Resmi Gazete'de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, Yargıtay'ın bozma kararlarına karşı verilen direnme kararının temyizi halinde dava dosyasının, önce kararı veren daireye gönderileceği, direnme kararlarının daireler tarafından öncelikle inceleneceği, kararı veren dairenin, direnmeyi yerinde görmesi halinde kararı düzelteceği; yerinde görmezse talebi on gün içinde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na ileteceği-
Direnme kararının ihbar olunana tebliğ edilmediği- Gerekçeli karar ihbar olunana Tebligat Kanunu ve ilgili mevzuat dikkate alınarak tebliğ edilmeli, temyiz süresi geçtikten sonra ve gerektiğinde HMK. “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan HUMK. mad. 432 uyarınca usul işlemlerinin yerine getirilmesi gerektiği- Davalı vekiline ait temyiz dilekçesinin ihbar olunana tebliğ edilmediği- Temyiz eden davalı vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesinin, HMK. “Geçici madde 3” atfiyla uygulanmakta olan HUMK’nun 433. maddesi gereğince ihbar olunana Tebligat Kanunu ve ilgili mevzuat dikkate alınarak tebliğ edilmeli ve yasal süre beklenildikten sonra Hukuk Genel Kurulu Başkanlığına gönderilmesi gerektiği- Bu eksiklikler giderildikten sonra Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Başkanlığı’na gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine geri çevrilmesi gerektiği- 
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak oluşabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak durumu doğabileceği, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımlarının kesinleşeceği, bozma kararına uymuş olan mahkemenin kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremeyeceği-
Davacılardan kardeşin destekten yoksun kalma tazminat talebi reddedildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT dikkate alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği ancak bu hususun yargılamanın tekrarını gerektirmeyeceği-
İş mahkemelerinde de davalının karşı temyiz isteminde bulunmak hakkı bulunduğu (5521 s. İş Mahkemeleri K. mad. 15, HMK. Geçici mad. 3, HUMK. mad. 433/2)-
6100 sayılı HMK’nun geçici 3/(1) maddesi gereğince uygulanması gereken temyiz kanun yoluna ilişkin 1086 Sayılı Kanun'un HUMK’nun 429 ve devamı maddeleri gereğince; Yargıtay'ın bozma ilamına uyulmasına karar verildiği takdirde, mahkemenin, artık bu uyma kararı ile bağlı olup, bozma kararına uygun yeni bir karar vermek zorunda olduğu, çünkü bozmaya uyma (ara) kararı ile, bozma yararına olan taraf için usuli kazanılmış hak doğmuş olacağı-
İptali istenen tasarrufun, senetlerden ve kredi sözleşmelerine dayalı borçtan sonra yapılmış olduğu, dava konusu taşınmazın borçlu şirketin ticaret sicil adresi olması ve davalı 3. kişi şirketin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK mad. 280/1,2,3 gereğince iptale tabi bulunduğu, sebepleri ile dava konusu takip dosyaları yönünden iptal kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı- Davacı bankalar tarafından açılan dava kabul edilmiş olmasına göre davacı yerine geçen Ltd. Şti. lehine yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde davacı lehine yargılama ve vekalet ücreti takdiri doğru olmayıp, bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden düzeltilerek onanmasına karar verildiği-
Yabancı mahkeme kararı diplomatik yolla tebliğ edilmişse de, önceden adi posta yoluyla yapılan tebligat üzerinden yabancı mahkeme ilamı kesinleştirildiğinden savunma hakkının kısıtlandığı-
Yabancı mahkeme kararının diplomatik yolla tebliğ edildiği; ancak önceden adi posta yoluyla yapılan tebligat üzerinden yabancı mahkeme ilamının kesinleştirildiği ve savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verildiği; Yargıtay'ın ilgili dairesince kararın onandığı; davacı vekilinin, karar düzeltme isteminde bulunduğu; davacı vekilinin HUMK. mad. 440'de sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddinin gerekeceği-
Mahkemece, yabancı mahkeme kararında kesinleşme şerhi bulunmaktaysa da, Adalet Bakanlığı aracılığı ile davalı şirkete yapılan karar tebliğinin geçerli sayılmayarak doğrudan posta yoluyla yapılan tebligatın dikkate alınarak, davalı şirketin temyiz isteminin reddedildiği; ortada kesinleşmiş bir karar bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verildiği; Yargıtay'ın ilgili dairesince kararın onandığı; davacı vekilinin karar düzeltme isteminde bulunduğu; Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK. mad. 440'de sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddinin gerekeceği-