Taşınmaz üzerindeki muhdesatlar davacılara ait olduğuna ve davalının muhdesatın yapılmasına katkısı ileri sürülmediğine göre, mahkemece muhdesatın aidiyetinin tespitine karar verilmesi gerekceği-
Davacının beyanına göre, dava konusu evin murisin sağlığında ve onunda katkılarıyla yapıldığı anlaşıldığından talep gibi karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, davacının taşınmaza yaptığı değer artırıcı faydalı ve zorunlu masrafları olduğunu ileri sürerek sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacak talep edebilmesi gerekeceği-
6100 sayılı HMK'nun 69. maddesi ve mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 49-52. maddelerine göre müdahilinde yer aldığı asıl davada hükmün taraflar hakkında verilmesi gerekeceği-
Vekalet ücreti ve yargılama gideri hesaplanırken davacının tespitini isteği muhdesatların değeri üzerinden kabul ve reddedilen kısımların değeri (harcı yatırılmış değer esas alınarak) gözetilerek yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Dava konusu 227 ada 14 nolu parsel yönünden dava reddedildiğinden yargılamada kendisini vekil ile temsil ettiren dahili davalı Hazine yararına vekalet ücreti takdiri gerekeceği-
Taraflar arasında görülmekte olan bir ortaklığın giderilmesi davasının varlığı yada taşınmazın veya üzerinde bulunan muhdesatın kamulaştırma işlemine tabi tutulması halinde taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatlar hakkında aidiyetin tespiti davası açılmasında hukuki yarar bulunduğu-
Miras bırakanın sağlığında temeli atılarak kaba inşaatı tamamlanan beş katlı binanın bu aşamada kaba inşaat halinde iken muhdesat niteliğini kazandığı, davacının bu aşamadan sonra yaptığı tüm işlerin ise inşaatı tamamlamaya yönelik iyileştirme gideri olduğu-
Tapu kaydına göre 18.06.1990 tarihinde kesinleştiği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi hükmünde sözü edilen kamu düzenine ilişkin 10 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra 20.12.2011 tarihinde eldeki davanın açılmış bulunduğu, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mülkiyetin tespiti davasında, gerek eski Medeni Kanun ve gerekse sonradan yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre arz üzerindeki bütünleyici parça nitelikli muhtesatların mülkiyetinin arzın mülkiyetine tabi olduğu gözetildiğinde, sadece muhtesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmekle yetinilmesi, mülkiyetin tespiti isteminin ise reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mülkiyetin tespiti davasında, gerek eski Medeni Kanun ve gerekse sonradan yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre arz üzerindeki bütünleyici parça nitelikli muhtesatların mülkiyetinin arzın mülkiyetine tabi olduğu gözetildiğinde, sadece muhtesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmekle yetinilmesi, mülkiyetin tespiti isteminin ise reddine karar verilmesi gerekeceği-