Uygulamada iş mahkemesinde karşı temyiz yolu ile temyiz hakkı tanınmamakta ise de gerek iş hukuku mevzuatında gerekse de HUMK’nun temyize ait hükümlerinde bunu engelleyen bir hükmün bulunmadığı, bu nedenle 6217 s. K. mad. 30 ile 6100 s. HMK.'na eklenen “Geçici madde 3” atfiyla uygulanmakta olan 1086 s. HUMK. mad. 433/1 gereğince temyiz dilekçesinin hüküm veren mahkeme aracılığı ile karşı tarafa tebliğ edilmesi ve karşı tarafa temyiz dilekçesine karşı cevap verme ve karşı temyiz isteminde bulunmak hakkının tanınması gerektiği-
Temyiz dilekçesinin hüküm veren mahkeme aracılığı ile karşı tarafa tebliğ edilmesi ve karşı tarafa temyiz dilekçesine karşı cevap verme ve karşı temyiz isteminde bulunmak hakkının tanınması gerektiği-
Mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu ibranamenin düzenlendiği tarih ile dava tarihi davası ile 2918 sayılı yasanın 111.maddesinde öngörülen 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçmediğine göre, davalı vekilinin davacı A. dışındaki diğer tüm davacılara yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddedildiği-
Yerel Mahkemece, bozma öncesi kocanın zina hukuksal sebebine dayalı olarak açtığı boşanma davası hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği halde bozma sonrası “zina nedeniyle açılan davanın reddine” şeklinde karar verildiği, önceki kararda değerlendirilmeyen delillerin değerlendirildiği ve boşanma davasının kabul gerekçesinin değiştirildiği; bu durumda, mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, yeni hüküm niteliğinde olduğu, hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin, Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye ait olduğu-
6217 s. K. mad. 30 ile 6100 s. HMK.’ya eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 s. HUMK. mad. 433/1 gereğince temyiz dilekçesinin hüküm veren mahkeme aracılığı ile karşı tarafa tebliğ edilmesi ve karşı tarafa cevap vermek ve karşı temyiz isteminde bulunmak hakkının tanınması gerekeceği-
Tahliye davasının kural olarak kiraya verenler tarafından açılması gerektiğinden davacının tek başına dava açma hakkının bulunup bulunmadığı, diğer kiralayanların davanın açılmasında muvafakatlerinin olup olmadığının araştırılmasıyla sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Karar düzeltme isteğini, temyiz ilamında gösterilen gerektirici nedenlere göre 6217 sayılı Kanun'un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440.maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmadığı-
Karar düzeltme isteğinin, temyiz ilamında gösterilen gerektirici nedenlere göre 6217 sayılı Kanun'un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440.maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmadığı-
Geçici hukuki korumalardan olan "delil tespiti"nin (HMK. mad. 400 vd. ), ileride açılacak veya açılmış olan bir dava ile ilgili delillerin bazı şartlar altında zamanından önce toplanıp emniyet altına alınmasını sağlamak için kabul edildiği- Delil tespiti kararlarına karşı temyiz yoluna gidilemeyeceği-