Mahkemece "satış ilanlarının", kendilerini vekille temsil ettirdikleri halde borçlu asillere gönderildiği ve bunun da tek başına ihalenin feshi nedeni olduğu gerekçesiyle verilen "şikayetin kabulüne ve ihalenin feshine" dair kararın ihale alıcısı tarafından temyiz edilmemesi ile, kendisi için ihalenin feshine ilişkin icra mahkemesi kararı şekli anlamda "kesin hükme" dönüşmüş olduğundan bu kararın özel dairenin bozmasından sonra ihale alıcısı lehine sonuç doğurmayacağı gibi, yerel mahkemenin direnme kararını da ihale alıcısının temyiz etme hakkı ortadan kalkmış olduğundan, ilk kararı temyiz etmeyerek kendisi için şekli anlamda kesin hükme dönüşen direnme kararını ihale alıcısının temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
İhale konusu taşınmaza ilişkin satış ilanında ve şartnamede taşınmazın konut niteliğinde olduğu ve KDV oranının %1 olarak gösterildiği ve taşınmazın şikayetçiye ihale edildiği, ihalenin feshi istemiyle açılan davanın da reddedilerek kararın kesinleştiği anlaşılmakla, arttırma şartnamesine güvenerek ihaleye girenlere taşınmazın ihale edilmesi halinde, sorumlu olacakları KDV oranın arttırma ilanı ile kesinleşen KDV oranı olacağı açık olduğundan, şikayetçinin sorumlu olacağı KDV oranının %1 olduğu, ihale yapıldıktan sonra ihalenin kesinleşmesi üzerine, ihaleye konu olan taşınmazın herhangi bir nedenle fiilen ofis olarak kullanıldığından bahisle kesinleşen KDV oranını % 18'e çıkaran icra müdürlüğü işleminin hatalı olduğu- O halde mahkemece, yukarıda yer verilen sebeplerle şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekirken, Dairemizce onandığı anlaşılmakla şikayetçinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
İhalenin usulsüzlüğünden bahisle feshi istenebileceği gibi, ihale sonucu edinilen mülkiyete dayalı tescilin yolsuz olduğu ileri sürülerek tapu iptal ve tescil davası açılmasına da yasal engel olmadığı-
"İhale alıcısı ile takibin taraflarına usulüne uygun şekilde dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra dosyasının incelenmesi gerektiğine" değinen bozma ilamına uyulduğu halde, ihalenin feshi isteminin süreden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İhalenin feshi davasında hasım yanlış gösterilse veya hiç gösterilmese bile şikayetin reddedilmemesi gerektiği- Borçlunun açtığı halenin feshi davasında doğru hasım olan alacaklı ve ihale alıcısı davaya dahil edilerek yargılamaya devam edilmesi gerektiği-
Gerek açık arttırma şartnamesi ve tutanağı, gerek açık arttırma ilanı gerekse de gazete ilanında; taşınmazın son imar durumu ile ilgili bölümde, ... Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 11/03/2014 tarihli yazısına atıfla ihaleye konu taşınmazın kısmen ticaret alanında kısmen yol alanında kaldığı bilgisine yer verildiği oysa ki ... Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün...10. İcra Müdürlüğünün 2014/1056 Esas sayılı dosyasına gönderdiği 30/10/2014 tarihli yazısında; taşınmazın 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında kısmen park alanında kısmen yol alanında kaldığı görüldüğünden ihaleye konu taşınmazın esaslı vasıflarındaki hata sebebiyle ihalenin feshi isteminin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İpoteğin fekki talebiyle açılarak daha sonra ıslah dilekçesi ile maddi tazminat istemine dönüştüren davada, mahkemece davacı vekilinin bu yöndeki talebi üzerinde durulup değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Ortaklığın giderilmesi davalarında, taşınmazdaki ortaklığın satış yoluyla giderilmesi kararının kesinleşmesinden sonra, dosyanın satış ile görevli kılınan birime gönderileceği ve taşınmaz satışının İİK. 123. vd. maddelerinde belirtilen usule göre yapılacağı- Davaya konu taşınmazın değerinin satış işlemi sırasında satış memurluğunca tekrar belirleneceği-
Tebligat Kanunu mad. 35/4 uyarınca, daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınacağı ve bu madde hükümlerinin uygulanacağı, buna göre tebligat yapılabilmesi için, muhatabın ticaret sicilinde kayıtlı adresine çıkartılan tebligatın bilâ tebliğ iade edilmiş olmasının zorunlu olduğu- Borçlu tarafından, iade gelen tebligata ilişkin olarak herhangi bir iddiada bulunulmamış olması ve 35. madde gereğince yapılan tebligata ilişkin olarak da komşu adının bulunmadığına ilişkin iddiasının anılan maddeye göre yapılacak tebligatta önem arzetmemesi nedeniyle, borçlu şirkete yapılan kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğ işlemlerinin usulüne uygun olduğu-
İpotek takibinin iptaline ilişkin kararın bozulması üzerine icra mahkemesince istemin reddine karar verilmesi üzerine, borçlunun bu kararı temyiz ettiği ve ret kararının bozulduğu, kararın temyiz tarihinin, satış kararı ve ihale tarihinden önce olduğu görülmekle, icra mahkemesi kararının kesinleşmesi beklenmeden ihale yapılmasının doğru olmadığı-