Kısmi ıslah yoluyla dava dilekçesinde bulunmayan bir alacak kaleminin davaya katılmasının mümkün olmadığı-
Hükmün bozulmasından sonra davanın ıslah edilmesinin mümkün bulunmadığı- Dava konusu 9 numaralı dairenin arsa payının yapılan yargılamalar sonucunda henüz kesinleşmeyen karar ile arsa sahiplerine özgülendiği anlaşıldığından, davacının dilekçesinde "hukuki imkansızlık nedeniyle 9 numaralı dairenin arsa payı yerine yükleniciye düşen 7 numaralı bağımsız bölümün arsa payının tapusunun iptali ile davacı adına tescilini, bu talepler yerinde görülmezse çoğun içinde az da vardır ilkesi gereğince ayni hak talebimiz içinde sözleşmeye uygun teslimi yapılmayan taşınmazın değerlerinin tespit edilerek davacıya verilmesini" talep ettiği, davacının bu talebinin yargılama sürecinde oluşan yeni duruma göre davanın açıklanmasından ibaret olduğu, kısaca davacı davasını açıklamak suretiyle davasını tapu iptali ve tescil ikinci kademede ise tazminat talep ettiğinden tazminat talebinin değerlendirilip incelenmesi gerekeceği-
Gerek 1086 sayılı HUMK'da ve gerekse 6100 sayılı HMK'da ıslahın tahkikatın bitimine kadar yapılması gerektiğinin öngörüldüğü, 04/02/1948 tarih ve 1944/10-1948/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile de bozmadan sonra ıslah yapılamayacağının kabul edildiği, şu durumda eldeki davada; bozma kararından sonra yapılan ıslah ile arttırılan istemin kabulünün yasal düzenlemeye ve İçtihadı Birleştirme kararına aykırı olduğu-
Davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile, açılan davadaki taleplerinin yanında dava dilekçesinde dile getirilmeyen bir alacak kaleminin de hükme bağlanmasını istemiş olması karşısında, hasara bağlı olarak oluşan zarara ilişkin bu yeni istemin HMK. mad. 119 vd. maddelerinde düzenlenen dava açma prosedürüne ilişkin usuli şartları taşımaması nedeniyle ek dava olarak da değerlendirilemeyeceği ve bu halde aracın pert-gizli ayıplı satılmasına bağlı olarak araçta oluşan hasarlara bağlı zarara dair alacak isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacının dava dilekçesiyle davalıların haksız fiil teşkil eden eylemli müdahalesinin men'ine karar verilmesini talep ettiği, ............ tarihli ıslah dilekçesi ile; davanın konusunu ıslah ederek davasını belirsiz alacak ve tespit davasına dönüştürdüğünü belirtmek suretiyle şimdilik ............. TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istediği, yapılan bu işlemin, HMK'nun 180. maddesinde düzenlenen davanın tamamen ıslahı mahiyetinde olduğu, bu durumda, mahkemece, davacının ıslah talebi doğrultusunda bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Bozmadan sonra ıslah yapılamayacağından, davacının ıslahtan önceki talebi dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiği-
Dava dilekçesinde talep edilmeyen bir alacağın, ıslah dilekçesiyle istenilmesinin mümkün olmadığı, mahkemece, davacının talebi dışına çıkılmak suretiyle bilirkişi raporunda belirlenen "iki adet on dört ayar altın bileklik, bir adet tam cumhuriyet altını ve bir adet ucunda kolye bulunan on dört ayar altın zincir" bedeline hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
HMK'nun Geçici 3.maddesinin 2. fıkrası uyarınca; Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden sonra verilen kararlar hakkında, taraflar istinaf yoluna başvurabileceğinden, dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden sonra karara bağlanmış olup, açılan davanın ek dava olması da sonucu değiştirmeyeceği, dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere işlemsiz olarak mahkemesine iadesine karar verdiği-
Bir davanın yargılaması sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca bozulmasından sonra tarafların ıslah isteminde bulunmalarına imkan olmadığı-
Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığı-