Gayrimenkule ve buna ilişkin aynı haklara ilişkin hükümlerin kesinleşmedikçe icra edilemeyecekleri; buna karşılık gayrimenkulün aynına ilişkin olmayan (gayrimenkul üzerindeki kişisel "şahsi" haklara yönelik) ilamların icraya konulabilmesi için bunların kesinleşmesine gerek olmadığı- Takip dayanağı ilamda ayni hakka ilişkin ihtilaf bulunmadığı, gayrimenkul üzerindeki kira ilişkisinin tartışıldığı, şahsi hakka ilişkin söz konusu ihtilaf çözümlenerek sonuca ulaşıldığı görüldüğünden ilamın kesinleşmeden takibe konulabileceği-
Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 Sayılı Kanun'un kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, kararın düzeltmeye tabi kararlardan olup olmadığının 1086 Sayılı Kanun hükümlerine göre belirlendiği, kira bedelinin tespitine ilişkin davanın, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanun'unun 440/III-2.madde de ayrık tutulan davalardan olmadığı, bu itibarla inceleme olanağı bulunmayan karar düzeltme dilekçesinin reddi gerekeceği-
HMK'nun geçici 3. maddesi gereğince halen yürürlükte olan HUMK. mad. 442/1 (Aynı ilam aleyhine bir defadan ziyade tashihi karar talebi mesmu olmadığı gibi tashihi karar arzuhalinin reddine veya kabulü ile kararı sabıkın tadiline dair sudur eden hükümlere karşı dahi tashihi karar caiz değildir) uyarınca, karar düzeltme talebi üzerine verilen Yargıtay kararına karşı yeniden karar düzeltme yoluna gidilmesi olanağının bulunmadığı-
Davacı tarafça 17/01/2013 tarihli dilekçe ile olay tarihi itibarıyla faiz istenilmiş olmasına rağmen faizle ilgili bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bu nedenle bozulması gerekirse de; belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, mahkeme kararının 6217 sayılı Kanun'un 30. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ya eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı HMUK 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasının uygun görüldüğü-
Mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek,dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması halinde,direnme kararının varlığından söz edilemeyeceği-
Mahkemece, hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda, borçlu tarafından kabul edilen 1.800,00 TL dışındaki alacağın İİK'nun 68/1. maddesinde sayılan belgelerden biri ile kanıtlanamaması sebebiyle 1.800,00 TL dışındaki alacak yönüyle istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-