Borçlu, senette yer alan kişinin kendisi olmadığını ve imzanın da tarafından atılmadığını belirterek takibin iptalini istemiş olup, borçlunun başvurusunun, bu hali ile İİK.nun 169/a maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğu, mahkemece, alacaklının kabul beyanı gereğince borçlunun başvurusu kabul edildiğine göre, itirazın bu nedenle kabulü esasa ilişkin bulunmadığından borçlu yararına tazminata hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Borçlunun başvurusu, imzaya ve borca itiraz niteliğinde olup, İİK. hükümleri uyarınca mahkemece mutlaka duruşma açılması ve itirazların duruşmalı olarak incelenmesi gerekeceği, dosya üzerinden karar verilemeyeceği, ayrıca borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekeceği-
Karşılıklı edimleri içeren sözleşmeler gereğince alacaklıya verildiği sabit olan 18.01.2013 tanzim tarihli, 190.000,00 TL bedelli ve 07.09.2011 tanzim tarihli, 958.000 TL bedelli senetlerden doğan alacağın varlığı ve miktarı ile tahsilinin gerekip gerekmediğinin yargılamayı gerektirdiği dikkate alınarak İİK'nun 169/a maddesi uyarınca borca itirazın kısmen kabulü ile takibin bu senetler yönünden durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Takibe konu çekin, taraflar arasında 03/04/2014 tarihinde düzenlenen “Tutanaktır” başlıklı sözleşmeye dayalı olarak teminat amacıyla verildiği iddia edilmiş olup, borçluların başvurusu, bu hali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğinde olduğundan borçlular hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Takip dayanağı senedin ön veya arka yüzünde senedin teminat amaçlı verildiğine yönelik bir açıklama olmadığı gibi alacaklının senedin teminat senedi olduğu yönünde bir kabul beyanının bulunmadığı, yine takibe dayanak bononun vade tarihi ve tanzim tarihi dikkate alındığında, bononun teminat amacıyla verildiği hususunu da düzenlediği ileri sürülen sözleşmede, bonoya herhangi bir atıf bulunmadığı görülmekle bu sözleşme de takibe konu senedin teminat olarak verildiğini ispata yeterli olmadığı- Takip dayanağı bononun tanzim tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nun 778. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 680. maddesi uyarınca açık bono düzenlenmesinin mümkün olduğu, tamamen doldurulmamış bononun tedavüle çıkarken anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu yazılı belge ile kanıtlanmadığı sürece, bono üzerinde yazılı vade, tanzim gibi tarihlerin gerçekliğini ve varlığını koruyacağı-
Ceza hukuku anlamında kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü bulunmadığından anılan hükmün 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 74. maddesi uyarınca hukuk hâkimini bağlamayacağının kabulü gerekeceği, öte yandan, mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, alacaklı tarafça dayanak senedin teminat senedi olduğunun kabul edilmediği, borçlu tarafça da teminat iddiasının İİK'nun 169/a maddesinde belirtilen nitelikte bir belge ile kanıtlanamadığı görüldüğünden, mahkemece, borçlu tarafından teminat iddiası ispat edilemediğinden istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Çekin keşide tarihi itibariyle borçlu şirketin çift imza ile temsil olunduğu, takip dayanağı çek üzerinde tek imza bulunduğuna ilişkin iddianın, İİK'nun 169. ve 169a maddeleri kapsamında borca itiraz olduğu, aynı Kanun'un 169/a-5. maddesi uyarınca itirazın kabulü halinde takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Senedin ön yüzündeki borçluya ait iki imzanın da şirket kaşesi üzerinde olduğu, kaşe dışında açığa imza atılmadığından, şirket yetkilisinin senetten dolayı şahsen sorumlu olmayacağı-
Borçlunun, takibe dayanak senedin, herhangi bir nedenle altına isim ve imzasını attığı bir A4 kağıdının isim ve imza kısmından itibaren kesilerek senedin oluşturulduğuna ilişkin sahtelik iddiası yargılamayı gerektirdiği ve dar yetkili icra mahkemesinde incelenemeyeceği-
Noterliği’n vekaletnamesinde, D.. İnşaat Turizm … Ltd. Şti. adına şirket müdürü ... tarafından, borçlunun şirketle ilgili bir takım işlerde vekil tayin edildiği görüldüğü- Çeki imzalayan borçlunun şirket ortaklar kurulu kararı ile ticari mümessil ya da ticari vekil olarak atanmadığı anlaşıldığından şirketi borçlandırma yetkisi olmadığı- TTK.nun mad. 818 ve 678 gereğince, borçlu tarafından imzalanan çek nedeniyle D.. İnşaat Turizm … Ltd. Şti. sorumlu tutulamayacağı- Çekin, banka kredisi ile ilgili olmak üzere düzenlendiği iddia ve ispat olunamadığı- Mahkeme takibe konu çekten borçlunun şahsen sorumlu olması nedeniyle alacaklının isteminin kabulü ile itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
