Satıcı, sözleşmeden başka ilan ve reklamlarda, broşür ve katologlarda vaat ettiği hususlar yönünden alıcı tüketiciye karşı sorumlu olup, sosyal tesislerin yapılmamış olmasının, alıcının satın alma kararını etkileyen, taşınmazın değerini azaltan bir husus olup, edimin ifasındaki bu yöne ilişkin eksiklik nedeniyle satıcının alıcıya karşı sorumlu olduğunun kabulü gerektiği-
Davacının, davalı bankadan kullandığı krediler sebebiyle davalı banka tarafından değişik adlar altında tahsil edilen bedellerin iadesi talebiyle eldeki davayı açtığı, HMK’nun Geçici 1. maddesi nazara alınarak, karar tarihinde yürürlükte bulunan aynı Kanunun 109/3. maddesindeki "Dava açılırken talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hali dışında kısmi dava açılması talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez." hükmü uyarınca, dava dilekçesinde fazlaya dair hak saklı tutulmasa dahi, davacı davada talep ettiği miktar yönünden açıkça feragat etmediğinden, sonradan yapılacak hesaplama ile ortaya çıkan sonuca göre ıslah edilen miktarın da mahkemece değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davanın, banka tarafından haksız olarak tahsil edilen masrafların iadesine ilişkin olduğu, dava konusu yapılan kredilerden birisi(30.06.2011 tarihli genel kredi sözleşmesi) taksitli ticari kredi niteliğinde olup, ticari nitelikteki bu kredi yönünden taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu tarih itibarıyla yürürlükte olan 4077 sayılı yasa kapsamında kalan bir ilişkinin mevcut olmadığı ve Tüketici Mahkemesinde dava açılamayacağı, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevi içerisinde kaldığı anlaşıldığından, bu kredi yönünden tefrik kararı verilerek davaya tüketici kredisi yönünden devam edilmesi gerekirken, mahkemece, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirdiği-
Davacı davalı bankadan kredi kullandığını, bu sırada kendisinden kesinti yapıldığını ileri sürerek haksız yere kendisinden tahsil edilen 4.108.71 TL'nin davalıdan tahsilini talep ettiği, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de; davalı temyiz dilekçesinde, davacıya toplam 2.108.71 TL iade yapıldığını beyan ettiği, davalının temyizde ileri sürdüğü bu savunma ödeme def'i niteliğinde olup her zaman ileri sürülmesi mümkün olduğu, hal böyle olunca davalının bu savunması üzerinde durularak buna ilişkin taraf delilleri sorulup alınarak ve gerekirse bu hususta bilirkişi incelemesi de yapılarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedeni olduğu-
Davacının bankadan aldığı kredi borcunun sözleşme şartlarına uygun olarak ödemesi gerektiği, ödememesi halinde kredi borcunun teminatı olarak bankaya sözleşmenin ilgili maddeleri gereğince yetki vermesinin haksız şart olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, zira davacı sözleşmenin her sayfasını ayrı ayrı imzalamış olup, serbest iradesi ile sözleşme şartlarına uygun olarak kredi borcu taksitlerinin bankadan aldığı maaşdan ödenmesi için otomatik ödeme talimatı verdiğine göre artık sözleşmenin söz konusu hükmünün müzakere edilerek kararlaştırılmadığının söylenemeyeceği, aksinin kabulü halinde; kredi isteyen kişinin mali durumu ve maaş gelirine göre borcunun ödenebileceği güvencesiyle kredi veren bankanın alacağının imkansızlaşması, kötü niyetli bir kredi borçlusunun borcunu hiç ödememesi gibi bir sonuç doğacağı, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken davalı bankadan kredi alabilmek için davacının serbest iradesi ile kabul edip onayladığı söz konusu sözleşme hükmünün haksız şart olarak nitelendirilip, yanlış değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Her ne kadar mahkemece kredi plan değişiklik ücreti adı altında alınan 21.08.2009 tarihli her biri 50 TL olan 3 adet tahsilatın iadesine karar verilmiş ise de; bankaca sunulan hesap özetinden bu tutarlardan bir tanesinin hesaba yapılan iade olduğu, hesaptaki, bakiye 429 TL iken bakiyenin 479 TL'ye yükseltildiği, hal böyle olunca, kredi plan değişiklik ücreti adı altında davacıya iade edilen 50 TL yönünden davanın reddine karar verilerek topam 11.075,00 TL haksız alınan masrafın iadesine karar verilmesi gerektiği-
Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan haksız kesintilerin istirdadı istemine ilişkin davanın reddine karar verilmişse de, uyuşmazlığa konu sözleşmelerin tamamı dosya içerisine getirtilip, sözleşmelerde masraf alınacağına dair bir hüküm bulunup bulunmadığı incelenmeden, davacıdan ne kadar masraf adı altında ücret tahsil edildiği hususunda bilirkişi incelemesi dahi yaptırılmadan eksik incelemeyle karar verildiği, bu durumda, mahkemece, öncelikle dava konusu kredi sözleşmelerinin tamamı getirtilerek, sözleşmede masraf tahsil edileceğine dair bir hüküm bulunup bulunmadığı, varsa ne oranda uygulanacağının sözleşmede belirlenip belirlenmediği üzerinde durularak, eğer sözleşmede bu konuda bir oran belirtilmemiş ise emsal banka uygulamaları araştırılarak, davacıdan tahsil edilen masraf miktarının kalem kalem ne kadar olduğu, diğer bankalarca hangi oranda tahakkuk ettirildiği ve ayrıca 6098 sayılı TBK’nın yürürlüğünden sonra imzalanan sözleşmelerde bulunan masraf alınacağına dair hükümlerin genel işlem şartı olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlığın, davalı banka tarafından alınan masrafların zorunlu olup olmadığı hususunda yoğunlaştığı,davalı bankanın tacir olup, yaptığı masrafları tüketiciden isteme hakkı bulunduğu anlaşılmakta ise de, somut uyuşmazlığın tüketici hukukundan kaynaklandığı da gözetildiğinde, bankanın ancak davaya konu kredinin verilmesi için zorunlu, makul ve belgeli masrafları tüketiciden isteyebileceğinin kabulünün gerekeceği-
Davacının, davalı banka ile imzaladığı kredi sözleşmesi nedeni ile kendisinden farklı isimler altında tahsil edilen bedellerin iadesini talep ettiği, davalı bankanın tacir olup, yaptığı masrafları tüketiciden isteme hakkının bulunduğu anlaşılmakta ise de, somut uyuşmazlığın tüketici hukukundan kaynaklandığı da gözetildiğinde, bankanın ancak davaya konu kredinin verilmesi için zorunlu, makul ve belgeli masraflarını tüketiciden isteyebileceğinin kabulünün gerekeceği, bankaların kredi borçlusuna sigorta yaptırmasında ki asıl amacının, kredi borcunu teminat altına almak olduğu ve sigorta nedeni ile kredi borçlusunun belli bir prim ödeme borcu altına girdiği anlaşılmakla birlikte, sigorta kapsamına alınmasında kredi borçlusu tüketicilerin de bir menfaatinin olduğu, hal böyle olunca, sözleşme kapsamında ve 20.3.2013 tarihli hayat sigortası poliçesi karşılığı tahsil edilen 2.673,76 TL’lik sigorta primine ilişkin kaydın haksız şart niteliğinde olduğunun kabulüne olanak bulunmadığı, davacıdan poliçe karşılığı tahsil edilen 2.673,76 TL’lik sigorta primine yönelik talebin reddine karar verilmesi gerektiği-
Davanın, davalı bankadan alınan konut kredisi kapsamında tahsil edilen haksız kesintilerin iadesine ilişkin olduğu, davanın kabulüne karar verilmiş ise de; davalı bankanın temyiz dilekçesinde, davacıya kredi komisyon ücretinin iadesi olarak 28.06.2010 tarihinde 1.500,00 TL iade yapıldığını belirterek buna ilişkin dekont ibraz ettiği, davalının temyizde ileri sürüp ibraz ettiği belge ödeme def'i niteliğinde olup her zaman ileri sürülmesinin mümkün olduğu, hal böyle olunca 1.500,00 TL’nin davacıya iade edildiğine dair davalı tarafından ibraz edilen belge üzerinde durularak buna ilişkin taraf delilleri sorulup alınarak hâsıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerektiği-