İİK'nın 94. maddesinin, sadece borçlu namına tescil talepleri yönünden uygulanabileceği- İİK. mad. 94'e dayalı olarak alınan yetki ile alacak davası açılamayacağı- Dava takip yetkisinin dava şartı olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddi gerektiği-
Şikayetçi üçüncü kişi konumunda bulunan şirketin, takip borçlusunun şirketlerinin ortağı olduğunu, borçlunun şirkette bulunan hissesinin haczedildiğini, borçlunun şirketteki payının karşılığı olan 2.000,00 TL'nin ödenmek suretiyle haczin kaldırılması talebiyle icra müdürlüğüne başvurduklarını, ancak taleplerinin reddedildiğini belirterek icra müdürlüğünün istemlerinin reddine ilişkin kararının iptali için şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, TTK.'nin 596/2. maddesi hükmünün; haczedilen hissenin cebri icra yolu ile satışından sonra hissesi haczedilen şirkete, alıcıya karşı payı gerçek değeri üzerinden devralmayı önerme hakkı verdiği, mahcuz hissenin satışından önce, haciz aşamasında, şirketin böyle bir öneride bulunma hakkının olmadığı, şikayetçinin başvurusunun, mahçuz hissenin satışından önceki aşamada olduğu, henüz icra yolu ile satış yapılmadığından 6102 Sayılı TTK'nun 596/2. maddesinin şartlarının bulunmadığı, şikayete konu icra müdürlüğünün talebin reddi yönündeki işleminin hukuka uygun olduğu, mahkemece şikayetin reddi yerine kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun limited şirketteki hissesinin ister senede bağlansın ister bağlanmasın haczedilebileceği, haczin İİK'nun 94. maddesi uyarınca yapılacağı-(İİK 94) TTK’nun 596/2. maddesi hükmünün haczedilen hissenin cebri icra yolu ile satışından sonra hissesi haczedilen şirkete, alıcıya karşı payı gerçek değeri üzerinden devralmayı önerme hakkı verdiği, mahcuz hissenin satışından önce, haciz aşamasında, şirketin böyle bir öneride bulunma hakkının mevcut olmadığı-
Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil"e ilişkin uyuşmazlıkta davanın İİK’nun 94.maddesi uyarınca alınan yetkiye dayanılarak alacağın tahsiline yönelik açılmış olması nedeniyle, İİK 277 ve devamı maddelerinin olayda kıyasen uygulanması gerektiği, dava değerinin davacının alacak tutarı ile sınırlı olacağı ve bu miktar üzerinden harç alınması gerektiği gözetilerek harç ikmali yapılmasına gerek olması gerekeceği-
Alacaklının borçlunun tescil ettirmediği taşınmazların tescili davasını açabilmesi için, İcra Dairesinden alacağı yetki belgesini mahkemeye bildirmesi ve belge kapsamında da hangi taşınmaz için davayı açmaya yetkili kılındığının yazılı olması gerektiği-
Davacının, davalı borçlunun murisinin, mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla, taşınmazları diğer davalıya bedelsiz olarak devrettiğini ve davalı borçlunun da hakkı olduğu halde, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla, muris muvazaasına dayalı olarak tapu iptal ve tescil davası açmadığını iddia ettiği, mahkemece, davacının muris muvazaasına yönelik iddiası hakkında ise herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, bu durumda, mahkemece yapılması gereken iş, dosyaya bildirilen yasal tüm delil ve tanık beyanlarının da incelenerek, murisin torununa yaptığı taşınmaz satışlarının bedelsiz, yani muvazaalı olup olmadığının değerlendirilmesinden ve sonucuna uygun bir karar verilmesinden ibaret olduğu-
Limited şirketlerde borçlu ortağın payının İİK.'nun taşınırlara ilişkin hükümlerine göre haczedileceği, bu durumda, icra müdürlüğünün, alacaklı tarafından borçlunun üçüncü kişi limited şirketteki hissesinin haczi istendiğinde, borçlunun şirketteki payı, şirkete haciz yazısı tebliğ olunarak haczedilebileceği gibi icra memurunun şirket merkezine bizzat giderek, haczi şirkete tebliğ etmek ve pay defterine işlenmesini sağlamak suretiyle bu hususu tutanakla tespit ederek çıplak pay haczini yapabileceği, limited şirketlerde ispat vasıtası olan pay senedinin teslimi ile ortaklık hakkının devir ve temlik edilemeyeceği ve nedenle bu hakların üzerine rehin ve haciz konulamayacağı, pay senedinin haczedilmesinin borçlunun, limited şirketteki ortaklık payının haczedildiği sonucunu doğurmayacağı-
Davanın, İİK'nın 94. maddesinden kaynaklanan tescil istemine ilişkin olduğu, harici satım sözleşmesindeki değer sözleşmenin tarafı olmayanlar açısından bağlayıcı olmadığından davacı ile temlik alan yönünden bağlayıcı olmadığı, bu nedenle, uyuşmazlık konusu olan taşınmazların harca esas değerlerinin saptanması amacıyla mahallinde keşif yapılmak suretiyle harca esas değerleri belirlenerek, belirlenen bu değer üzerinden eksik harcın tamamlanmasına karar verilmesi gerekeceği-
Bilirkişi raporu ve sözleşme gereğince, davalı yüklenicinin son bir adet bağımsız bölümün tapusunu iskan raporunu alması halinde isteyebileceği ancak henüz bu şartları yerine getirmediği ayrıca davacının takibe dayanak senedinin tarihinden iki buçuk yıl önce daireyi satın alan dahili davalı adına tescilinin gerekeceği-