Tarafların boşanmalarına, yabancı (İran) mahkemece karar verilmeyip "üç ay süreyle geçerli olmak üzere, erkeğe notere başvurmak suretiyle tek taraflı irade beyanıyla boşanma yetkisinin" verilerek kadının iradesinin yok sayılması niteliğindeki kararın, Türk kamu düzenine açıkça aykırılık teşkil edeceği ve bu itibarla yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verilmesi olanağının bulunmadığı- Önceki bozma ilamında, davalı kadının açtığı, tanınması istenilen davaya konu yabancı mahkeme kararının iptaline ilişkin davanın sonucunun bekletici mesele yapılması belirtilerek karar usulden bozulmuşsa da, bozma ilamında diğer temyiz itirazlarının incelenmediğine de açıkça yer verildiği görüldüğünden, usuli kazanılmış bir haktan söz edilemeyeceği- Kamu düzenine ilişkin konularda usuli kazanılmış hakkın oluşmasının mümkün olmadığı-
Yargılamanın yenilenmesi kararının istinaf mı temyize mi tabi olduğu- Temyiz edilmeksizin kesinleşen karar üzerine (29.06.2018 tarihli dilekçe ile) yargılamanın yenilenmesi davası açılması ve mahkemenin 06.07.2018 tarihli kararı ile yargılamanın yenilenmesi davasının reddine karar vermesi halinde, verilen bu kararın karar tarihi Bölge Adliye Mahkemelerinin kuruluş tarihi olan 20.07.2016 tarihinden sonra olsa da, kararın istinafa tabi olmayıp temyize tabi olduğu (Karşı Oylu)-
Nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına asliye hukuk mahkemesinde bakılması gerektiği-
HMK'nun Geçici 3.maddesinin 2. fıkrası uyarınca; Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden sonra verilen kararlar hakkında, taraflar istinaf yoluna başvurabileceğinden, dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden sonra karara bağlanmış olup, açılan davanın ek dava olması da sonucu değiştirmeyeceği, dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere işlemsiz olarak mahkemesine iadesine karar verdiği-
Yargıtay'ın düzelterek onama kararları, aslında bozulması gereken bir kararın, bozma sebebinin yeniden yargılamayı gerektirmeyecek mahiyette görülmesi nedeniyle yasanın verdiği takdir yetkisine istinaden onanmasına karar verilmesi, bunun yanında düzelterek onama kararlarında harç alınacağına yönelik yasal bir düzenleme bulunmaması karşısında, düzelterek onama kararlarında onama harcı alınmaması gerektiği-
1086 s. HUMK ile düzenlenen bir kanun yolu olan karar düzeltme yolunun Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlaması ile yürürlükten kalkmış olduğu-
Bozma ilamına uyması ile alacaklı yararına usuli kazanılmış hak meydana geleceği, mahkemece yapılacak iş, uyduğu bozma ilamında gösterilen esas çerçevesinde işlem yapmak ve hüküm kurmak gerektiğinden, uyma kararı verilen bozma ilamı doğrultusunda, şikayetçilerin malları üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
6100 sayılı HMK geçici 3/2. maddede bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454'üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı ve bu kararlara ilişkin dosyaların bölge adliye mahkemelerine gönderilemeyeceği, düzenlenmiş olup bu düzenlemenin 1086 sayılı HUMK 445 ila 454. maddeler arasında yer alan yargılamanın yenilenmesine ilişkin hükümleri de kapsadığı anlaşıldığından bu düzenlemenin sonucu olarak 20.07.2016 tarihinden önce verilen kararlar HUMK hükümlerine göre temyize tabi olduğu gibi, HUMK hükümlerine göre temyize tabi olarak verilmiş kararlar hakkındaki yargılamanın yenilenmesi talepleriyle ilgili verilen kararların da istinafa tabi olmayıp doğrudan HUMK hükümlerine göre temyize tabi olduğu-
Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20.07.2016 tarihinden sonra verilen kararlar için HMK. da karar düzeltme yolunun öngörülmediği-
Yargılamanın yenilenmesi davasının yeni bir dava olduğu ve önce verilen kararın kesinleşmiş olduğu, maddede ise kesinleşinceye kadar denildiğinden kesinleşmiş kararları kapsamayacağı için önce istinafa tabi olduğu akla gelebilir ise de  maddede açıkça yargılamanın yenilenmesiyle ilgili HUMK 445 ila 454. maddelerin de belirtilmesi yanında, yargılamanın yenilenmesi talebi kabul edildiğinde önceki karar iptal edilerek yeniden karar verileceğinden önceki kararın kesin hüküm etkisi kalkacağı için kesinleşmiş bir karardan da söz edilemeyecek olması nedeniyle bu yönüyle dahi bu kararın istinafa tabi olmasının söz konusu olamayacağı-