İİK’nın 94/2 maddesine dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davasında davalı arsa sahibi aleyhine verilen kabul kararının mahiyetine göre bu davalı dava açılmasına sebebiyet vermediğinden aleyhine nispi vekalet ücreti takdir edilmesinin hatalı olduğu-
Temliken tescil talebi- Kural olarak da geçersiz olmadıkça veya sözleşme feshedilmedikçe yarışan şahsi haklardan önceki tarihli olanına değer tanınacağı- Buna göre yüklenici adına İİK m.94 uyarınca taşınmazı tescil ettiren alacaklıların alacağının doğum tarihinin, başka bir sebep yok ise en geç icra takip tarihinde doğduğu kabul edilerek yükleniciden haricen taşınmaz satın alan davacının temlik tarihi ile karşılaştırılarak hangisinin öncelikli olduğu belirlenip, yarışan şahsi haklar ilkesine göre değerlendirme yapılmak suretiyle tapu iptâli ve tescil konusunda sonucuna uygun karar verilmesi gerekitiği-
Şirkete gönderilen müzekkere içeriğinin, adeta icra müdürlüğünün şirket ortağının yerine geçtiğini belirtmekte olup ilgili TTK. ve İİK. hükümlerine aykırı olduğu, bu nedenlerle şikayetin kısmen kabulü ile müzekkerenin yeniden düzenlenmesine karar verilmesi gerekeceği-
Usuli kazanılmış hak kavramının, usul hukukunun temel prensiplerinden olup, HUMK ve HMK'da bu yönde bir düzenleme bulunmamakla birlikte gerek doktrinde gerek uygulamada kabul edilmiş ve uygulanagelmiş olduğu- Hukukun kaynağı sadece kanun olmayıp, mahkeme içtihatları dahi hukukun kaynaklarından oldukları cihetle, söz konusu usuli müktesep hak için kanunda açık hüküm bulunmaması, onun kabul edilmemesini gerektirmeyeceği- Mahkemenin Yargıtay bozma kararına uymuş olması halinde, bu uyma kararı ile bağlı olup, usuli kazanılmış hak ilkesi uyarınca lehine bozulan taraf yararına araştırma ve inceleme yapmasının zorunlu olduğu- Usuli kazanılmış hak ilkesinin de istisnaları bulunmakta olup bunların; geriye etkili kanun değişikliği, görev kuralına aykırılık, sonradan ortaya çıkan içtihadı birleştirme kararı, hak düşürücü süre, kamu düzeni ve açık maddi hataya düşülmesi halleri olduğu-
Çıplak pay hissesinin haczine karar veren icra müdürünün, bu hacizle ilgili muhafaza tedbiri almak için anonim şirket merkezine gitmek zorunda olmadığı- Üçüncü kşi şirketin haciz müzekkeresinin iptalini istemesinde hukuki yararı bulunmadığı- Alacaklı vekili ile birlikte şikayetçi anonim şirketlere gidilmek suretiyle haciz tutanağının icra memuru tarafından tutulduğu ve borçluların şikayetçi 3. kişi anonim şirketler nezdinde bulunan hisselerin haczedildiğinin muhatap şirketler vekiline tefhim edildiği, hisse hacizlerinin şirketlerin pay defterlerine işlenerek icra dosyasına ibrazı için 5 gün süre verildiği, şirket defterlerinin ibraz edilmemesi halinde İİK. 357 gereğince işlem yapılacağı hususunun ihtar edildiği görülmekle, haciz tutanağı ile haczin uygulanması ve sonuçları şikayetçi anonim şirketleri etkileyeceğinden şikayetçilerin haciz tutanağı yönünden icra mahkemesine başvurusunda hukuki yararının bulunduğu-
Davacının gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi doğrultusunda yükleniciye tekabül eden bağımsız bölümün haczedilmesi için yüklenici adına tescili talebi ile dava açma yolunu kullanmaması-
Somut olayda, adi ortaklığın ticari faaliyette bulunarak temsilcisi aracılığıyla takip konusu çeki ciro ettiği anlaşıldığından takip konusu borcun, ortağın şahsi borcu olmayıp, adi ortaklığın borcu olduğu- Adi ortaklığın borcu nedeniyle ortaklar müteselsilen sorumlu olduklarına ve ortaklığın mal varlığı elbirliğiyle idare edildiğine göre, birlikte sorumluluk gereği adi ortaklığın borcu nedeniyle, adi ortaklığa ait mal veya alacağa haciz konulabileceği ve alacaklı tarafından ortaklığın mal varlığından tahsilat yapılabileceği-
Adi ortaklığın ticari faaliyette bulunarak, temsilcisi aracılığıyla ortaklık adına 'iskele kira ve şarta bağlı satış sözleşmesi' ve bono düzenlendiği anlaşıldığından, takip konusu borcun, ortağın şahsi borcu olmayıp, adi ortaklığın borcu olduğu- Adi ortaklığın borcu nedeniyle ortakların müteselsilen sorumlu oldukları ve ortaklığın mal varlığı el birliğiyle idare edildiğine göre, birlikte sorumluluk gereği, adi ortaklığın borcu nedeniyle adi ortaklığa ait mal veya alacağa haciz konulabileceği ve alacaklı tarafından ortaklığın mal varlığından tahsilat yapılabileceği- "Alacaklının, ortaklığa ait hak edişlerin haczi için adi ortaklık adına haciz müzekkeresi veya (İİK m. 89) haciz ihbarnamesi düzenlenmesini talep edemeyeceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
İcra dairesinin haciz bildirisini alan anonim şirketin, çıplak payın haczedildiğini şirket pay defterine işlemek zorunda olduğu; çıplak pay haczinin, şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile, haciz bildirisinin anonim şirkete tebliğ edildiği tarihte yapılmış sayılacağı (İİK. 94/I)- Anonim şirket hisselerini temsil etmek üzere çıkarılan ve kıymetli evrak sayılan geçici pay senedi ilmuhaberlerinin haczi için ise fiilen el konulmasının zorunlu olduğu (İİK. 88)- Ticaret sicil müdürlüğüne müzekkere yazılmak suretiyle anonim şirket hisselerine haciz uygulanması üzerine, şirketlerin "hisse senetlerinin hamiline hisse senedi olarak düzenlendiği ve şirketler nezdinde borçlulara ait fiziken bir hisse senedi bulunmadığını" belirttiği ve Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün mahkemeye "şirketlerin tedavüle çıkan pay ile ilgili bir bilgi bulunmadığını" bildirildiği anlaşıldığından, bilirkişi aracılığıyla haciz müzekkeresinde adı geçen anonim şirketlerin resmi kayıt, defter ve belgeleri incelenmek suretiyle, haczin yapıldığı tarih itibariyle pay senedi çıkarılıp çıkarılmadığı araştırılarak, İİK 94. ve 88. maddeleri uyarınca değerlendirme yapılıp bir karar verilmesi gerektiği-
Hisse haczi işleminin resen yapılması gereken tescil işlemlerinden olduğu, bu durumda Ticaret Sicil Müdürlüğünce harç tahsil edilmeden önce tescil işleminin yapılabileceği ancak tescili müteakip derhal ilgili Vergi Dairesine bildirilmesi gerektiği-