Tüketici kredisinden kaynaklanan kesintilerin iadesine ilişkin davada, reddedilen kısım üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2.maddesi uyarınca kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Bankadan kredi alabilmek için davacının serbest iradesi ile kabul edip onayladığı sözleşme uyarınca kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle davacının maaşına bloke konularak kesinti yapılmasının mümkün olduğu, kredi sözleşmesinde yer alan bu hükmünün haksız şart olarak nitelendirilemeyeceği-
Konut kredisinden kaynaklanan kesintilerin iadesine ilişkin davada, yapılan ödeme def'inin her zaman ileri sürülmesinin mümkün olduğu- Davalı bankanın bu savunması üzerinde durularak buna ilişkin taraf delilleri istenip ve gerekirse bu hususta bilirkişi incelemesi de yapılarak karar verilmesi gerektiği-
Krediye ilişkin belgelerden; kredi sözleşmesinde; "konut finansmanı kredi sözleşmesi" yazdığı, bu krediye ilişkin kesinti yapılan makbuzda; "tüketici kredisi" olduğu, geri ödeme planı incelendiğinde ise; "işyeri kredisi" yazdığı anlaşılmakta olup, işyeri kredisi, ticari nitelikte bir kredi olduğundan ve bu kredi yönünden taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu tarih itibarıyla yürürlükte olan 4077 s. K. kapsamında kalan bir ilişki mevcut olmadığından, tüketici mahkemesi’de dava açılamayacağı- Mahkemece, davacının, "haksız kesinti bedeli"ne ilişkin açılan davada, dava dilekçesinde belirtmiş olduğu tüm kredi sözleşmelerinin getirtilerek, uzman bilirkişiden ayrıntılı rapor alındıktan sonra varsa işyeri kredileri yönünden tefrik kararı verilmesi gerektiği-
Bireysel ihtiyaç kredisi sözleşmesi kapsamında kullanılan kredi sözleşmesinde, rehne konu aracın, borçlunun bankadan kullandığı diğer kredilerin de teminatı olduğu yönündeki bir kaydın yazılmamış sayılması gerektiği, Tüketici Kanunu'nun amacı olan tüketicinin korunması önceliğinden hareketle bireysel ihtiyaç kredisinin teminatı dışında taşıt rehin sözleşmesinde yer alan buna benzer hükümlerin "haksız şart" olarak kabul edilmesi gerektiği ve bu durumda sıra cetveline itiraz davasına bakan mahkemece, "bedeli paylaşıma konu araç üzerine konulan taşıt rehin bedeli dışında borçlunun bankadan kullandığı diğer kredilerin de rehin kapsamında olduğu" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Konut ve işyeri satışına ilişkin internet ilanlarında, reklam ve tanıtım broşürlerinde, 560.000. m2 ruhsatlı alanda 800 adet işyerinin bulunduğu alışveriş ve eğlence merkezinin yapılacağının, büyük marketler, sinemalar, restoran ve kafelerin yanısıra her türlü ihtiyaca yönelik dükkan ve işyerlerinin burada yaşayanların yanı başında olacağının, sportiv aktivitelerin yapılacağı klüp binası, iki adet ilk öğretim okulu, bir adet ortaöğretim okulu, cami, hastane, sağlık ocağının bu projede yer aldığının, projenin 2009 yılı sonunda tamamlanacağının belirtildiği, bilirkişi raporunda da; site içersinde yapılan incelemede, çocuk parkının olduğu, market, kapalı yüzme havuzu, sauna, vs. ile spor sahalarının bulunduğu, peyzaj ve aydınlatmasının olduğu, site etrafında yapılan incelemede ise, başka ada ve parsellerde market, restoran sağlık ocağı, okul vs.nin bulunduğu, site etrafındaki parsellerde tesbit edilen dini tesis, okul, sağlık ocağı, market ticari alanların davalı yüklenici tarafından yapıldığını gösteren bir belgeye rastlanmadığı ve eksik ifa olarak değerlendirileceği açıklanmış ve buna göre davacının talebi kabul edilmiş ise de; bunların yapılmamış olmasının davacının satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp niteliğinde olduğu, davalının bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadığı, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü satın ve teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği, davacının teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, 4077 s. K. mad. 4 gereğince ,malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacının bankadan aldığı kredi borcunu sözleşme şartlarına uygun olarak ödememesi halinde sözleşme gereğince kullandırılan kredinin teminatı olarak maaşından kesinti yapılmasını kabul etmesi ve diğer teminat öngören hükümlerin sözleşmeye konulmasına rıza göstermesinin haksız şart olarak kabul edilemeyeceği-