Borçlunun faize itirazı, Yargıtay denetimine elverişli, gerek duyulduğu takdirde bilirkişiden rapor alınmak sureti ile incelenmesi gerektiği, fazla faiz talebinde bulunulduğunun tesbiti halinde, bu kısım iptal edilerek icra emrinin düzeltilmesine, aksi halde istemin reddine karar verilmesi gerektiği-
Şikayetçi İİK'nun 276. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nitelikte bir belge ile işgalde haklı olduğunu ispatlayamadığından tahliye ilamının kendisine karşı infazının yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı, şikayetin reddi gerekeceği-
Şikayet dilekçesinde, taşınmazların İİK'nun 82 ve 5393 sayılı Kanun'un 15/son maddeleri kapsamında nitelikleri gereği haczedilmeyecekleri ve taşınmazların kamu hizmetlerine tahsis edildikleri iddiası ile de haczin kaldırılması istenildiğinden, mahkemece, anılan bu şikayetler yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği-
Dosya borcunun şikayet tarihinden sonra ödenmiş olmasının şikayetin esasına girilmesine engel olmadığı, yargılama giderleri ve ücreti vekaletten kimin sorumlu olacağı hususu da; işin esasının incelenmesinden sonra ortaya çıkacak haklılık durumuna göre saptanacağından, mahkemece işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Dosyada mevcut banka yazı cevaplarına göre, işletme kredisi veren bankaların fiilen uyguladıkları faiz oranları esas alınarak yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı ipoteğin kesin borç ipoteği (karz ipoteği) olup HGK'nun 27.03.1971 tarih 1969/ İc.-İf. Esas, 542 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere ilam niteliğinde olduğu, bu takibe ilişkin itiraz ve şikayetler hakkında ilamlı takibe ilişkin hükümlerin uygulanacağı ve bu durumda ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takibin her icra dairesinden talep olunabileceği-
Borçlu, işlemiş faiz oranı ve miktarının yanısıra takip tarihinden sonra talep edilen faiz oranına ilişkin olarak da başvuruda bulunduğundan, İcra Mahkemesince bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin hatalı olduğu-