Davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile, açılan davadaki taleplerinin yanında dava dilekçesinde dile getirilmeyen bir alacak kaleminin de hükme bağlanmasını istemiş olması karşısında, hasara bağlı olarak oluşan zarara ilişkin bu yeni istemin HMK. mad. 119 vd. maddelerinde düzenlenen dava açma prosedürüne ilişkin usuli şartları taşımaması nedeniyle ek dava olarak da değerlendirilemeyeceği ve bu halde aracın pert-gizli ayıplı satılmasına bağlı olarak araçta oluşan hasarlara bağlı zarara dair alacak isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacının dava dilekçesiyle davalıların haksız fiil teşkil eden eylemli müdahalesinin men'ine karar verilmesini talep ettiği, ............ tarihli ıslah dilekçesi ile; davanın konusunu ıslah ederek davasını belirsiz alacak ve tespit davasına dönüştürdüğünü belirtmek suretiyle şimdilik ............. TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istediği, yapılan bu işlemin, HMK'nun 180. maddesinde düzenlenen davanın tamamen ıslahı mahiyetinde olduğu, bu durumda, mahkemece, davacının ıslah talebi doğrultusunda bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Bozmadan sonra ıslah yapılamayacağından, davacının ıslahtan önceki talebi dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiği-
Dava dilekçesinde talep edilmeyen bir alacağın, ıslah dilekçesiyle istenilmesinin mümkün olmadığı, mahkemece, davacının talebi dışına çıkılmak suretiyle bilirkişi raporunda belirlenen "iki adet on dört ayar altın bileklik, bir adet tam cumhuriyet altını ve bir adet ucunda kolye bulunan on dört ayar altın zincir" bedeline hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
HMK'nun Geçici 3.maddesinin 2. fıkrası uyarınca; Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden sonra verilen kararlar hakkında, taraflar istinaf yoluna başvurabileceğinden, dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden sonra karara bağlanmış olup, açılan davanın ek dava olması da sonucu değiştirmeyeceği, dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere işlemsiz olarak mahkemesine iadesine karar verdiği-
Bir davanın yargılaması sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca bozulmasından sonra tarafların ıslah isteminde bulunmalarına imkan olmadığı-
Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığı-
Islah dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden ıslah ile artırılan talebin hüküm altına alınmasının davalının savunma ve hukukî dinlenilme hakkının ihlali olduğu, ıslah dilekçesi davalıya usulünce tebliğ edilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davacı tarafça, ıslah dilekçesiyle dava değerinin yükseltildiği, ıslah harcının aynı tarihte yatırıldığı, ancak mahkemece ıslah talebi dikkate alınmadan taleple bağlı olarak hüküm kurulduğu görüldüğünden, ibraz edilen ıslah dilekçesi dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği-
HMK 26.maddesi hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlı olduğu- Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışı olduğu- İİK.'nin 24/4.maddesi gereğince; aynen iadeye karar verilmesi halinde iade edilecek eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı vb. gibi özelliklerinin ayrıntılı belirtilmesi gerekeceği- Ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmişse, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarları açık olarak yazılması gerekeceği- Mahkemece; aynen iadesine karar verilen ziynetlerin her birinin değerleri ayrı ayrı belirtilmemiştir. Karar bu hali ile açık ve infaza elverişli olmadığı- O halde, mahkemece; hüküm altına alınan ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktarları yanında değerlerinin de hükümde ayrı ayrı gösterilerek ve davalının infaz sırasında seçimlik hakkının kullanılması (aynen iade veya bedeli tercih etmesi) bertaraf edilmeden taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde HMK.'nin 297. maddesine aykırı hüküm tesisinin doğru görülmediği-