İİK. mad. 94/2. gereğince icra müdürlüğünden alınan yetki belgesine dayanarak, taşınmazların tapu kayıtlarının, davalılar arsa sahibi ve yüklenici adına tescili ve dava konusu parselde bulunan bağımsız bölümler üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava edilmiş olup, mahkemece davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına karşı itirazının; "taşınmazların devri halinde telafisi güç zararların doğacağı ve üçüncü kişilerin TMK. mad. 1023'den yararlanabileceği, muvazaanın varlığının yargılama sırasında anlaşılacağı, dava konusu talebin taşınmazın aynına ilişkin olduğu" gerekçesiyle reddedilmesinin isabetli olduğu-
Anonim şirketlerde eğer hisse senedi çıkarılmışsa, bu hisse senetlerinin İİK.’nun 88. maddesi uyarınca icra müdürlüğünce muhafaza altına alınarak haczedilebileceği, eğer hisse senedi çıkarılmamışsa “çıplak pay” adı verilen bu hissenin İİK.’nun 94. maddesi gereğince icra müdürlüğü tarafından bizzat şirket merkezine gidilerek ve pay defterine işlenmek suretiyle haciz işleminin yapılabileceği-
İİK. mad. 94/2'deki yetkiye dayalı açılan tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davanın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olan arsa sahibi ile yükleniciye de yöneltilmesi gerekeceği-
İİK. mad. 94/2 gereğince, icra müdürlüğünden alınan yetki ile taşınmazın ferdileşme işleminin yapılarak davacı adına tescili ve tescil için gereken masrafların davalı şirkete ödettirilmesi, talep ve dava edilmiş olup, mahkemece, arsa tahsis sözleşmesindeki edimlerin yerine getirilmediği ve davacının da dava sırasında tescil koşullarını sağlamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
İntifa hakkı o malın zatına taalluk etmeyip sadece faydalanmayı temin edeceğinden, İİK. mad. 94 ve 121 uyarınca, gayrimenkulün aynına yönelik olmayarak menfaat ve gelirinin haczi ve satışının mümkün olduğu- Tapu Sicil Müdürlüğü’nün tescil talebini reddetmesi idari bir işlem olup, idari yargıda dava konusu yapılabileceğinden, anılan hususun ihalenin feshini gerektirir bir neden olmadığı-
Alacaklının, İİK. mad. 94/II uyarınca icra dairesinden yetki belgesi alarak, borçlunun adına tescil ettirmediği taşınmazın, borçlu adına tescili için mahkemede tescil davası açabileceği- Genel iskan ruhsatı alındığı ve kullanıma engel bir hal bulunmadığı halde bağımsız bölümlerini teslim almayan arsa sahibinin artık o tarihten sonraki dönem için cezai şart talebinde bulunamayacağı- Tescil kararı verilen bağımsız bölümler arsa sahibinin güvencesini teşkil eder nitelikte olup yargılama sırasında kullanıma engel teşkil etmese de bir kısım eksik ve kusurlu işler bulunduğundan, arsa sahibinin davaların açılmasına neden olduğundan bahsedilemeyeceği, gerek asıl davada gerekse de birleşen davada, aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu, arsa sahibinin güvencesini teşkil eden bu bölümlerin arsa sahibi lehine hükmedilen miktarlar ödendiğinde tesciline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesinin de isabetsiz olduğu-
Mahkemece yapılması gereken işin, davacı yana, 25.04.1994 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde yer alan arsa sahiplerine karşı dava açması için süre vermekten, dava açıldığında eldeki davayla birleştirmekten, davalı S.S. Antalya Evleri Konut Yapı Kooperatifi vekilinin savunmaları doğrultusunda değerlendirme yapmak üzere Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2010/52256 soruşturma nolu dosyasının sonucunun beklenmesinden ve bunlar dikkate alınarak bir hükme varmaktan ibaret olduğu-
Davada, davacı yana hangi pay veya paylar için talepte bulunduğu açıklattırılmadan, davacı adına kayıtlı payların verildiğinden bahisle red kararı verilmesi doğru değil ise de İİK'nın 94/2. maddesi uyarınca alacaklarının İcra Müdürlüğü'nden yetki belgesi almadan eldeki davayı açtığı-
Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılana sırasında inşaatta hala eksik ve kusurlu işler bulunduğu bu işlerin bedelinin 30.396 TL olduğu belirlendiğine göre bunlara karşılık gelmek üzere bir bağımsız bölümün teminat olarak tutulmasında zorunluluğun bulunmadığı, hal böyle olunca bir bağımsız bölüme ilişkin tescil isteminin reddi ile diğer iki bağımsız bölüm yönünden tescile karar verilmesi gerekirken arsa sahiplerini teminatsız bırakacak şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı, bunun yanında, sözleşmede havuz imalatının yapılacağının belirtilmemesine rağmen projede havuzun bulunduğunun anlaşılmasına göre yüklenicinin havuz imalatı nedeniyle de sorumlu olduğu gözönüne alınmaksızın bu kalem imalat yönünden sorumluluğunun bulunmadığının kabulünün de isabetli olmadığı-