Üçüncü kişinin, borçlunun borcu nedeniyle kendi hisselerine haciz konulduğu yönündeki başvurusunun istihkak davası niteliğinde olduğu- dilekçede aynı zamanda şikayetten söz edilmesi HMK'nin 33. maddesi uyarınca "Hukuki tavsif hakime aittir" kuralını değiştirmeyeceği- Mahkemece, takip miktarı veya mahcuzun miktarından hangisi az ise o değer üzerinden nispi harç alınarak ve varsa noksan harç tamamlattırılarak ve tarafların tüm delilleri toplanarak, çekişmenin istihkak davası prosedürüne göre çözümlenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Muvazaa nedeniyle açılan sıra cetveline itiraz davasında, davalı/alacaklının savunmasında İİK mad. 94 uyarınca alacağının temini için borçlunun edinmediği taşınmazla ilgili olarak dava açtığını ve davasının kabul edilerek borçlunun taşınmazı üzerine haciz koydurduğunu ileri sürmesi ve borçlulara araç satışı yaptığını belirterek adi yazılı araç satış sözleşmesi ibraz etmesi, ayrıca borçlular tarafından davalı aleyhine ihalenin feshi ve şikayet dosyalarının da ikame edildiğini ileri sürmesi nedenleriyle mahkemece bu iddialar üzerinde durulması gerektiğinden, davalı/alacaklının İİK mad. 94 uyarınca ikame edilen dava dosyası, adi yazılı araç satış sözleşmesinde bahsedilen araçlara ait trafik tescil kayıtları, ihalenin feshi ve şikayet dosyaları celp edilip sözleşmelerin de sıhhati araştırıldıktan sonra muvazaanın varlığı konusunda yeterli inceleme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Hisse haciz işleminin "re'sen yapılması gereken tescil" işlemlerinden olduğu, bu durumda, Ticaret Sicil Müdürlüğünce harç tahsil edilmeden önce tescil işleminin yapılabileceği ancak tescili müteakip derhal ilgili Vergi Dairesine bildirilmesi gerektiği- 
Haczolunan paraları, banknotları, hamiline ait senetleri, poliçeler ve sair cirosu kabil senetlerle altın ve gümüş ve kıymetli şeyleri icra dairesinin muhafaza edeceği ve bu şeylerin haczi için icra dairesi tarafından el konulmasının geçerlilik şartı olacağı- Anonim şirket hisselerini temsil etmek üzere çıkarılan geçici pay senedi ilmuhaberlerinin, kıymetli evraktan sayıldığı bu nedenle, bu evrakın haczi için fiilen el konulmasının zorunlu olduğu-
Adi ortaklıkta her ortak şirketin iştirak hakkına sahip olduğundan, ortağın kişisel alacaklıları, borçlu ortağın şirketteki, yıl sonunda bilançonun düzenlenmesi ile ortaya çıkan kar payını haczettirebileceği- Adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya verilebilecek tasfiye payının da haczedileceği-
İcra müdürlüğü ekranından Takip borçlusunun alacaklı olduğu icra takip dosyalarının sorgulanmasına ilişkin talebin haciz talebi niteliğinde olmadığı, bu talebin takibin yürütülmesine yönelik icra müdürlüğünce alacaklının talebi üzerine yasa gereği yapılması zorunlu olan bir işlem olmadığı ve yapılacak sorgulamanın Anayasa'nın 20. maddesinde düzenlenen temel hak ve hürriyetlere aykırılık teşkil ettiği-
Adi ortaklığın borcu nedeniyle ortaklar müteselsilen sorumlu olduklarına ve ortaklığın mal varlığı elbirliğiyle idare edildiğine göre, birlikte sorumluluk gereği adi ortaklığın borcu nedeniyle adi ortaklığa ait mal veya alacağa haciz konulabileceği ve alacaklı tarafından ortaklığın mal varlığından tahsilat yapılabileceği-
Davacı; davalı yüklenici tarafından sözleşmenin muvazaalı olarak dava dışı ''....... Ltd. Şti.'ne devredildiğini, bu iki şirket arasında organik bağ bulunduğunu iddia etmesine rağmen bu konuda yeterli inceleme yapılmadığının anlaşıldığı, davalı ...... ile sözleşmenin devredildiği ....... arasında organik bağ bulunması halinde devrin muvazaalı olduğu kabul edilerek sonuca varılması gerekeceği-
Borçlunun, şikayet tarihinden sonra haricen kısmi ödeme yapması üzerine, alacaklı tarafından haczin fekki talebinde bulunulmuş ise de, icra müdürlüğünce, tüm dosya takip çıkışı üzerinden harç yatırıldığı takdirde haczin kaldırılmasına karar verildiği de görülmekle, borçlunun şikayette hukuki yararı bulunduğu-
İİK. mad. 94 uyarınca karar verilebilmesi için, yüklenicinin arsa sahibi malike karşı tüm edimlerini yerine getirmesi gerekeceği- Mahkemece davalının savunması da nazara alınarak mahallinde keşif yapılıp yüklenicinin sözleşme gereği tüm edimlerini yerine getirip getirmediği, arsa sahibinin açmış olduğu tazminat davası olup olmadığı, yüklenici adına tescili talep edilen dairenin son daire olup olmadığı, başka daireler varsa sözleşmede kademeli devir kararlaştırılıp kararlaştırılmadığı hususları üzerinde de durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, temlikin geçersizliğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-