Yüklenici kendi edimini yerine getirmedikçe, karşı taraftan edimini ifa etmesini talep edemeyeceğinden, İİK. mad. 94/2 uyarınca, alacaklının, borçlu adına tescil isteyebilmesi için, yüklenicinin dava konusu bağımsız bölümleri haketmiş olması gerektiği- Mahkemece, dava konusu bağımsız bölümlerin davalı yüklenici tarafından sözleşmelere göre hakedilip edilmediğinin, bu hususta davalı arsa sahibince dosya kapsamına sunulan tüm delillerin incelenip, gerekirse konusunda uzman bilikişilerden rapor alınmak suretiyle, tespit edilerek sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerektiği-
Şikayete konu haciz müzekkeresi ile haczi istenen şikayetçi şirket dışındaki borçluların hisseleri olup, bu haciz müzekkeresi, şikayetçi borçlu aleyhine bir sonuç doğurmadığından ve şikayetçinin hukukunu etkilemediğinden şikayetçinin şikayette hukuki yararının olmadığı-
İİK.mad. 94 gereği borçlunun ortağı olduğu anonim şirketteki hisseleri haczedilmiş olup; alacaklı tarafça, icra takibinde şirketteki hisselerin haczi ile yetinilmesi gerektiği, İİK'nun 121.maddesi uyarınca alacaklının İcra Mahkemesi'nden alacağı yetki ile ticaret mahkemesinde şirket hisselerinin satışı için dava açabileceği, Yasada, haczedilen şirket hisselerinin icra yoluyla satışının yapılacağına yönelik ve şirket ortaklarına gönderilecek muhtıra ile anonim şirketin feshinin ihbarının yapılacağı hakkında bir düzenleme bulunmadığı dikkate alınarak, bunun yanında borçlunun şahsi malları üzerindeki haczin devam ettiği de gözönünde bulundurularak Mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Alacaklıların İİK'nun 94/2. maddesine dayalı olarak tapu iptal ve tescil talebinin kabul edilebilmesi için, yüklenicinin sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirip dava konusu bağımsız bölümlerin tescillerini hak etmiş olması gerektiği-  İnşaat yapılacak parsellerin bir kısmında imalata hiç başlanmadığı, genel inşaat seviyesinin ise % 34,18 olduğu ve işin teslimi gereken süresinin aşılarak yüklenicinin teslimde temerrüde düştüğü anlaşıldığından, inşaatın bu seviyesi itibariyle ve yüklenicinin temerrüde düşmesi nedeniyle, özellikle yüklenicinin inşaatı terk ettiğinin tespit edilmesi karşısında, artık yüklenicinin talep edebileceği ancak adına tapuda kaydedilmeyen bir bağımsız bölümün varlığından sözedilemeyeceği ve mevcut seviye itibariyle ve inşaatın terk edilmesi karşısında arsa sahiplerinin sözleşmelerin geriye etkili feshini (dönme) talep etme haklarının mevcut olduğu- Birleşen dava davacısı yönünden eldeki davaların açılabilmesi için yasal şart teşkil eden yetki belgesinde hangi bağımsız bölümlerin tescili istendiği yazılmadığı için belgenin usulsüz olduğu; sözleşmeler uyarınca hak edip etmediği denetlenmeksizin taşınmazın tümüyle yüklenici adına tesciline karar verilmesi, kararda ada numarasının ve hangi davalıların ne oranda hissesinin iptal edildiğinin gösterilmemesi, alacağın miktarı ve tapuda iptal ve tescil edilen bağımsız bölümlerden hangisinin değeri daha düşükse ona göre harç hesabı yapılması gerekirken bu hususun gözardı edilmesi ve davacısı şirket olan birleşen davalarda alacağa karşılık gelecek miktardan fazla olarak bağımsız bölümlerin tapularının iptal ve tesciline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İİK'nın 94. maddesine dayalı olarak açılan davalarda, ancak mülkiyet ve diğer ayni hakların hak edip de henüz devredilmemesi halinde borçlu adına tescilinin istenebileceği- Mahkemece, dava konusu bağımsız bölüm yönünden hak ve borçların devir ve tesciline karar verilmiş olmakla ve karar sadece davacı tarafça temyiz edildiğinden, aleyhe bozma yasağı kuralı nedeniyle, dava dışında olan ancak mahkeme kararı ile borçlu hale getirilenin ve borcun devri karşısında alacaklı bulunan TOKİ’nin eldeki davada yer almasında hukuki yararları gereği zorunluluk bulunduğu-
Davacı tarafından İİK. mad. 94/2 uyarınca davalılar ile yüklenici arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, borçlu yüklenicinin hakettiği bağımsız bölümlerin davalı arsa malikleri adına kayıtlı olan tapularının iptali ile yüklenici adına kayıt ve tescili talep edildiğine göre, yüklenicinin de savunma hakkını kullanabilmesi bakımından davada taraf olarak gösterilmesi gerektiği ve bu durumda, davacı tarafa, yüklenici aleyhine dava açılması için süre verilmesi ve açılması halinde iş bu dava ile birleştirilerek bir karar verilmesi, dava açılmaması halinde ise dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Adi ortaklığı oluşturan şirketlerden birisi olan borçlu şirketin borcundan dolayı, adi ortaklığın istihkak alacağı üzerine haciz konulamayacağı-
İİK.nun 94. maddesinde düzenlendiği şekilde yetki belgesi alınmadan açılan "davanın reddine", borçlu davalı tarafından yargılama sırasında borç ödendiği anlaşılan icra dosyası yönünden konusu kalmayan dava hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesinin isabetli olduğu-
Adi ortaklıklarda, ortakların borçlarından dolayı takip yapılması halinde, ortağın ancak kar payı veya tasfiye payına haciz konulması mümkün olup, tüzel kişiliği bulunmayan ortaklığa ait bir mal veya alacak üzerine haciz konulamayacağı, bu hükümlere aykırı olarak davranılması halinde bu hususun, ortaklardan her biri tarafından şikayet konusu yapılabileceği-
İİK. mad. 94/1 uyarınca anonim şirket payının haczi, alacaklıların borçlu şirket ortağının şirket payı ve hissesini haciz talebine ilişkin olup, doğrudan anonim şirketin borcundan dolayı ortakların pay ve hisselerinin haczinin mümkün olmadığı-