Birden fazla davalı olmasına ve her bir davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olmasına rağmen vekalet ücretine hükmedilirken davalılar yerine davalı denilmesi isabetli olmayıp bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK'nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerektiği-
Davlılardan M.T. ve  H.Ş.'in yangının çıkmasında ve davanın açılmasında herhangi bir kusuru bulunmadığı; davanın açılmasına sebebiyet veren ve kusuru bulunan kişinin diğer davalı H. Tok olduğu; buna rağmen davalılar M.T. ve H.Ş.'in yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının doğru olmadığı;davalılar M.T. ve H.Ş.'in kendilerini vekille temsil ettirmiş olmalarına rağmen  vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının hukuka uygun olmadığı; ancak anılan yanılgının giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan HMUK'un 438. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerektiği- 
Peşin alınması gereken temyiz başvuru ve temyiz karar harcının kanunda öngörülen yedi günlük kesin süre içinde ödenmesi, aksi halde temyiz başvurusundan vazgeçilmiş sayılacağı-
Sendika üyelik başvurusunun reddi kararına karşı açılan dava üzerine mahkemece verilen kararın kesin nitelikte olduğundan temyiz isteminin reddi gerektiği-
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararların temyiz edilemeyeceği-
Davalı kurumun yargı harçlarından muaf olduğuna dair herhangi bir düzenleme bulunmadığı, nispi temyiz karar harcının dörtte birinin ve temyiz yoluna başvuru harcının kanunda öngörülen yedi günlük kesin süre içinde ödenmesi, aksi halde temyiz başvurusundan vazgeçilmiş sayılacağından dosyanın mahkememeye geri çevrilmesine karar verildiği-
Davalı vekili 25.03.2016 tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden feragat etmiş olup, dosyada mevcut vekaletnamesinde temyizden feragate yetkisinin bulunduğu anlaşıldığından temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Yargıtay kararına karşı yeniden karar düzeltme yoluna gidilemeyeceği-
Gayrimenkule ve buna ilişkin aynı haklara ilişkin hükümlerin kesinleşmedikçe icra edilemeyecekleri; buna karşılık gayrimenkulün aynına ilişkin olmayan (gayrimenkul üzerindeki kişisel "şahsi" haklara yönelik) ilamların icraya konulabilmesi için bunların kesinleşmesine gerek olmadığı- Takip dayanağı ilamda ayni hakka ilişkin ihtilaf bulunmadığı, gayrimenkul üzerindeki kira ilişkisinin tartışıldığı, şahsi hakka ilişkin söz konusu ihtilaf çözümlenerek sonuca ulaşıldığı görüldüğünden ilamın kesinleşmeden takibe konulabileceği-
Tapu iptali ve tescil-