28.12.2012 tarihli takip konusu ilamda idarenin kamulaştırmasız el atma eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilginin bulunmadığı, kamulaştırmasız el atmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğunun kabulü ile ilam tarihinin 11.06.2013 'ten öncesine ait olduğu nazara alınarak, borçlu belediye aleyhine haciz uygulanmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığının kabul edilmesinin gerekeceği-
Borçluların gecikme cezası ile ilgili şikayeti yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği anılan eksikliğin giderilmesi nedeniyle Mahkeme kararının bozulması gerektiği-
Borçlunun nafaka alacağı için işletilen faize ilişkin şikayetinin ilama aykırılık şikayeti olup, süresiz olarak her zaman ileri sürülebileceği-
İstihkak davalarında, harcın takip konusu alacak miktarı ile dava konusu olan mahcuzların değeri karşılaştırılarak daha düşük olan değerden hesap edileceği- Karar ilam harcının eksik alınması harcın kamu düzenine ilişkin olduğundan, temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın düzeltilmesi gerektiği-
Mahkemece takip kesinleştikten sonra, borçlunun ölüm tarihinden önce haciz konulduğundan alacaklının şikayetinin kabulüne karar verilmesinin gerekeceği-
Çekin kaybolması nedeniyle açılan davada verilmiş bulunan iptal kararının, bir ilam değil, tespit niteliğini haiz bir karar olduğu, ayrıca bu kararın, hasımsız olarak verilmiş bulunduğundan davada taraf olmayan iyi niyetli üçüncü kişileri bağlamayacağı, bu hususun, ticari senetlerin güvenli tedavül etmesinin de tabii sonucu olduğu, diğer taraftan dosyada, alacaklı cirantanın çekin kaybolduğunu bildiği ve bu hususu bile bile borçlunun zararına olarak çeki devraldığı yolunda bir iddianın da ileri sürülmediği-
İcra mahkemesince de belirtildiği üzere icra müdürlüğünün haczi kaldırma yetkisi bulunmuyor ise de; işlemin icra mahkemesi önüne getirilmiş olması durumunda icra mahkemesince denetlenerek, işlemin doğru olduğunun anlaşılması halinde şikayetin reddinin gerekeceği-
İpotekli takibi yapan takibe konu alacağın doğduğu kredi sözleşmelerinde müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı taşıdığından, kefaleti nedeniyle yapılan ödemeler nedeniyle diğer borçlulara ancak ilamsız takip yoluyla rücu edebileceği, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapma hakkı bulunmadığı-
Yargılama giderlerinden olan vekâlet ücretine, diğer yargılama giderlerinde olduğu gibi mahkemece kendiliğinden (re'sen) hükmedilmesi gerekeceği, borçlu kendisini vekil ile temsil ettirdiği halde, borçlu lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-