Senedin ön yüzündeki borçluya ait iki imzanın da şirket kaşesi üzerinde olduğu, kaşe dışında açığa imza atılmadığından, şirket yetkilisinin senetten dolayı şahsen sorumlu olmayacağı-
Borçlunun, takibe dayanak senedin, herhangi bir nedenle altına isim ve imzasını attığı bir A4 kağıdının isim ve imza kısmından itibaren kesilerek senedin oluşturulduğuna ilişkin sahtelik iddiası yargılamayı gerektirdiği ve dar yetkili icra mahkemesinde incelenemeyeceği-
Noterliği’n vekaletnamesinde, D.. İnşaat Turizm … Ltd. Şti. adına şirket müdürü ... tarafından, borçlunun şirketle ilgili bir takım işlerde vekil tayin edildiği görüldüğü- Çeki imzalayan borçlunun şirket ortaklar kurulu kararı ile ticari mümessil ya da ticari vekil olarak atanmadığı anlaşıldığından şirketi borçlandırma yetkisi olmadığı- TTK.nun mad. 818 ve 678 gereğince, borçlu tarafından imzalanan çek nedeniyle D.. İnşaat Turizm … Ltd. Şti. sorumlu tutulamayacağı- Çekin, banka kredisi ile ilgili olmak üzere düzenlendiği iddia ve ispat olunamadığı- Mahkeme takibe konu çekten borçlunun şahsen sorumlu olması nedeniyle alacaklının isteminin kabulü ile itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanması gerektiği- Dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı belge ile kanıtlanacağı- Belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılmasının zorunlu olduğu, açıkça atıf yapıldığının kabulü için senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gerektiği- Takip konusu senedin arka yüzünde, “Bu senet teminat senedi olup iş tesliminde hükmü kalmayacaktır. Yalnız işin eksik bir şekilde yapıldığı taktirde resmi mercilere hak kazanacaktır.” beyanına göre, takip konusu senedin veriliş nedeninin iş teslimi olarak belirtilmiş olması senedin kayıtsız şartsız borç ikrarına havi olması şartını ortadan kaldırmakta olup senedin kambiyo vasfı taşımadığı ve teminat senedi olduğunun anlaşıldığı-
Yargıtay ilamında, takip talebinde, asıl alacağın ve asıl alacağa işlemiş faizin Türk Lirası'na çevrilerek istendiği, bu haliyle, seçimlik hakkının TL yönünde kullanıldığı, bu nedenle faiz hesabının da buna göre yapılması gerekirken, yabancı para alacağına uygulanan faiz üzerinden hesaplama yapılmasının doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulduğu, başka bir anlatımla, asıl alacak miktarına yönelik bir bozma yapılmadığı halde, mahkemece, asıl alacak miktarı üzerinden faiz hesaplanması gerekirken, bozma ilamı aşılacak şekilde belirlenen miktar üzerinden faiz hesaplamasının yapıldığı-
Vekilin vekaletnamesinde kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi varsa asil adına bono tanzim edebileceği; bononun "vekaleten" imzalandığı yazılmasa dahi, yukarıda açıklanan kurallara göre vekalet verenin, vekil tarafından imzalanan bonodan dolayı sorumlu olacağı
Borçlunun yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettirmediği halde lehine vekalet ücreti takdiri isabetsiz olup hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından hükmün düzeltilerek onanması gerektiği-
Takibe konu senetlerin, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye dayalı olarak teminat amacıyla verildiği ve kayıtsız şartsız bir bedel ödeme vaadi taşımadıkları ve alacağın tahsilinin yargılamayı gerektirdiği gerekçeleriyle borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, mahkeme kararının belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin, yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Takiple zamanaşımının kesilmiş olduğu, yeniden başlayan zamanaşımı süresinin alacaklının haciz talebi ile tekrar kesildiği anlaşılmış ise de; bu tarihten itibaren alacaklının (3 yılı aşan bir süre sonra) yenileme talebine kadar zamanaşımını kesen yada durduran hiç bir işlem bulunmadığı görüldüğünden, adı geçen borçlu yönünden 3 yıllık bono zamanaşımı süresinin dolduğunun kabulü gerekeceği-
Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca kabul edilen miktar ve fer'ileri için takibin durdurulması yerine, takibin iptali yönünde hüküm tesisinin doğru olmadığı-