Aralarında ekonomik bütünlük bulunmayan mahcuzların birlikte satılması, eş söyleyiş ile tek bir ihalede satılmasının kural olarak mümkün olmadığı- Ancak bir arada bulunması ticari ve ekonomik açıdan faydalı olan, teknik açıdan birbirlerine bağlı ve birbirlerine sağladıkları menfaatin yüksek olması nedeniyle birbirine bağımlı olan, ayrıca bir bütün halinde satılmaları durumunda daha yüksek gelir elde edileceği anlaşılan mahcuzların aralarında ekonomik bütünlük bulunduğunun kabulü ile birlikte satılmaları gerekeceği-
Şikayetçinin takibe konu ipoteğe esas kredi sözleşmelerinde kefil olmalarının kendilerine ihalenin feshini talep hakkı vermeyeceği-
Şikayetçilerin kredi sözleşmelerinin asıl borçlusu ve satışa konu ipotekli taşınmazın maliki olmayıp, tapu sicilindeki ilgili veya ihaleye pey süren kişi de olmadıkları, müteselsil kefil olduklarının görüldüğü, şikayetçilerin takibe konu ipoteğe esas kredi sözleşmelerinde kefil olmalarının kendilerine ihalenin feshini talep hakkı vermeyeceği-
Aralarında ekonomik bütünlük bulunmayan mahcuzların birlikte satılması, eş söyleyiş ile tek bir ihalede satılması kural olarak mümkün olmadığı, ancak bir arada bulunması ticari ve ekonomik açıdan faydalı olan, teknik açıdan birbirlerine bağlı ve birbirlerine sağladıkları menfaatin yüksek olması nedeniyle birbirine bağımlı olan, ayrıca bir bütün halinde satılmaları durumunda daha yüksek gelir elde edileceği anlaşılan mahcuzların aralarında ekonomik bütünlük bulunduğunun kabulü ile birlikte satılmaları gerekeceği- Satışa çıkarılmış olan taşınmazlar arasında fiili ve ekonomik bütünlük bulunup bulunmadığı, doğalgaz çevrim santralinin çalışması ve elektrik üretimi için su kuyuları, su depolama ve pompalama tesislerinin, santralin gelişim sahası ve türbin yedek parçalarının durduğu depoların iddia edildiği gibi şikayete konu taşınmazda bulunup bulunmadığı ve santralin çalışması için birlikte satılmasının elzem olup olmadığı ya da hangi taşınmaz veya taşınmazların birlikte satılmalarının gerekip gerekmediğinin tespiti hususunda uzman bilirkişilerden oluşturulacak bir bilirkişi heyeti vasıtasıyla mahallinde keşif ve kapsamlı bir inceleme yaptırılmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesinin mümkün olduğu- Mahkemece taşınmazın değerine yönelik itirazlar doğrultusunda taşınmazın vasfı da gözetilerek; uzman bilirkişilerden oluşturulacak bir bilirkişi heyeti vasıtasıyla mahallinde keşif ve satışa esas alınan kıymet takdirinin yapıldığı tarih itibariyle kapsamlı bir inceleme yaptırılmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
İhale edilen mal muhammen bedelin üstünde bir bedelle satılmış olmakla beraber yapılan usulsüzlük, malın daha yüksek bedelle satılmasını önlemiş ise (yani ihalenin feshi sebebi olarak dayanılan yolsuzluk yapılmamış olsa idi mal daha yüksek bedelle satılabilecek idi ise) malın daha yüksek bir bedelle satılamamış olmasından zarar görmüş olan ilgilinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekeceği-
Satış ilanı tebliğ tarihi itibariyle avukatın e-tebligat adresi açık ve aktif olduğundan tebligatın elektronik yolla yapılması kanuni zorunluluk olup, buna aykırı olacak şekilde adi posta yoluyla yapılan tebligatın yok hükmünde olduğu-
Covid 19 salgını sonrası dünyada ve ülkemizde meydana gelen ekonomik durgunluk, üretim süreçlerindeki yavaşlama sonunda fiyatlarda meydana gelen ani, orantısız yükselişle birlikte paranın alım gücündeki değişiklikler ile taşınır ve taşınmaz değerlerinde oluşan büyük artışlar, 7343 sayılı Kanun ile mahcuz ya da merhun malların cebri satışında başlıca yöntem olan açık artırmanın elektronik ortama taşınması ile beraber muhammen değerin üzerinde sonuçlanan satışların artmış olması da dikkate alınarak, Dairemizce görüş değişikliğine gidilmek suretiyle, ihale edilen mal muhammen bedelin üstünde bir bedelle satılmış olmakla beraber yapılan usulsüzlük malın daha yüksek bedelle satılmasını önlemiş ise (yani ihalenin feshi sebebi olarak dayanılan yolsuzluk yapılmamış olsa idi mal daha yüksek bedelle satılabilecek idi ise) malın daha yüksek bir bedelle satılamamış olmasından zarar görmüş olan ilgilinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekeceği görüşünün benimsendiği-
Mahkemece davacı/şikayetçiye Harçlar Kanunu'nun 30. maddesine uygun şekilde "...Davacı/şikayetçiye 3.786.006,60 TL nispi harcı yatırması için gelecek celseye kadar kesin süre verilmesine, aksi taktirde davanın işlemden kaldırılacağının ihtarına (ihtar edildi)" şeklinde oluşturulacak ara kararı ile süre verilmesi ve akabinde Harçlar Kanunu'nun 30. maddesindeki düzenlemeye uygun olarak karar verilmesi gerekirken nispi harç yatırılmamasını HMK'nın 114. maddesinde düzenlenen dava şartı olarak niteleyerek sonuca gidilmesinin ve hususun Bölge Adliye Mahkemesince de benimsenmesinin hatalı olduğu, mahkemece yapılacak işin öncelikle davacıya nispi peşin harcı tamamlaması için Harçlar Kanununun 30. maddesi uyarınca işlem yapmak ve harç yatırılırsa akabinde teminatı yatırtıp, sonuca gitmek olduğu-