İİK'nın 94/2. maddesine dayalı olarak açılan davada, adına taşınmazların tescili istenen borçluya husumet yöneltilmesine gerek bulunmadığı- İİK. mad. 94 uyarınca alınmış bir yetki belgesi bulunmadığından tapu ve tescil istemine ilişkin davanın HMK'nın 114/2 ve 115/2. maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği- Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün, davalı alacaklıda olduğu- Her zaman düzenlenmesi mümkün olan çek ve bononun, alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli olmayacağı- Alacağın miktarına göre diğer tarafın açık muvafakati bulunmadığı sürece tanık dinlenemeyeceği ve tanık beyanına dayalı olarak hüküm kurulamayacağı; davalı alacaklının savunma ve delilleri çerçevesinde alacağın gerçek olup olmadığının tartışılması, davalı ile borçlu arasındaki hukuki ilişkinin ve davalının alacağının doğum tarihinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği Davalının takip tarihi, davacının takip tarihinden önce olup, her ikisinin alacağının da herhangi bir belgeye dayalı olmadığının anlaşılması halinde, davalının alacağının, davacının alacağından daha önce doğduğunun kabulü gerekeceği-Satış tarihi itibariyle geçerli bir haciz bulunmadığı gerekçesiyle sıra cetvelinde kendisine pay ayrılmamış olan alacaklıya yönelik açılan davanın hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle HMK'nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği- Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline itiraz davalarında ise,"sıra cetvelinin iptali"ne değil, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerektiği- Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hükmün, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğuracağı ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulması gerektiği-
Adi ortaklıklarda, ortakların borçlarından dolayı takip yapılması halinde, ortağın ancak "kâr payı" veya "tasfiye payı"na haciz konulmasının mümkün olduğu, tüzel kişiliği bulunmayan ortaklığa ait bir mal veya alacak üzerine haciz konulamayacağı- İcra müdürlüğünce çıkarılan haciz müzekkerelerinde adi ortaklığın hakedişlerinin haczine ilişkin bir karar bulunmasa da, borçlu "adi ortaklıkların hak ve alacakları üzerine haciz konulduğu"nu iddia etmiş olduğundan, mahkemece, adi ortaklıkların hak ve alacakları üzerine haciz konulup konulmadığının sorularak saptanması sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İİK'nun 94. maddesine göre borçlunun ortağı olduğu anonim şirketteki hisseleri haczedilmiş olup; alacaklı tarafça, icra takibinde şirketteki hisselerin haczi ile yetinilmesi gerektiği, ancak İİK. mad. 121 uyarınca alacaklının İcra Mahkemesi'nden alacağı yetki ile ticaret mahkemesinde şirket hisselerinin satışı için dava açabileceği, yasada, haczedilen şirket hisselerinin icra yoluyla satışının yapılacağına yönelik ve şirket ortaklarına gönderilecek muhtıra ile anonim şirketin feshinin ihbar edileceği hakkında bir düzenleme bulunmadığı, bunun yanında borçlunun şahsi malları üzerindeki haczin devam ettiği de göz önünde bulundurularak mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Yüklenici kendi edimini yerine getirmedikçe, karşı taraftan edimini ifa etmesini talep edemeyeceğinden, İİK. mad. 94/2 uyarınca, alacaklının, borçlu adına tescil isteyebilmesi için, yüklenicinin dava konusu bağımsız bölümleri haketmiş olması gerektiği- Mahkemece, dava konusu bağımsız bölümlerin davalı yüklenici tarafından sözleşmelere göre hakedilip edilmediğinin, bu hususta davalı arsa sahibince dosya kapsamına sunulan tüm delillerin incelenip, gerekirse konusunda uzman bilikişilerden rapor alınmak suretiyle, tespit edilerek sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerektiği-
Şikayete konu haciz müzekkeresi ile haczi istenen şikayetçi şirket dışındaki borçluların hisseleri olup, bu haciz müzekkeresi, şikayetçi borçlu aleyhine bir sonuç doğurmadığından ve şikayetçinin hukukunu etkilemediğinden şikayetçinin şikayette hukuki yararının olmadığı-
İİK.mad. 94 gereği borçlunun ortağı olduğu anonim şirketteki hisseleri haczedilmiş olup; alacaklı tarafça, icra takibinde şirketteki hisselerin haczi ile yetinilmesi gerektiği, İİK'nun 121.maddesi uyarınca alacaklının İcra Mahkemesi'nden alacağı yetki ile ticaret mahkemesinde şirket hisselerinin satışı için dava açabileceği, Yasada, haczedilen şirket hisselerinin icra yoluyla satışının yapılacağına yönelik ve şirket ortaklarına gönderilecek muhtıra ile anonim şirketin feshinin ihbarının yapılacağı hakkında bir düzenleme bulunmadığı dikkate alınarak, bunun yanında borçlunun şahsi malları üzerindeki haczin devam ettiği de gözönünde bulundurularak Mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Alacaklıların İİK'nun 94/2. maddesine dayalı olarak tapu iptal ve tescil talebinin kabul edilebilmesi için, yüklenicinin sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirip dava konusu bağımsız bölümlerin tescillerini hak etmiş olması gerektiği-  İnşaat yapılacak parsellerin bir kısmında imalata hiç başlanmadığı, genel inşaat seviyesinin ise % 34,18 olduğu ve işin teslimi gereken süresinin aşılarak yüklenicinin teslimde temerrüde düştüğü anlaşıldığından, inşaatın bu seviyesi itibariyle ve yüklenicinin temerrüde düşmesi nedeniyle, özellikle yüklenicinin inşaatı terk ettiğinin tespit edilmesi karşısında, artık yüklenicinin talep edebileceği ancak adına tapuda kaydedilmeyen bir bağımsız bölümün varlığından sözedilemeyeceği ve mevcut seviye itibariyle ve inşaatın terk edilmesi karşısında arsa sahiplerinin sözleşmelerin geriye etkili feshini (dönme) talep etme haklarının mevcut olduğu- Birleşen dava davacısı yönünden eldeki davaların açılabilmesi için yasal şart teşkil eden yetki belgesinde hangi bağımsız bölümlerin tescili istendiği yazılmadığı için belgenin usulsüz olduğu; sözleşmeler uyarınca hak edip etmediği denetlenmeksizin taşınmazın tümüyle yüklenici adına tesciline karar verilmesi, kararda ada numarasının ve hangi davalıların ne oranda hissesinin iptal edildiğinin gösterilmemesi, alacağın miktarı ve tapuda iptal ve tescil edilen bağımsız bölümlerden hangisinin değeri daha düşükse ona göre harç hesabı yapılması gerekirken bu hususun gözardı edilmesi ve davacısı şirket olan birleşen davalarda alacağa karşılık gelecek miktardan fazla olarak bağımsız bölümlerin tapularının iptal ve tesciline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İİK'nın 94. maddesine dayalı olarak açılan davalarda, ancak mülkiyet ve diğer ayni hakların hak edip de henüz devredilmemesi halinde borçlu adına tescilinin istenebileceği- Mahkemece, dava konusu bağımsız bölüm yönünden hak ve borçların devir ve tesciline karar verilmiş olmakla ve karar sadece davacı tarafça temyiz edildiğinden, aleyhe bozma yasağı kuralı nedeniyle, dava dışında olan ancak mahkeme kararı ile borçlu hale getirilenin ve borcun devri karşısında alacaklı bulunan TOKİ’nin eldeki davada yer almasında hukuki yararları gereği zorunluluk bulunduğu-
Davacı tarafından İİK. mad. 94/2 uyarınca davalılar ile yüklenici arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, borçlu yüklenicinin hakettiği bağımsız bölümlerin davalı arsa malikleri adına kayıtlı olan tapularının iptali ile yüklenici adına kayıt ve tescili talep edildiğine göre, yüklenicinin de savunma hakkını kullanabilmesi bakımından davada taraf olarak gösterilmesi gerektiği ve bu durumda, davacı tarafa, yüklenici aleyhine dava açılması için süre verilmesi ve açılması halinde iş bu dava ile birleştirilerek bir karar verilmesi, dava açılmaması halinde ise dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Adi ortaklığı oluşturan şirketlerden birisi olan borçlu şirketin borcundan dolayı, adi ortaklığın istihkak alacağı üzerine haciz konulamayacağı-