Muteriz borçlu, icra mahkemesine başvurusunda, takip konusu senet miktarının 9.000,00 TL olmasına rağmen, sonradan yapılan tahrifat ile miktarın 109.000,00 TL'ye dönüştürüldüğünü iddia etmiş, bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlarda da, senedin ilk düzenlenmesinde miktarın 9.000,00 TL olarak yazıldığı, sonradan ekleme yoluyla 109.000,00 TL'ye dönüştürüldüğü tespit olunmuş, borçlunun 9.000,00 TL senet bedelini ödediğine ilişkin borca itirazını ise İİK'nun 169/a-2. maddesinde sayılan belgelerle ispatlayamadığı anlaşıldığından, mahkemece, itirazın kısmen kabulü ile İİK' nun 169/a-5. maddesi gereğince takibin 9.000,00 TL ve fer'ilerini aşan kısım yönünden durdurulmasına karar verilmesi ve durdurulan kısımdaki asıl alacak miktarı nazara alınarak tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Alacaklının sadece haciz talebinde bulunması yeterli olmayıp, işlemin zamanaşımını kesmesi için İİK.mad. 59 uyarınca işlemin gerektirdiği masrafın da yatırılmış olması gerektiği-
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu borca itiraz niteliğinde olup, İİK'nun 169a/5. maddesi uyarınca; borca itirazın kabulü halinde, takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekmekte olup, mahkemece takibin iptaline hükmolunmasının doğru olmadığı-
Senet bedelinde tahrifat yapıldığı iddiası borca itiraz olup borçlunun itirazının esasa ilişkin nedenlerle kabul edildiği ve itiraz dilekçesinde de tazminat talebinin bulunduğu gözetilerek, İİK'nun 169/a-6. maddesi uyarınca tahrifat sonucu artırılan alacak tutarının (149.850,00 TL'nin) %20'sinden aşağı olmamak üzere borçlu lehine tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazı yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilemeyeceğinden borçlunun yetki itirazının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Takibe konu bonoların tam iki tarafa borç yükleyen 12.08.2009 tarihinde imzalanan devre tatil sözleşmesi kapsamında verildiği, alacağın tahsil edilip edilmeyeceği, edilecek ise ne kadarının tahsil edileceği yargılamayı gerektirdiğinden İİK'nun 169/a maddesi gereğince borca itirazın kabulü ile takiplerin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Takibe konu bononun sözleşme kapsamında verildiği, alacaklının kabulü ile çekişmesiz hale gelmiş olup, tam iki tarafa borç yükleyen sözleşme olduğu, sözleşme kapsamındaki edimlerin yerine getirilip getirilmediği senetten doğan alacağın varlık ve miktarı ile tahsilinin gerekip gerekmediği yargılamayı gerektirdiği anlaşıldığından İİK'nun 169/a maddesi gereğince borca itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Senetlerde, ayrıca düzenlenme yerinin yazılı olmadığı durumlarda, ancak senetleri düzenleyenin ad ve soyadı yanında idari birim olarak düzenlenme yerinin yazılı olması hali, bu zorunluluğu giderecek olup, senetlerin aval hanesinde kaşesi bulunan R. Ltd. Şti.'nin kaşesi altında yazılı olan "Beykoz" ibaresi, TTK.nun 776/1-f maddesinde öngörülen düzenlenme yeri koşulunun yerine getirildiği sonucunu doğurmayacağından on bir adet senet yönünden kambiyo vasfında olmadıkları gerekçesi ile İİK'nun 170a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Takibe konu senedin, taraflar arasında 07.05.2015 tarihinde düzenlenen, iki tarafa borç yükleyen sözleşmeye dayalı olarak verildiği iddia edilmiş olup, borçluların başvurusu, bu hali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğinde olmakla, itiraz hakkında İİK'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup, anılan maddenin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verildiği-
Borçlu vekilinin, borçlu olmadığına ve bononun zamanaşımına uğradığına yönelik icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 169 ve 169/a maddeleri kapsamında borca itiraz niteliğinde olup icra mahkemesince incelenip sonuçlandırılmasının zorunlu olduğu-