İcra takibinin haklılık durumunun takip tarihi itibariyle değerlendirilebileceği, dava konusu kiralananın aile konutu olması halinde dahi fer’i müdahil talep eden eş takip tarihine kadar kiralayana bir bildirimde bulunmadığından kira sözleşmesinin tarafı haline gelemeyeceği-
Ticaret unvanın terkini, haksız rekabetin tespiti ve meni ile ihalenin feshi istemi- Davalı şirketin ticaret sicilden terkinine karar verilmişse de, TTK. mad. 52 uyarınca davalıya ait ticaret unvanının ayırt edici sözcüğü niteliğindeki ibarenin ticaret unvanından terkinine karar verİlmesi gerekirken, davalı şirketin tüzel kişiliğinin sona ermesine yol açacak şekilde tüm ticaret unvanın sicilden terkinine karar verilmiş olmasının hatalı olduğu- İhalenin feshi isteminin icra mahkemesinde ileri sürülmesi gerektiği-
OSB'nde bulunan bir taşınmazın cebri icra ile satışında alıcısı kredi alacaklısı banka ise, bu bankanın bölgenin kuruluş protokolünde öngörülen niteliklere sahip olmasının zorunlu olmadığı, ancak taşınmazın banka tarafından satın alınması halinde ancak bölgenin kuruluş protokolünde öngörülen niteliklere sahip gerçek veya tüzel kişilere en geç iki yıl içerisinde satmak veya aynı nitelikteki gerçek veya tüzel kişilere kiraya vermek mecburiyetinde olduğu-
Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Tebligat Kanununda öngörülen araştırma, komşudan bilgi alma ve komşuya, yöneticiye ya da kapıcıya bilgi vermeye ilişkin sorumluluk ve yükümlülüklerin yerine getirilmeden Tebligat Kanunu'nun 21 maddesince yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı- Tebligat Kanunu’nun 10’uncu maddesinin ikinci fıkrasında muhatabın bilinen son adresine usulüne uygun bir tebligat çıkartılmadan MERNİS adres kayıt sistemine tebligat çıkartılması ve bunun geçerli sayılmasının hatalı olduğu- İcra ve İflâs Kanunu'nun 127’nci maddesinin tebligat tarihinde yürürlükte bulunan önceki şeklinde de böyle bir tebligat usulü öngörülmemiş olduğu; MERNİS adres kayıt sistemine tebligat yapılabileceğine ilişkin düzenlemenin, ihalenin yapıldığı tarihten çok sonra -02.07.2012 günlü değişiklikle- Kanuna eklenmiş olduğu- Satış ilanı tebliğinin şikâyetçi-borçluya usulüne uygun tebliğ edildiğinden söz edilemeyeceğinden, borçlunun ihalenin feshi talep etmek için şikâyet süresinin de başlamamış olduğu ve yapılan şikâyetin hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle reddedilemeyeceği- Şikâyet konusu tebligatların yapıldığı tarihte, adı geçen avukatın vekil olmadığı dosya içerisinden anlaşıldığından, "şikâyetçi-borçlunun vekille temsil edildiği ve tebligatların vekile yapıldığı" şeklindeki direnmenin hatalı olduğu- Şikâyetçi-borçluya yapılan diğer tebligatlar da ihale tarihinden sonra olduğundan, bu tebligatların şikâyete esas sürenin başlangıcı için “öğrenme” sayılamayacağı ve mahkemece "ihalenin feshine" yönelik şikâyetin süresinde yapılmadığı kabulü gerektiği-
Satışa esas alınan ve kesinleşen kıymet takdiri tarihi esas alındığında, ihale gününe kadar 2 yıllık sürenin geçmiş olması nedeni ile şikayetin kabulüyle ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
Satış ilanı tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkının, sadece kendisine usulüne uygun tebligat yapılmayan ilgiliye ait olduğu-
İhalenin feshini talep eden vasinin, bu hususta vesayet makamından izin alması gerektiği-
İhalenin feshine ilişkin şikayet dilekçesinde "alıcı ile alacaklının birlikte hareket ederek başka alıcıların ihaleye girmesini engellediği" iddia edildiğinden ve bu konuda alacaklı hakkında şikayette bulunması üzerine soruşturma başlatıldığını ileri sürüldüğünden, borçlunun bildirdiği soruşturma dosyası ile göstereceği tüm deliller toplandıktan sonra fesat iddiası konusunda bir değerlendirme yapılması gerektiği-
Haksız açılan ihalenin feshi davası nedeniyle gayrimenkulün geç teslim alınmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada, yasal dava açma hakkının sınırlarının aşıldığı ve ihalenin feshi davası nedeniyle davacı taşınmazı geç teslim almış olduğu, oluşan zararla davalının eylemi arasında uygun illiyet bağının mevcut olduğu ve davacının taşınmazını geç teslim almasından kaynaklanan zararının kapsamı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Bölge Adliye Mahkemesince, ihalenin feshine ilişkin uyuşmazlıkta, "istinaf isteminin para cezası yönünden kabulü" ile düzelterek yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verilmesi gerekirken, yeniden esas hakkında karar verilmeksizin, ilk derece mahkemesince borçlu aleyhine hükmedilen para cezasının, yerel mahkeme kararının hüküm fıkrasından çıkartılmak suretiyle verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerektiği-