Davlılardan M.T. ve H.Ş.'in yangının çıkmasında ve davanın açılmasında herhangi bir kusuru bulunmadığı; davanın açılmasına sebebiyet veren ve kusuru bulunan kişinin diğer davalı H. Tok olduğu; buna rağmen davalılar M.T. ve H.Ş.'in yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının doğru olmadığı;davalılar M.T. ve H.Ş.'in kendilerini vekille temsil ettirmiş olmalarına rağmen vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının hukuka uygun olmadığı; ancak anılan yanılgının giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan HMUK'un 438. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerektiği-
Peşin alınması gereken temyiz başvuru ve temyiz karar harcının kanunda öngörülen yedi günlük kesin süre içinde ödenmesi, aksi halde temyiz başvurusundan vazgeçilmiş sayılacağı-
Sendika üyelik başvurusunun reddi kararına karşı açılan dava üzerine mahkemece verilen kararın kesin nitelikte olduğundan temyiz isteminin reddi gerektiği-
Davalı kurumun yargı harçlarından muaf olduğuna dair herhangi bir düzenleme bulunmadığı, nispi temyiz karar harcının dörtte birinin ve temyiz yoluna başvuru harcının kanunda öngörülen yedi günlük kesin süre içinde ödenmesi, aksi halde temyiz başvurusundan vazgeçilmiş sayılacağından dosyanın mahkememeye geri çevrilmesine karar verildiği-
Davalı vekili 25.03.2016 tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden feragat etmiş olup, dosyada mevcut vekaletnamesinde temyizden feragate yetkisinin bulunduğu anlaşıldığından temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Gayrimenkule ve buna ilişkin aynı haklara ilişkin hükümlerin kesinleşmedikçe icra edilemeyecekleri; buna karşılık gayrimenkulün aynına ilişkin olmayan (gayrimenkul üzerindeki kişisel "şahsi" haklara yönelik) ilamların icraya konulabilmesi için bunların kesinleşmesine gerek olmadığı- Takip dayanağı ilamda ayni hakka ilişkin ihtilaf bulunmadığı, gayrimenkul üzerindeki kira ilişkisinin tartışıldığı, şahsi hakka ilişkin söz konusu ihtilaf çözümlenerek sonuca ulaşıldığı görüldüğünden ilamın kesinleşmeden takibe konulabileceği-
Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 Sayılı Kanun'un kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, kararın düzeltmeye tabi kararlardan olup olmadığının 1086 Sayılı Kanun hükümlerine göre belirlendiği, kira bedelinin tespitine ilişkin davanın, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanun'unun 440/III-2.madde de ayrık tutulan davalardan olmadığı, bu itibarla inceleme olanağı bulunmayan karar düzeltme dilekçesinin reddi gerekeceği-