Bağımsız bölüm arsa sahipleri tarafından davalıya satılmış olup, borçlu yüklenici ile davalı arasında yapılmış bir tasarruf olmadığından davacının bu taşınmazla ilgili tapuların iptali ile yüklenici borçlular adına tescilini (tasarrufun iptalini) talep etmesinin mümkün olmadığı- Arsa sahiplerinden biri sözleşme uyarınca bu dairenin ½ sinin kendisine ait olduğunu, diğer yarısını para karşılığı yükleniciden satın aldığını,diğer bir dairenin ise teminat dairesi olduğunu ve henüz yüklenicinin sözleşme edimlerini yerine getirmediğini savunmuş olup, İİK. mad. 94 uyarınca açılan davanın kabul edilebilmesi için yüklenicinin arsa sahiplerine karşı olan edimlerini yerine getirmiş olması gerekeceğinden mahkemece, davalı arsa sahiplerinin savunmaları üzerinde durularak yüklenicinin sözleşme uyarınca edimlerini yerine getirip getirmediğinin daha detaylı araştırılması gerektiği-
Anonim şirketlerde, paylar için pay senedi veya pay ilmuhaberi çıkartılmamışsa, borçlunun şirketteki (çıplak) payının, icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedileceğini- Anonim şirket hisselerini temsil etmek üzere çıkarılan geçici pay senedi ilmuhaberleri, kıymetli evraktan sayıldığından, bunların haczi için ise İİK. mad. 88 uyarınca, evraka fiilen el konulmasının zorunlu olduğunu- Anonim şirketin resmi kayıt, defter ve belgeleri incelenmek suretiyle, haczin yapıldığı tarih itibariyle pay senedi çıkarılıp çıkarılmadığının araştırılması ve İİK'nun 94. ve 88. maddeleri uyarınca değerlendirme yapılması gerektiği-
Davacı daha sonra vermiş olduğu dava dilekçesi dikkate alınmadan davacının ilk dilekçesi üzerinden, İİK mad. 277 ve devamı maddelerindeki koşulların değerlendirilmesi gerektiği, davacı, davasını İİK mad. 94 göre devam edileceği düşüncesi ile, tasarrufun iptalini istediği ve başlangıçta buna göre taraf gösterdiği bir kısım davalılar hakkındaki davadan feragat etmiş ise de feragatin dayanağı kalmadığından ve feragat hakkının özünden vazgeçme niteliğinde olmadığından geçersiz olup, davalılar, davada taraf olmaları yönünde dahili davalı yapılarak, İİK mad. 277 ve devamı maddelerine göre yargılamanın yapılarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Davacının, davalıların babasından alacaklı olduğunun, davalıların babasının borcunu ödemeye yeterli mal varlığı bulunmadığının, borçlunun murisinin çekişmeli taşınmazı davalılara muvazaalı bir şekilde aktardığının, ancak davalıların babası tarafından muvazaaya dayalı bir dava açılmadığının, davalılar adına oluşan kaydın iptali ile borçlu adına tescili isteği ile eldeki davanın açıldığının anlaşıldığı, davada, iddianın açıklanan bu niteliği itibari ile muris muvazaası hukuksal nedenine dayanılmamış olup, davacıya icra dairesince 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 94. maddesi uyarınca verilen yetki kapsamında dava açıldığı, hal böyle olunca, işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Birleşen davada, davacının davalıdan taşınmaz satın aldığını ileri sürerek tapu iptal ve tescil talebinde bulunduğu, görevin, kamu düzeninden olan ve re'sen gözetilmesi gereken bir husus olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesi görevi kapsamında olduğu-
Davacının, 02.02.2016 tarihli celseye mazeret dilekçesi sunduğu, mahkemece mazeretinin kabul edildiği ancak, duruşma gününü UYAP’tan öğrenmesine karar verildikten sonra, bir dahaki celseye gelmeyince, davanın, üçüncü kez takipsiz bırakılması nedeniyle, açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de, davacının UYAP ortamından duruşma gününü öğrenmesi şeklinde bir talebi olmadığından ve HMK’da UYAP’tan duruşma gününü öğrenme şeklinde bir usul hükmü bulunmadığından, davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği-
İİK'nın 94/2 maddesi uyarınca açılan tapu iptali ve tescil davalarında davacı yüklenici alacaklısı olup, alacaklı tarafından yüklenici adına tescil talebinde bulunularak davanın açılacağı-
Şikayetçi haciz alacaklısının icra mahkemesine başvurusu, "alacaklı oldukları icra dosyası üzerinden İİK. mad. 120 gereğince verilen yetki belgesini, diğer bir icra dosyasına ibrazları üzerine, ilgili icra müdürlüğünce verilen kararın kaldırılmasına ilişkin olup, mahkemece bu kapsamda inceleme ve değerlendirme yapılması gerektiği-
İİK mad. 121 gereği alacaklı tarafından alınan yetkiye istinaden açılan ortaklığın giderilmesine ilişkin davanın duruşma açımlaksızın evrak üzerinde görülemeyeceği- Davacı vekiline tebliğ edilen muhtıra ile tensip iki haftalık kesin süre verilip, bu süre içinde ara kararı gereği yerine getirilmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmişse de, kesin süre gereğinin davacı vekili tarafından süresi içerinde yerine getirildiği ve karar verildiği tarihten önce de kesin sürenin yerine getirildiğinin mahkemeye bildirildiği anlaşıldığından, mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin de isabetsiz olduğu-
Davacının davalılar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince davalı yükleniciye isabet eden 3 bağımsız bölümün İİK. mad. 94/2 uyarınca yüklenici adına tescilini; diğer 2 bağımsız bölüm yönünden ise,  tasarrufun iptali talep etmiş olup, bozma ilamı gereğince tefrik edilen her iki davanın da icra takibine konu alacağını tahsili amacıyla açılmış olduğu- Tasarrufun iptali davası, temyiz edilmeden kesinleştiğinden, öncelikle, bu davaya konu 2 taşınmazın davacının alacağını karşılayıp karşılamadığının tespit edilmesi, karşıladığının anlaşılması halinde, İİK. mad. 94/2 uyarınca açılan dava konusuz kalacağından karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması gerektiği- Tasarrufun iptali davasına konu anılan bölümlerin, davacının alacağını karşılamadığının anlaşılması halinde ise; dava konusu ... bağımsız bölümün arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin teminatını teşkil etmesi nedeniyle eksik işler bedelinin bu bağımsız bölümden karşılanacağı hususu da gözönünde bulundurularak davalı arsa sahibinin, ilam ile belirlenen eksik işler bedeli ve gecikme tazminatının tahsili için başlattığı icra takibindeki miktar hesaplanıp dava konusu olan .. numaralı bağımsız bölümde, bu bedele karşılık gelen hisse belirlenerek kalması halinde artan hissenin davalı yüklenici adına tesciline karar verilmesi gerektiği-