Takip dayanağı senedin, teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da takip dayanağı senede açık atıf yapan yazılı bir belge ile ispatlanması gerektiği- Alacaklı bankanın icra mahkemesine sunduğu cevap dilekçesinde takibe konu senedin kredi sözleşmesinin teminatı olarak alındığının kabul edildiği anlaşıldığından takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Takibin hamil tarafından bir önceki ciranta hakkında yapıldığı ve bu durumda hamil, şirketin çift imza ile temsil edilip edilmediğini bilebilecek durumda olduğu, buna rağmen çeki alan ve takip başlatan alacaklı itirazı kabul edilen keşideci borçlu şirkete karşı başlattığı takipte ağır kusurlu kabul edilmesi gerektiği ve borçlu şirket yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği-
İcra mahkemesince, icra takibine konu senedin teminat senedi olup olmadığına dair değerlendirme yapılması gerektiği- "İcra mahkemelerinin dar yetkili mahkemeler olduğu, bu konuda değerlendirme yapma yetkisine haiz olmadığı ve ihtilafın genel mahkemelerde görülmesi gerektiğinden" bahisle "davanın reddi" yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun borca itirazı kısmen kabul edilmesi nedeniyle İİK. mad. 169/a-5 uyarınca "takibin durdurulmasına" karar verilmesi gerekirken, "icranın geri bırakılması" yönünde hüküm tesisinin hatalı olduğu, bozma kararında alacaklının yapılan ödemeden haberdar olmadığı ve de ödemelerin kısmi ödeme olarak kabul edilmesi gerektiği hususuna yer verilerek bir bakıma alacaklının, borçlular hakkında takip başlatmasında kötü niyeti veya ağır kusuru bulunmadığı kabul edildiğinden, ödeme emrinin tebliğinden önceki itfa itirazının kısmen kabul edilmesi nedeniyle alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesinin de hatalı olduğu-
HMK'nun 17. maddesi gereğince tacirler arasında düzenlenen yetki sözleşmesinin geçerli olduğu, 12. Hukuk Dairesi'nin; HMK'nun 17. maddesi gereğince tacirler arasında düzenlenen yetki sözleşmesinin, itiraz eden ve tacir sıfatını haiz olmayan avalistleri bağlamayacağı görüşündeyken, sonradan değişen içtihatlarına göre, kambiyo senetlerinin özelliği de gözetildiğinde, anılan yetki sözleşmesinin tacir olan lehtar ve keşidecinin yanı sıra, tacir olmayan gerçek kişi avalisti de bağlayacağını kabul ettiği-
Takibe konu çekin, ciranta şirketin kullandığı kredilerin teminatı olarak alacaklı bankaya verildiği iddiasının, şahsi def’i niteliğinde olup, bu def’i keşideci borçlu tarafından alacaklı bankaya karşı ileri sürülemeyeceği-
Borçlunun keşide tarihi üzerinde defalarca tahrifat kabul edilebilecek şekilde değişiklik yapıldığı, yapılan bu değişikler ile atılan paraf imzaların kime ait olduğunun belli olmadığı ve anılan tahrifat öncesi keşide tarihine göre anılan çekin ibrazının süresinde kabul edilemeyeceğine dair itirazları mevcut olmasına rağmen mahkemece, keşide tarihinde mevcut paraf imzalar ile anılan tahrifatın varlığı yönünden bir inceleme yapılmadığı anlaşıldığından, mahkemece, bilirkişi incelemesi yaptırılarak öncelikle takip dayanağı çekin keşide tarihindeki paraf imzaların, keşidecinin eli ürünü olup olmadığı, eli ürünü değilse çekin keşide tarihinde tahrifat yapılıp yapılmadığı, tahrifat var ise, keşide tarihinin tahrifattan önceki gerçek haliyle bankaya ibrazın süresinde olup olmadığı belirlenmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İcra mahkemesi kararının tefhimi üzerine istinaf dilekçesini verdiği halde, icra mahkemesi kararının tebliğ edildiği tarihten sonra istinaf gerekçelerini içeren dilekçe verilmemesi durumunda, Bölge Adliye Mahkemesinin, istinaf dilekçesini reddetmeden, HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzeni ile sınırlı inceleme yapması gerektiği- İncelenen mahkeme kararında kamu düzenine aykırılık tespit edilmez ise, işin esasına dair inceleme yapılmış olacağından, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçluların imzaya itirazları üzerine grafoloji, sahtecilik ve balistik uzmanı bilirkişiden alınan  raporda, senedin cihaz altındaki görünüşünde, senet üzerinde teminata ilişkin ibare bulunduğu ve senet bedelinde tahrifat yapıldığı belirtilmesi üzerine, İİK. mad. 170/a gereğince senedin kayıtsız şartsız borç ikrarı içermediği gerekçesiyle mahkemece takibin iptaline karar verilmişse de, borçluların talebi imzaya itiraz olup, "teminat iddiası" taraflarca ileri sürülmedikçe mahkemece resen incelenemeyeceğinden imzaya itiraza ilişkin inceleme yapılması ve gerektiğinde tarafların itirazları doğrultusunda yeniden rapor aldırılmak suretiyle borçluların imzaya itirazları hakkında karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun icra mahkemesine yaptığı yetki itirazının kabulüne ve kambiyo senetlerine dayalı icra takibin yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesine karar verildiği, verilen kararın temyiz edilmeden kesinleştiği ve bu tarihten itibaren iki haftalık kesin süreden sonra alacaklının icra dosyasının yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi için başvurduğu anlaşıldığından, mahkemece; şikayetin kabulü ile HMK. mad. 20 uyarınca takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği-