HMK. mad. 353/1-b-2 uyarnca; bölge adliyesince, "davanın esasıyla ilgili olarak, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verileceği"-  Bölge Adliye Mahkemesince, HMK. mad. 353/1-b-2 gereğince, düzelterek yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verilmesi gerekirken, yeniden esas hakkında karar verilmeksizin icra mahkemesi kararının 1. fıkrasının 2. bendi kaldırılarak, ilk derece mahkemesince borçlu aleyhine hükmedilmeyen para cezasının hüküm fıkrasına eklenmek suretiyle verilen kararının bozulması gerektiği-
İhalenin feshinin talep edilmesi ile, müflis şirketin, o mal üzerinde tasarrufta bulunduğu sonucuna varılamayacağı- Şikayet sırasında borçlu şirketin iflas etmesi halinde, TTK. mad. 534 uyarınca, şirket organlarının, ihalenin feshi istemi yönünden temsil yetkilerini koruyacağı- Müflisin kullanabileceği hakları, onun adına kullanabileceği, bu durumda, anonim şirkette yönetim kurulu üyelerinin yerine yenileri seçilene kadar eski yetkilinin görevleri zorunlu olarak devam edeceğinden, temsil yetkisinin son bulmayacağının kabulü gerektiği- Müflis şirketin yetkilisinin temsil ve ilzam yetkisi son bulduğundan ve dava açma ehliyeti olmadığından bahisle şikayetin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
HMK. mad. 353/1-b-2 uyarnca; bölge adliyesince, "davanın esasıyla ilgili olarak, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verileceği"- Söz konusu usule uyulmadan, ihalenin feshi davasında, ilk derece mahkemesince davalılar lehine ayrı ayrı hükmedilen vekalet ücretine ilişkin bendlerin çıkartılarak davalılar lehine tek vekalet ücretine hükmedilmek suretiyle verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerektiği-
1. HD. 28.02.2018 T. E: 2015/4189, K: 1256-
İhale tarihinden önce, taşınmazın imar durumunda olağanüstü değişiklikler yapıldığı ve değerinin önemli ölçüde değiştiği ileri sürülmüş olup; taşınmazda değer artırıcı unsurları etkileyeceğinden ve şikayetçinin menfaatine olacağından, bu hususun şikayet konusu yapılabileceği- Mahkemece, ihalesi yapılan taşınmazların, ihaleden önceki imar durumu sorularak, imar durumunda bir değişiklik olup olmadığı tespit edildikten sonra ve gelen yazı cevabına göre, bu durumun talep ve talibe etkisi de tartışılıp değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği, taşınmazların imar durumundaki önemli değişikliğin ne şekilde olduğu belirtilmeden halenin feshi karar verilmesinin hatalı olduğunu-
Rehin alacaklısı bankanın satıştan önceki aşamalarda rehin bedeli altında satış yapılmasını istemediğine ilişkin herhangi bir beyanının bulunmaması, rehinli aracın 50.000,00 TL olan muhammen değerinin 150.000,00 TL olan rehin bedelinin altında olması ve buna rağmen alacaklı tarafından rehin bedeli altında satışa muvafakat edilmediğine yönelik bir beyanda bulunulmaksızın satış istenmiş olması hususları birlikte değerlendirildiğinde; "alacaklının satış sırasında 150.000,00-TL.’nin altında satışa muvafakat etmediğini" ileri sürerek satışın yapılmasına engel olmasının doğru olmadığı- İcra mahkemesi gerçekleşmiş bir ihalenin feshi talebi ile önüne gelen uyuşmazlıkta ihalenin feshine karar verebilir ise de, İİK’nun 129. maddesindeki şartları taşıyan pey sürülmediğinden bahisle icra müdürlüğünce satışın ikinci artırmaya bırakılmasına dair karar verilen şikayete konu uyuşmazlıkta; icra mahkemesinin, icra müdürlüğüne ihalenin birinci artırmaya göre tamamlanmasını emretme yetkisinin bulunmadığı- Şikayet tarihi itibariyle tamamlanmış bir ihale bulunmadığından, şikayetin bu aşamada reddine karar verilmesi gerekirken şikayetin kabulü ile birinci artırma tutanağına göre satışın tamamlanması yönünde hüküm tesis edilemeyeceği-
Borçlunun adrese dayalı kayıt sisteminde kayıtlı adresinin bulunmaması halinde ipotek akit tablosunda yazılı adresine daha önce usulüne uygun tebligat yapılmamış olsa bile, bu adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapılabileceği, bunun için, muhatabın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin bulunmaması gerektiği- Borçluya gönderilen satış ilanı tebligatlarının iade edilmesi üzerine, satış ilanının Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşıldığından, mahkemece, borçlunun "satış ilanının tebliğ tarihi" itibariyle, adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin bulunup bulunmadığı araştırılarak, satış ilanı tebliğinin usulüne uygun olup olmadığının tespiti ile ihalenin feshi istemine dair bir karar verilmesi gerektiği-
Mernis adresi bulunmayan borçluya yapılan satış ilanı tebliğ işleminin, borçluya aynı adreste daha önceden yapılmış usulüne uygun bir tebliğ işlemi bulunmadığından usulsüz olduğu- Satış ilanı -usulüne uygun- tebliğ edilmemiş olduğundan ve , borçlunun, şikayet tarihinden daha önceki bir tarihte ihaleden haberdar olduğuna ilişkin bir bilgi de bulunmadığından, 13.03.2015 tarihli ihalenin feshi için  03.02.2016 tarihinde yapılan ihalenin feshi şikayetinin süresinde olduğu-
İhale bedelinin, muhammen bedelin %50’sine satış masraflarının ilave edilmesi ile oluşan miktarı karşılamadığı anlaşıldığından, mahkemece, İİK. mad. 129 uyarınca ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
K. takdir tarihi itibariyle, site inşaatının devam ettiği konununda tereddüt olduğundan, bu hususun, "ihale konusu taşınmazın esaslı vasıflarında hata" niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği-