malikten kesinleşmiş bir alacağının olmaması sebebiyle tasarrufun iptali davasının şartlarının bulunmadığı-
Davanın İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu- İptali istenen tasarruf takip konusu borçtan önce yapıldığından davanın önkoşul yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-
Şikayetçinin, "tapu sicilindeki ilgili" sıfatı bulunmakta olup, kendisine satış ilânı tebliğinin zorunlu olduğu- Haciz alacaklısı olan şikayetçi 3. kişinin, alacaklı olduğu ve açtığı tasarrufun iptali davasında aynı taşınmaz üzerine haciz şerhi koydurduğu, icra dosyasına giren son tapu kaydının ise, şikayetçinin haczini de içerdiği anlaşıldığından, "tapu sicilindeki ilgili" sıfatı bulunan şikayetçiye satış ilânı tebliğinin zorunlu olduğu-
İİK. mad. 283 uyarınca, iptal davasının kabulü halinde, davacı-alacaklının, dava konusu taşınmaz ise davalı 3. kişinin üzerindeki kaydın düzeltilmesine yer olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebileceği, 6183 sayılı Kanun''da bu hususta açık bir hüküm bulunmamakta ise de, hükmün kıyasen burada da uygulanması gerektiği-
Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabileceği ve bu husus dava şartı olduğundan hâkimin resen gözetmesi gerektiği- Haczedilen makineler üzerinde 1 tirilyonu aşan banka ipoteği olduğu ve anılan bankanın ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçtiği anlaşılmakla, icra dosyasına göre borçlunun borcu karşılayacak değerde malı olmadığı ve bu durumda aciz halinin varlığının kabul edilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabileceği(İİK.m.277) bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorunda olduğu-
Dava konusu taşınmaz üzerinde davalı banka lehine ipotek verildiği, ipoteğin kesin ipotek verme taahhüdüne dayalı olarak yapılmadığından bu tasarrufun iptaline karar verilmesi istemişse de, "davalı bankanın sermayesinin büyük bir kısmının devlete ait kamu bankası olduğu, kredi sözleşmesi ve kredinin ipotek ile teminat altına alındığı" gerekçesiyle tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-