Muhtesatın kaldırılmasına ilişkin mahkeme ilamların kesinleşmedikçe icra takibine konu edilemeyeceği-
Yargıtay'ın ilgili dairesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK'nun 5219 sayılı Yasa ile değişik 440.maddesi uyarınca, miktar ve değeri 10.300,00-TL'den az olan davalara ait hükümlerin onanmasına veya bozulmasına ilişkin Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidilemeyeceği-
Kiracılık sıfatının tespiti istemine ilişkin davada; Harçlar Kanununun 30. Maddesi uyarınca yıllık kira bedeli üzerinden hesap edilerek nispi harçın yatırılması gerektiği; mahkemece eksik alınan bu harcın yargılama sırasında tamamlatılması gerektiği-
HMK. geçici 3. maddesi gereğince HUMK. mad.440 'da yazılı hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddinin gerekeceği-
Özel Dairece bozma kararı verilmesi üzerine, yerel mahkemece yeniden davalının sosyal ve ekonomik durumu araştırılmak ve Özel Dairenin incelemesi sırasında dosyada yer almayan bir delil değerlendirmek suretiyle ilk kararda direnildiği belirtilmiş ise de; bu durumda, temyize konu karar gerçekte direnme kararı niteliğinde olmayıp, yeni bir delilin değerlendirildiği yeni bir hüküm niteliğinde olduğundan, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye ait olduğu-
Mahkemece zarar gören tarafından sigorta şirketine başvuru yapılmadığı, ihtiyari mali sorumluluk sigortacısının zorunlu mali sorumluluk sigortası limitleri üzerinde kalan miktardan sorumlu olduğu; buna göre ihtiyari mali sorumluk sigortasına başvuru ve rücu şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş iken direnme olarak adlandırılan kararda bu kez tarafların, kazanın niteliği ve zarara uğrayanın durumunu tespit etmeden manevi tazminatın miktarını aralarında takdir ettiklerini, bu sebeple davacının zarar sorumlusuna yaptığı manevi tazminat ödemesi kadar sigorta şirketine başvurabileceğinin kabul edilmediğini ayrıca üçüncü kişinin davacı veya sigortacısına karşı maddi ve manevi tazminat davası açmadığı gerekçesine yer verilerek; yeni bir hukuki gerekçeye dayalı olarak direnme olarak adlandırılan karar verdiği; buna göre mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu; hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin Hukuk Genel Kuruluna değil Özel Daireye ait olduğu-
Tüzel kişiliği bulunmayan Okul Aile Birliğinin dava açma hakkı bulunmadığından, açılan davanın M. E. B. adına açıldığının kabulü gerekeceği ve M. E. B.'e davanın yöneltilerek dava dilekçesinin tebliğ edilmesi, taraf teşkilinin sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği-
Tapu iptali-tescil ve tenkis isteğine-
Karar düzeltme istemi HUMK'nın 440. maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmadığından istemin reddidileceği-