Ticaret sicil kayıtları, üçüncü kişiler hakkında gazete ile ilanın yapıldığı günü izleyen iş gününde hukuki sonuçlarını doğuracağından (TTK. mad. 36), çekin keşide tarihi ile borçlu şirketin müştereken temsil edileceğine dair kararın yayımlandığı ticaret sicil gazetesinin tarihinin aynı gün olması halinde, yapılan değişikliğin takip alacaklısı yönünden ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği tarihi takip eden ilk iş gününden itibaren hüküm ifade edeceği ve bu durumda çekin keşide tarihi itibariyle şirket yetkilisi tek kişinin şirketi temsilen keşide ettiği takibe konu çekten dolayı borçlu şirketin sorumlu olduğunun kabulü gerektiği-
HMK. mad. 20 gereğince, yetkisizlik kararı kesinleşmeden icra müdürlüğünce dosya mahkeme kararında yetkili yer olarak gösterilen icra dairesine gönderilemeyeceği- İcra Mahkemesince verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesinden önce alacaklının dosyanın yetkili yere gönderilmesi talebinde bulunması geçerli olmakla birlikte yetkisizlik kararı kesinleşmeden icra dosyası yetkili yere gönderilemeyeceği, gönderilmesi halinde ise ödeme emrinin iptali gerektiği-
İmzaya ve borca itirazla birlikte, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini ve buna bağlı olarak icra işlemlerinin iptali ile hacizlerin kaldırılması da talep edildiğinden, icra mahkemesince, öncelikle yapılan tebliğin usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin incelenerek tebligatın usulsüz olduğu sonucuna varılması halinde, tebligat tarihinin düzeltilmesi, buna göre, süresinde olması halinde borçlunun itirazlarının esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Zorlama altında keşide edildiği ceza mahkemesi kararı ile sabit olan bonodan dolayı borçsuzluk iddiasının (beyanın geçersizliğine ilişkin definin) sonraki hamillere karşı ileri sürülebileceği- Önceden menfi tespit davası açan borçlunun, icra takibinin kesinleşmesinden sonra, haciz sırasında, "borçlu olmadığı"na ilişkin iddialarını tutanağa geçirmek suretiyle ödeme taahhüdünde bulunmasının, bu taahhüdün, çekince (ihtirazi kayıt) ileri sürülerek ve cebri icra baskısı altında yapıldığı anlamına geleceği, yani, davacı keşidecinin ödeme taahhüdünde bulunmasının, borçlu olduğunun ikrarı olarak kabul edilemeyeceği- Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, şikâyete başvurulsa da takibin kesinleşmesinin engellenemediği ve ödeme yapılmaması hâlinde alacaklının, borçluya ait para, mal ve haklar üzerine haciz konulmasını isteyebileceği-
Hamil bonoyu iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmemiş ise kural olarak, bonodan dolayı kendisine başvurulan kişinin, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan ilişkilere dayanan def'ileri başvuran hamile karşı ileri süremeyeceği-
Bononun keşide tarihi itibariyle senedi düzenleyen borçlu şirketin çift imza ile temsil olunduğu, takip dayanağı bono üzerinde tek imza bulunduğuna ilişkin iddianın, İİK'nun 169. ve 169a maddeleri kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğu, somut olayda, muteriz borçlunun, dayanak bonoda ciranta konumunda olup, bu hususu belirterek senedin geçersizliğini ileri süremeyeceği-
Alacaklı tarafından başlatılan, çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, beş günlük itiraz ve şikayet süresinin son günü olan 25/10/2014 tarihinin cumartesi gününe rastladığı, icra mahkemesine başvurusunun ise pazartesi gününe isabet eden 27/10/2014 gününde yani yasal süresinde olduğu anlaşıldığından, mahkemece işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Onanmamış çıkıntı, kazıntı veya silintinin tespit edilmesi halinde, senedin düzeltme öncesi durumuna göre değerlendirme yapılması gerektiği-
Kambiyo senedine dayanan takipte borca itirazın kabulü halinde takibin iptaline karar verilemeyeceği ancak takibin durdurulmasına karar verilebileceği-
Yetki itirazı kabul edilen borçlu lehine infazı kabil olacak şekilde (miktarı belirtilerek) yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-