İdarenin davaya devam edip etmeyeceğini bildirmesi için 7 günlük kesin süre geçmesine rağmen dava konusu taşınmazın mülkiyetinin Hazine'ye ait olduğu, davacı idarenin sözleşmenin tarafı olması nedeniyle davacı sıfatı bulunduğu-
Söz konusu taşınmazın davacı tarafından K.D.'ye resmi senet ile "yeniden üzerine kat ilave etmemek ve mevcut durumdan daha fazla yükseltmemek" kaydıyla satıldığı- Resmi senette yer alan bu husus başlangıçta tapu kütüğünün hak ve mükellefiyetler sütununa şerh edilmemiş ise de davacının açmış olduğu davanın sonucunda tapu kütüğünün beyanlar hanesine şerh konulmasına karar verildiği ve tapuya da tescil edildiği- Kayıt maliki olan K.D.'nin satış yoluyla taşınmazı devrettiği oğlu olan davalı E.D. bu hususu bilen ya da bilmesi gereken kişi konumunda olduğu- İnşaat mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 05.11.2013 tarihli raporda, dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın su basmanı kotunda 20-30 cm kadar bir yükselme olduğu, yeni bir çatı sisteminin imal edildiği, bu çalışma ile yapının dış yüksekliğinin arttırıldığı saptanmış ancak davalı tarafından yapılan inşaatın irtifak hakkına aykırılık teşkil eden ve yıkılması gereken kısmı belirlenmediğinden, mahallinde yeniden keşif yapılarak dava konusu taşınmazın tapu kaydına da şerh verilen irtifak hakkına aykırı şekilde yükseltilen kısmı bilirkişi vasıtasıyla infaza elverişli şekilde tespit edilerek yıkımına karar verilmesi gerektiği-
Kira sözleşmesine dayalı elatmanın önlenmesi ve tazminat isteğine ilişkin davanın asliye hukuk mahkemesinde görüleceği-
Taşınmazdaki mütemmim cüz niteliğinde olan yapının da akıbetini belli edecek olan böyle bir davada dava dışı paydaşların yer almasının zorunlu olduğu- Davacı, elatmanın önlenmesi isteği yanında yıkım isteğinde de bulunmuş olup eklentilerin yıkımı halinde 1083 parsel sayılı taşınmazda dava dışı kayıt maliklerinin hukukunun olumsuz etkileneceği ve telafisi imkansız zararlar doğacağından, öncelikle 1083 parsel sayılı taşınmazın dava dışı paydaşlara da husumetin yöneltilmesi ve taraf teşkilinin sağlanması gerektiği-
Çelişkili olarak düzenlenen raporlar arasındaki aykırılığın giderilmesi için önceki bilirkişi heyetlerinde yer almayan tarafsız ve üç kişiden oluşan fen bilirkişi heyetinden rapor alınmadan sonuca gidilmiş olması isabetsiz olduğu- Üç kişilik kadastro fen memuru veya harita mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişilerle yeni bir heyet oluşturularak yerinde yeniden keşif yapılması, dava konusu yerin kapsamının açıkca belirlenmesi, önceki raporlar arasındaki farkın nedenlerinin açıklığa kavuşturulması, çelişkinin giderilmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerektiği-
Kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parasının, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirleneceği, sonraki dönemler için ecrimisil değerinin ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki çekişmenin mülkiyetin korunmasından kaynaklandığından, bu nitelikteki istekler bakımından HMK. mad. 2'ye göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu ancak, ortak yerlere elatmanın önlenmesi isteği bakımından 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Yasası'nın 19. maddesi ve Ek 1. maddesine göre münhasıran Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan, iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin toplanarak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkin açılan davada, kayden davacılara ait 1381 parsel sayılı taşınmazın birer bölümünün davalılar tarafından haklı ve geçerli bir neden olmaksızın kullanıldığı saptanarak davanın kabul edilmesinin kural olarak doğru olduğu- E.tma bir haksız eylem olduğundan elatmanın önlenmesi davalarının bu haksız eylemi gerçekleştiren kişi ya da kişiler aleyhine açılması gerektiği- Her bir davalının kullandığı bölüm belirtilmek suretiyle davanın kabul edilmesi ve her bir davalının kullandığı bölüm gözetilerek, bu kısma göre harç ve yargılama giderine hükmedilmesi gerektiği-
Davacının, eşiyle anlaşmalı olarak boşandığı, taşınmazın satışına kadar eşinin ve çocuklarının oturmasına izin verdiğini, ancak davalının alıcılara daireyi göstermediği gibi emlakçıların satılık ilanını asmalarını engellediğini,ayrıca tapuya işlettiği aile konutu şerhini kaldırmadığını,dolayısıyla satışı engellediğini ve kullanımının haksız işgale dönüştüğünü belirterek, ihtara rağmen tecavüzün son bulmadığını ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve ecrimisile karar verilmesini istediği davada; yargılama sırasında taşınmazın anahtarının teslim edilmek suretiyle boşaltıldığını bildirdiğinden davanın konusuz kaldığı-
Dava konusu taşınmazın davacı Y.. E.. adına kayıtlı olduğu, dava konusu parsele komşu davalı T.V.'na ait 2247 parsel sayılı taşınmaz üzerinde camii ve bahçe bölümünün bulunduğu, cami bahçesi olarak kullanılan alanın ..m2'lik kısmının dava konusu taşınmaza tecavüzlü olduğu, yargılama aşamasında davalı kurum vekilinin söz konusu mahalde 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca imar çalışmasının yapıldığını ileri sürdüğü, temyiz aşamasında ise imar çalışmalarının Altınova Belediye Başkanlığı tarafından sonuçlandırılarak iddia olunan tecavüzlü alanın davalı kuruma ait 2247 parsel sayılı taşınmaz içerisine katılmak suretiyle tecavüzün ortadan kalktığına ilişkin belgeler sunduğu anlaşıldığından, karardan sonra 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18.maddesi uyarınca yapılan imar çalışması sonucunda oluşan yeni imar çapına uygun olarak yeniden değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-