Takip dosyasının infaz edilmiş olmasının borçlu açıkça vazgeçmediği sürece şikayetin esasının incelenmesine engel teşkil etmeyeceği-
Takip talebinde alacaklının tahliye istemi bulunmamasına rağmen, borçluya örnek 13 ödeme emrinin gönderilmesinin, alacaklıya tahliye yönünde herhangi bir hak bahşetmeyeceği, bu durumda örnek 13 ödeme emri, örnek 7 ödeme emri gibi işlem göreceğinden, kira alacağı yönünden alacaklının takibi sürdürmesinin mümkün olduğu-
Tasarrufun iptali davası açan alacaklı şikayetçinin tarafı olmadığı icra takip dosyasında uygulanan haczin kaldırılmasını isteme hakkının bulunmadığı, ileri sürülen iddiaların sıra cetveline itirazda tartışılacak hususlar olduğundan icra mahkemesince istemin aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
Ödeme emri tebligatının usulsüz olarak tebliğ edildiği, takip dayanağı sözleşmenin bir örneğinin icra dosyasına eklenmediği ve dayanak belgelerin ödeme emri ile birlikte gönderilmediğine yönelik şikayetin icra mahkemesince görülmesi gerekeceği-
Alacaklının, daha önce takip borçlusuna ait olup haciz konulan taşınmaz üzerindeki haczin yenilenmesi talebinde bulunduğu ve bu talebe istinaden taşınmaza yeniden haciz konulduğu ancak taşınmazın bu tarihiten önce şikayetçi tarafından satın alındığı ikinci kez konulan haciz tarihinde ona ait olduğu anlaşıldığından mahkemece taşınmaz, takipte taraf olmayan, şikayetçiye ait olduğundan şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği- İcra ve İflas Kanunu’nda haczin yenilenmesi müessesesi bulunmadığından taşınmaz üzerine konan her haciz yeni bir haciz olarak değerlendirilmesi gerektiği-
Alacaklının, daha önce takip borçlusuna ait olup haciz konulan taşınmaz üzerindeki haczin yenilenmesi talebinde bulunduğu ve bu talebe istinaden taşınmaza yeniden haciz konulduğu ancak taşınmazın bu tarihten önce şikayetçi tarafından satın alındığı ikinci kez konulan haciz tarihinde ona ait olduğu anlaşıldığından mahkemece taşınmaz, takipte taraf olmayan, şikayetçiye ait olduğundan şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği- İcra ve İflas Kanunu’nda haczin yenilenmesi müessesesi bulunmadığından taşınmaz üzerine konan her haczin yeni bir haciz olarak değerlendirilmesi gerektiği-
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayetin bu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması gerekeceği, menfi tespit davası açan borçlunun dava dilekçesinde söz konusu takibin dosya numarasını açıkça belirttiği anlaşıldığından, usulsüz tebliğ işleminin de bu dava tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekeceği-
Şikayetin yapıldığı tarihteki hukuki durum ve koşullar dikkate alınarak bozma ilamı doğrultusunda karar verilmesi gerekeceği-
İlamda bozmadan önceki ilama yollama yapılarak daha önce lehine avukatlık ücreti takdir edildiğinden yeniden takdirine yer olmadığına ve 1/d fıkrası ile de bozmadan sonra yapılan yargılama giderlerinin davalıdan ayrıca tahsiline karar verildiği, hal böyle olunca kararının hüküm bölümünün 1/h fıkrasında belirtilen avukatlık ücreti ve 1/ı fıkrasında hüküm altına alınan yargılama gideri yönünden alacaklı tarafça borçlu aleyhine icra takibi yapılmasında bir engel olmadığı-
Küçüğün reşit olduğu tarihte hükmedilen iştirak nafakası kanun gereği kendiliğinden sona ereceğinden, hükümde ayrıca belirtilmesine gerek olmadığı- Bu kapsamda, borçlunun şikayetinin ilama aykırılık şikayeti olduğu, süresiz olarak her zaman ileri sürülebileceği-