Borçlunun icra mahkemesine başvurusu borca itiraz niteliğinde olup, İİK'nun 169a/5. maddesi uyarınca; borca itirazın kabulü halinde, takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekmekte olup, mahkemece takibin iptaline hükmolunmasının doğru olmadığı-
Borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazı yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilemeyeceğinden borçlunun yetki itirazının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Takibe konu bonoların tam iki tarafa borç yükleyen 12.08.2009 tarihinde imzalanan devre tatil sözleşmesi kapsamında verildiği, alacağın tahsil edilip edilmeyeceği, edilecek ise ne kadarının tahsil edileceği yargılamayı gerektirdiğinden İİK'nun 169/a maddesi gereğince borca itirazın kabulü ile takiplerin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Takibe konu bononun sözleşme kapsamında verildiği, alacaklının kabulü ile çekişmesiz hale gelmiş olup, tam iki tarafa borç yükleyen sözleşme olduğu, sözleşme kapsamındaki edimlerin yerine getirilip getirilmediği senetten doğan alacağın varlık ve miktarı ile tahsilinin gerekip gerekmediği yargılamayı gerektirdiği anlaşıldığından İİK'nun 169/a maddesi gereğince borca itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Senetlerde, ayrıca düzenlenme yerinin yazılı olmadığı durumlarda, ancak senetleri düzenleyenin ad ve soyadı yanında idari birim olarak düzenlenme yerinin yazılı olması hali, bu zorunluluğu giderecek olup, senetlerin aval hanesinde kaşesi bulunan R. Ltd. Şti.'nin kaşesi altında yazılı olan "Beykoz" ibaresi, TTK.nun 776/1-f maddesinde öngörülen düzenlenme yeri koşulunun yerine getirildiği sonucunu doğurmayacağından on bir adet senet yönünden kambiyo vasfında olmadıkları gerekçesi ile İİK'nun 170a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Borçlu, senette yer alan kişinin kendisi olmadığını ve imzanın da tarafından atılmadığını belirterek takibin iptalini istemiş olup, borçlunun başvurusunun, bu hali ile İİK.nun 169/a maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğu, mahkemece, alacaklının kabul beyanı gereğince borçlunun başvurusu kabul edildiğine göre, itirazın bu nedenle kabulü esasa ilişkin bulunmadığından borçlu yararına tazminata hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Takibe konu senedin, taraflar arasında 07.05.2015 tarihinde düzenlenen, iki tarafa borç yükleyen sözleşmeye dayalı olarak verildiği iddia edilmiş olup, borçluların başvurusu, bu hali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğinde olmakla, itiraz hakkında İİK'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup, anılan maddenin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verildiği-
Borçlu vekilinin, borçlu olmadığına ve bononun zamanaşımına uğradığına yönelik icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 169 ve 169/a maddeleri kapsamında borca itiraz niteliğinde olup icra mahkemesince incelenip sonuçlandırılmasının zorunlu olduğu-
Borçlunun başvurusu, imzaya ve borca itiraz niteliğinde olup, İİK. hükümleri uyarınca mahkemece mutlaka duruşma açılması ve itirazların duruşmalı olarak incelenmesi gerekeceği, dosya üzerinden karar verilemeyeceği, ayrıca borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekeceği-
Takibe konu çekin, taraflar arasında 03/04/2014 tarihinde düzenlenen “Tutanaktır” başlıklı sözleşmeye dayalı olarak teminat amacıyla verildiği iddia edilmiş olup, borçluların başvurusu, bu hali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğinde olduğundan borçlular hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-