Attırma şartnamesinde "taşınmazın ihtiyati tedbir şerhli olarak satılacağı ve tescil aşamasında tapu müdürlüğüne tedbir şerhli olarak yeni malikine tescil yapılmasının bildirileceği, tescil aşamasında sorun çıkması halinde icra müdürlüğünün sorumluluğunun bulunmayacağının" açıklamasına yer verildiği- İcra müdürlüğü kararı ile "ihtiyati tedbir şerhinin kaldırılması halinde taşınmazın satış işlemlerine başlanılmasına" karar verildiği ve şikâyet üzerine “tedbirin cebri icra ile satışlara engel olmadığı” belirtilerek icra memur işleminin iptaline karar verildiği ve bu karar üzerine satış işlemlerine başlanıldığı uyuşmazlıkta, satış ilanındaki şerhin yasal düzenlemeye aykırılık teşkil ettiği ve günümüz koşullarında taşınmazların değerinde meydana gelen artış da gözetildiğinde satış ilanında gösterilmesinin talep ve tâlibi etkileyecek nitelikte olduğundan ihaleye katılımı azalttığı ve ihalenin feshi sebebini oluşturduğu-
Yargıtay 12.Hukuk dairesince; görüş değişikliğine gidilmek suretiyle, satılan mal muhammen bedelin üstünde bir bedelle satılmış olmakla beraber yapılan usulsüzlük malın daha yüksek bedelle satılmasını önlemiş ise (yani ihalenin feshi sebebi olarak dayanılan yolsuzluk yapılmamış olsa idi mal daha yüksek bedelle satılabilecek idi ise) malın daha yüksek bir bedelle satılamamış olmasından zarar görmüş olan ilgilinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekeceği- Her ne kadar İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince, önceki içtihatlarına uygun olacak şekilde değerlendirme yapılarak sonuca gidilmiş ise de; Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin, yazılı görüş değişikliği nedeniyle, şikayetçi borçlunun istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü ve aşamalarda tekrar ettiği fesih iddialarının esası incelenerek hüküm kurulması gerekeceği-
Kıymet takdirine itiraz davasının icra müdürlüğünce satışa konu malın bilirkişi marifetiyle yaptırılan değer tespitinin yerinde olmadığına yönelik bir şikayet olduğu, mahkemece yapılacak iş, icra müdürü tarafından belirlenen değerin taşınmazın gerçek değerini yansıtıp yansıtmadığı, bir başka ifadeyle memur işleminin doğru olup olmadığının denetlendiği, dolayısıyla mahkeme, oluşturduğu bilirkişi kurulu ile icra müdürünün kıymet takdiri yaptığı keşif tarihi itibariyle taşınmazın değerini belirleyerek memur işlemini denetleyebileceği- Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesinin mümkün olduğu- Tespit edilecek bu değerin İİK 128/a-3' deki iki yıllık sürenin hesabında esas alınacağı-
İİK'nın 363/son maddesi uyarınca, istinaf yoluna başvuru satıştan başka icra işlemlerini durdurmaz. Buna göre, takibe itiraz ve şikayetler hakkında verilen icra mahkemesi kararları kesinleşmeden satışa gidilmez. Bu husus mahkemece de re'sen dikkate alınmalıdır.
İlk Derece Mahkemesince birçok taşınmaza ilişkin ihalelerin feshi talebine ilişkin yargılamanın soyut bir şekilde yürütülüp, sonuçlandırılması ve karar gerekçesinde Anayasa'nın ve Yasa'nın amaçladığı anlamda kanun yolu denetimine elverişli bir gerekçe oluşturulmadan sonuca gidilmesi, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf incelemesi sırasında bu hususların gözden kaçırılması hatalı olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildiği-Mahkemece yapılacak işin, öncelikle davacı vekiline hangi taşınmazlara ilişkin ihalenin feshi talebinde bulunulduğu açıklatılıp, ihalenin feshi sebeplerini her bir taşınmaz açısından irdeleyip, özellikle İİK'nın 129. maddesi yollaması ile 115/1. maddesinin 2. cümlesi açısından değerlendirme yapıp, tarafları tatmin edici ve kanun yolu denetimine elverişli gerekçe oluşturup, sonuca gitmek olduğu-
Taşınmazın muhammen bedelinin, taşınmazın gerçek değerini yansıtıp yansıtmadığının bilirkişilerden rapor alınarak belirlenmesi gerekeceği-
İhalenin feshi istekleri üzerine yatırılacak harç ve gösterilecek teminat miktarı-
Covid 19 salgını sonrası dünyada ve ülkemizde meydana gelen ekonomik durgunluk, üretim süreçlerindeki yavaşlama sonunda fiyatlarda meydana gelen ani, orantısız yükselişle birlikte paranın alım gücündeki değişiklikler ile taşınır ve taşınmaz değerlerinde oluşan büyük artışlar, 7343 sayılı Kanun ile mahcuz ya da merhun malların cebri satışında başlıca yöntem olan açık artırmanın elektronik ortama taşınması ile beraber muhammen değerin üzerinde sonuçlanan satışların artmış olması da dikkate alınarak, Dairemizce görüş değişikliğine gidilmek suretiyle, ihale edilen mal muhammen bedelin üstünde bir bedelle satılmış olmakla beraber yapılan usulsüzlük malın daha yüksek bedelle satılmasını önlemiş ise (yani ihalenin feshi sebebi olarak dayanılan yolsuzluk yapılmamış olsa idi mal daha yüksek bedelle satılabilecek idi ise) malın daha yüksek bir bedelle satılamamış olmasından zarar görmüş olan ilgilinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekeceği-