Covid 19 salgını sonrası dünyada ve ülkemizde meydana gelen ekonomik durgunluk, üretim süreçlerindeki yavaşlama sonunda fiyatlarda meydana gelen ani, orantısız yükselişle birlikte paranın alım gücündeki değişiklikler ile taşınır ve taşınmaz değerlerinde oluşan büyük artışlar, 7343 sayılı Kanun ile mahcuz ya da merhun malların cebri satışında başlıca yöntem olan açık artırmanın elektronik ortama taşınması ile beraber muhammen değerin üzerinde sonuçlanan satışların artmış olması da dikkate alınarak, Dairemizce görüş değişikliğine gidilmek suretiyle, ihale edilen mal muhammen bedelin üstünde bir bedelle satılmış olmakla beraber yapılan usulsüzlük malın daha yüksek bedelle satılmasını önlemiş ise (yani ihalenin feshi sebebi olarak dayanılan yolsuzluk yapılmamış olsa idi mal daha yüksek bedelle satılabilecek idi ise) malın daha yüksek bir bedelle satılamamış olmasından zarar görmüş olan ilgilinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekeceği görüşünün benimsendiği-
İİK'nin 134/5-3 maddesinde; açıkça ve sadece “para cezası” kavramına yer verilmiş olmasına rağmen, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın hüküm kısmının 2 numaralı bendinde bu kavram yerine, tahsil ve sonuçları birbirinden farklı olan “idari para cezası” ifadesinin kullanılmasının doğru olmadığı, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince; HMK’nin 353/1-b-2 ve 356. maddeleri gereğince, ilk derece mahkemesi kararının, para cezası yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken, bu hususta karar verilmediği anlaşılmış olmakla, İlk Derece Mahkemesince yapılan bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde hata edildiği tespit edildiği takdirde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2. maddesi gereğince, istinaf isteminin kabulü ile gerekçenin düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirildiği halde istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
............. tarihinde gerçekleştirilen ihalede alacaklı .............'ın .............. TL pey sürdüğü, aynı ihalede ihale alıcısı .............'in ihale bedelini yatırmadığı gibi, alacaklı taraf da icra müdürlüğünce bedeli yatırması yönündeki tebliğe olumlu cevap vermediğinden, icra müdürlüğünce ihale kararının kaldırıldığı ve İİK md.133 gereğince şikayet konusu taşınmazın yeniden satışa çıkarıldığı, ................. tarihli yeni ihalede, bu defa alacaklı vekilinin daha düşük bedel teklif ettiği ve alacağına mahsuben taşınmazın alacaklıya ihale edildiğinin anlaşıldığı, ihale alıcısı-alacaklının ilk ihalede teklif ettiği bedeli yatırmayarak ihalenin düşmesine neden olduktan sonra, bu defa aynı işlemin tamamlanması için ikinci ihalede daha düşük bedel teklif etmesinin iyi niyetle bağdaşmayıp ihaleye fesat karıştırıldığını gösterdiği anlaşılarak ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi/borçlu aleyhine ihale bedelinin %10'u oranında para cezasına hükmedilmiş ise de, 7343 sayılı Kanun'la değişik İİK'nın 134/5-3 maddesi gereğince fesih gerekçeleri ve fesih isteyenin sıfatı gözönünde bulundurulduğunda davanın ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı görülmekle, Anayasa'nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi de nazara alınarak ihale bedelinin %10'u olarak belirlenen para cezasının %5 oranında belirlenmesinin hak, nesafet ve ölçülülük ilkelerine uygun olacağı-