İcra hukuk mahkemesince verilen satışın durdurulmasına ilişkin karar üzerine, icra müdürlüğünce satışın durdurulmasından sonra, icra mahkemesince takibin devamında karar verilmesi üzerine, icra müdürlüğünce yeni bir satış konusu verilmeksizin, satışa kaldığı yerden devam edilip ihale yapılamayacağı-
Birinci alıcının, daha önceki ihalenin feshine sebebiyet verdiği gözetildiğinde İİK 133/2. maddesi gereğince iki ihale arasındaki farktan sorumlu olacağından teminat talep edilmesine dair satış memuru kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı- Şikayetçilerin satış kararı ile şartnamede ihalenin İİK’nın 133. maddesine göre yapıldığına ilişkin ibare bulunmadığı yönündeki iddiaları satışa hazırlık işlemine yönelik olup satış ilanının tebliğinden itibaren yasal yedi günlük sürede şikayete konu edilmediğinden şikayet edenlerin bu iddiası da yerinde görülmediği-
Dairemizce görüş değişikliğine gidilmek suretiyle, ihale edilen mal muhammen bedelin üstünde bir bedelle satılmış olmakla beraber yapılan usulsüzlük malın daha yüksek bedelle satılmasını önlemiş ise (yani ihalenin feshi sebebi olarak dayanılan yolsuzluk yapılmamış olsa idi mal daha yüksek bedelle satılabilecek idi ise) malın daha yüksek bir bedelle satılamamış olmasından zarar görmüş olan ilgilinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekeceği- Her ne kadar İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince, önceki içtihatlarına uygun olacak şekilde değerlendirme yapılarak sonuca gidilmiş ise de; Yargıtay 12. Hukuk dairesinin yazılı görüş değişikliği nedeniyle, şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü ve aşamalarda tekrar ettiği fesih iddialarının da esasının incelenerek hüküm kurulması için kararın bozulması gerekeceği-
Somut uyuşmazlıkta, şikayetçi hissedar aleyhine ihale bedelinin %5’i oranında para cezasına hükmedilmiş ise de; 7343 sayılı Kanun'la değişik İİK'nun 134/5-3. maddesi gereğince, ileri sürülen tek fesih iddiasının, şikayetçinin de hissedar olmasına rağmen ortaklığın giderilmesi davasına dahil edilmeyerek davanın usulsüz kesinleştirildiğinden bahisle mağduriyet yaşandığına ilişkin olduğu ve fesih isteyenin, şikayete konu taşınmazda hissedar sıfatının bulunduğu nazara alındığında, şikayetin ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı görülmekle, Anayasa'nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi de göz önünde bulundurularak, ihale bedelinin %5'i olarak belirlenen para cezasının %1 oranında belirlenmesinin hak, nesafet ve ölçülülük ilkelerine uygun olacağı-
Borçlu şirkete, Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ prosedürüne uyulmadan ve borçlu şirketin mersis/ ticaret sicil adresine ilişkin araştırma yapılmadan, gönderilen satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu, muhammen bedelin üzerinde satış olması halinde dahi bu hususun fesih sebebi olarak nazara alınması gerektiği-
İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince de tespit edildiği üzere, davacının, taşınmazda lehine gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılan kişi olup, İİK'nın değişik 134. maddesindeki satış isteyen alacaklı, borçlu, resmî sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişilerden olduğu ve davanın nispi harca ve teminata tabi bulunduğu tartışmasız ise de; İlk Derece Mahkemesinin harç yatırılmasına ilişkin "... nispi harcın yarısı ............... TL ve ihale bedelinin % 5’ine tekabül eden ..................... TL teminatı yatırması için iki haftalık kesin süre verilmesine, yatırılmaması halinde açılan davanın HMK 114/1-ğ ve 114/2 maddeleri gereği usulden reddine karar verileceğinin ihtarına (ihtarat yapıldı)" şeklindeki ara kararının 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 30. maddesine uygun olmadığı, mahkemece davacıya Harçlar Kanunu'nun 30. maddesine uygun şekilde nispi harcın yarısının yatırılması için “gelecek celseye kadar kesin süre verilmesine, aksi taktirde dosyanın işlemden kaldırılacağının ihtarına” şeklinde ara karar oluşturulması ve akabinde Harçlar Kanunu'nun 30. maddesindeki düzenlemeye uygun olarak karar verilmesi gerekirken nispi harç yatırılmamasını HMK'nın 114. maddesinde düzenlenen dava şartı olarak niteleyerek sonuca gidilmesinin ve bunun Bölge Adliye Mahkemesince de benimsenmesinin hatalı olduğu-
İhalenin feshinde "hukuki yarar" koşulu- Yargıtay 12. Hukuk Dairesince; görüş değişikliğine gidilmek suretiyle, ihale edilen mal muhammen bedelin üstünde bir bedelle satılmış olmakla beraber yapılan usulsüzlük malın daha yüksek bedelle satılmasını önlemiş ise (yani ihalenin feshi sebebi olarak dayanılan yolsuzluk yapılmamış olsa idi mal daha yüksek bedelle satılabilecek idi ise) malın daha yüksek bir bedelle satılamamış olmasından zarar görmüş olan ilgilinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekeceği- Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince, önceki içtihatlarına uygun olacak şekilde değerlendirme yapılarak sonuca gidilmiş ise de; ilgili dairenin yazılı görüş değişikliği nedeniyle, şikayet dilekçesinde ileri sürülen ve istinaf sebebi yapılan tüm fesih iddialarının esası incelenerek hüküm kurulması gerekeceği-
Yargıtay 12.Hukuk dairesince; görüş değişikliğine gidilmek suretiyle, satılan mal muhammen bedelin üstünde bir bedelle satılmış olmakla beraber yapılan usulsüzlük malın daha yüksek bedelle satılmasını önlemiş ise (yani ihalenin feshi sebebi olarak dayanılan yolsuzluk yapılmamış olsa idi mal daha yüksek bedelle satılabilecek idi ise) malın daha yüksek bir bedelle satılamamış olmasından zarar görmüş olan ilgilinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekeceği- Her ne kadar İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince, önceki içtihatlarına uygun olacak şekilde değerlendirme yapılarak sonuca gidilmiş ise de; Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin, yazılı görüş değişikliği nedeniyle, şikayetçi borçlunun istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü ve aşamalarda tekrar ettiği fesih iddialarının esası incelenerek hüküm kurulması gerekeceği-
Somut olayda, ihalenin feshine konu .......parsel nolu taşınmaz için, 4.625,60 TL gazete ilan masrafı, 1.309,20 TL kıymet takdiri masrafı (bilirkişi, ulaşım ve memur yolluğu dahil) yapılmış olup, toplamda yapılan satış masrafının 5.934,80 TL olduğunun anlaşıldığı- Buna göre; taşınmazın muhammen bedelinin 947.079,28 TL olduğu, muhammen bedelinin %50'si olan 473.539,64 TL'ye 5.934,80 TL olan satış masrafının eklenmesi halinde, 479.000,00 TL olan ihale bedelinin, hesap edilen 479.474,44 TL'yi karşılamadığının anlaşıldığı, kaldı ki, bu miktara tebligat giderlerinin de ilavesi gerekeceği-İcra müdürlüğünün 26.02.2022 tarihli satış kararında, “satış ilanının, yurt düzeyinde yayın bir gazetede ilan edilmek suretiyle yapılmasına” karar verildiği halde, gereğinin yerine getirilmeyerek, aynı gün Basın İlan Kurumu Müdürlüğüne yazılan müzekkerede ilanın yerel (il) gazetelerinden birisinde yapılmasının istenmesi ve buna göre satış kararına aykırı olarak 16/03/2022 tarihinde yerel …. Gazetesinde ilan yapılması, satış ilanının ulusal bir gazetede ilan edilmesinin talep ve talibi arttırabileceği de gözetildiğinde, yasaya aykırı olduğu-
İcra mahkemesince verilen kararlar, kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemekle birlikte, aynı takip dosyası nedeniyle, aynı taraflar arasında ve aynı konuda daha önce verilen icra mahkemesi kararları, kesinleşmek koşuluyla sonradan oluşturulacak aynı konuda, aynı takiple ilgili ve tarafları aynı olan kararlar yönünden birbirlerine karşı kesin hükmün sonuçlarını doğurduğu-