12. HD. 30.11.2023 T. E: 6066, K: 8045
12. HD. 30.11.2023 T. E: 6217, K: 8128
12. HD. 30.11.2023 T. E: 7413, K: 8059
Taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneğinin borçluya tebliğ edilmesi gerektiği- Şikayetçi borçlunun hapis cezası ile hükümlü olması sebebiyle 19.02.2021 tarihinde cezasının infazına başlandığı, tahliye tarihinin 3.08.2025 olduğu, Bakırköy 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 22.04.2022 tarihli ve 2022/390 Esas ve 2022/414 Karar sayılı kararı ile borçluya vasi atandığı, vasinin de Bakırköy 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 2022/427 sorgu numaralı dosyası ile 08.06.2022 tarihinde tutuklandığı, satış ilanının tutuklu olması nedeni ile ceza infaz kurumunda 14.02.2023 tarihinde tebliğ edildiğinin görüldüğü-Satış ilanı tebliğ işlemi şeklen usulüne uygun ise de, borçlunun hükümlü ve kısıtlı, yasal temsilcisi olan vasisinin de tutuklu olması nedeniyle satışa hazırlanabilmeleri, gerekli duyuruları yapabilmeleri ve daha fazla alıcı bulabilmeleri için gerekli imkanların oluşmadığı, nitekim muhammen bedeli 11.478.180,00 TL olan taşınmazın 21.02.2023 tarihli ihalede 6.758.058,00 TL bedelle ihale edildiği görüldüğünden şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi kurulmasının isabetsiz olduğu-
Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre, ticari ve ekonomik bütünlük arzeden taşınmazların birlikte tek bir ihalede satılmasının zorunlu olduğu, aksi durumun satışa katılımı azaltacağı, satışı yapılan malın değerini ve dolayısıyla ihale bedelini de olumsuz etkileyeceği kabul edildiğinden, asıl ve birleşen dosyalarda tüm taşınmazlar yönünden ihalelerin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, ihalede pey süren olup, kanunda belirtilen istisnai kişiler dışında kaldığı anlaşılan davacıya öncelikle nispi harç ve akabinde ihale bedelinin %5'i oranında teminat yatırtılmadan yargılama yapılmasının ve bu hususun Bölge Adliye Mahkemesince gözden kaçırılmasının hatalı olduğu-
İlk Derece Mahkemesinin asıl karara ilişkin 05.04.2023 tarihli kısa kararında “davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tefhim veya tebliğinden itibaren 10 gün içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere “ karar verildiği, kararın 05.04.2023 tarihinde davacının yüzüne karşı tefhim edildiği, davacıya henüz gerekçeli karar tebliğ edilmeden 18.04.2023 tarihinde kararın istinaf edildiği, İlk Derece Mahkemesince ek karar ile istinaf yoluna başvuru süresinin tefhim tarihinden başlatılarak istinaf talebinin yasal sürede olmadığına karar verildiği görülmüş ise de, mahkemece kısa kararda “tefhim veya tebliğden itibaren “ denilmek sureti ile şikayetçinin kanun yoluna başvuru süresinin başlangıç tarihi yönünden yanıltıldığı, dolayısı ile kanun yoluna başvuru süresinin tebliğden itibaren başlayacağının gözetilmesi gerekeceği-
12. HD. 28.11.2023 T. E: 7887, K: 7893
12. HD. 28.11.2023 T. E: 6459, K: 7876
12. HD. 28.11.2023 T. E: 8281, K: 7932