İçerik Akışı

Takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı- Borçlu şirketin ihyası-

Ticaret sicilinden terkin edilmek suretiyle tüzel kişiliğinin sona eren borçlu şirketin ihyasına karar verilerek yeniden sicile tescilinin sağlanması halinde, ihya kararının etkisini geçmişe yönelik olarak da doğuracağı ve takipte yapılan işlemlerin de geçerli hale geleceği- İhya edilen şirket tasfiye memuru vekili tarafından dava açılmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı- takip dosyasında gerçekleştirilen usuli işlemler arasında 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığından ve belli aralıklarla takibi ilerletici nitelikte usuli işlemlerin gerçekleştirildiğinden takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı itirazına ilişkin davanın (ve tazminat talebinin) reddine karar verilmesi gerektiği-

İcra müdürünün muris bligisi sorgulama işlemlerinin özel hayatın gizliliğini ve temel hak ve özgürlükleri ihlal edici nitelikte olmayacağı-

UYAP sisteminde icra müdürlüklerine muris ekleme, murislerin adına kayıtlı taşınmazların sorgulaması yetkisi verilmiş olup, yalnızca ölü kayıtlar yönünden nüfus kayıt örneğinin sorgulanmasının özel hayatın gizliliğine ilişkin temel hakların ihlali anlamına gelmediği; Borçluya murislerinden intikal eden taşınmazların bulunup bulunmadığının tespiti bakımından böyle bir sorgulamanın zorunlu olup, davacı alacaklı vekilinin talebi takibi ilerletmeye ve borcun tahsiline yönelik olduğundan icra müdürlüğünce talebin reddine karar verilmesi mahkemece de müdürlük işleminin iptaline dair şikayetin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna-

Kat İrtifakı- Davada taraf- Kat irtifakı davalarında görevli mahkeme-

Kat irtifaklı anataşınmazda bodruma davalı tarafça trafo konulmak suretiyle yapılan el atmanın önlenmesi ve kât istemine ilişkin eldeki davada; trafonun kat sakinlerini rahatsız etmeyecek şekilde bakım ve onarımının yapılması gerektiği- Anataşınmazın ortak yerlerine yapılan müdahalenin önlenmesi istemine ilişkin davalar mülkiyet hakkına dayanılarak açılacağı, Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 35 inci maddesinde, yöneticinin görev ve yetkileri belirlenmiş olup, bunların arasında mülkiyet hakkı ile sıkı sıkıya bağlantısı olan el atmanın önlenmesi davası açma yetki ve görevi bulunmamakta olduğu, bu nedenle bir kısım kat malikleri tarafından açılan eldeki el atmanın önlenmesi ve kât istemine ilişkin davada, yöneticinin davaya dahil edilmesine gerek bulunmadığı- Kat Mülkiyeti Yasası hükümleri uygulanmak suretiyle çözümlenmesi ve davanın, sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-

Tapu iptali ve tescil- Önalım- Paylı mülkiyet- Savunmanın genişletilmesi- Hak düşürücü süre- Dürüstlük kuralı-

Önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin eldeki davada, cevap dilekçesi sunmayan davalının, fiili taksim savunması ile kötüniyet iddiasını, yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği- HGK.'de yapılan görüşmeler sırasında davalının usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunmadığı, fiili taksim iddiasının temyiz aşamasında ileri sürülemeyeceği görüşü ileri sürülmüşse de bu görüşün Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmediği-

Bono- Kefil- İmza- Aval- Eş rızası-

Bonoda kefil sıfatı ile atılan her imzanın aval hükmünde olduğu, aval sıfatı ile atılan imzalar yönünden eş rızasının alınmasının gerekli olmadığı-

İpotek veren üçüncü kişi hakkında takip- Muacceliyet ihtarı- Asıl borçlu ve ipotek veren taşınmaz malikleri üçüncü kişilere ihtarnameye ilişkin tebligatın yapılması- Süresiz şikayet-

İpotek veren taşınmaz maliki üçüncü kişiye, İİK.'nin 150/ı maddesi gereğince hesap özeti gönderilmesi zorunluluğu bulunmamakta ise de; ipotek veren üçüncü kişi hakkında takip yapılabilmesi için TMK.'nin 887. maddesi uyarınca, alacağın kendisinden istenilmesi, yani muacceliyet ihtarının gönderilmesi gerektiği- İİK'nın 150/ı ve 68/b maddelerine göre, ipotekli takip yapılabilmesi ve icra emri gönderilebilmesi için, asıl borçlu ve ipotek veren taşınmaz malikleri 3. kişilere, ihtarnameye ilişkin tebligatın İİK.'nin 68/b koşullarında yapılmış sayılması gerektiği, bu hususun kamu düzeninden ve ilamlı takip yapma şartı olduğu, İİK.'nin 16/2. maddesi gereğince süresiz şikayete tâbi olduğu ve mahkemece re'sen nazara alınması gerektiği-

Delil avansının yatırılmaması- Usulden red- Esastan red- Kesin hüküm-

Delil avansının yatırılmaması hâlinde o delilden vazgeçilmiş sayılacağından ve anılan mahkemece keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmadan taşınmaz değerinin ve istenebilecek tazminatın tespitinin mümkün olmadığından bahisle davanın ispat edilemediği gerekçesiyle reddine yönelik verilen karar usule ilişkin nihai bir karar olmayıp, maddi anlamda esasa ilişkin verilen nihai bir karar olduğundan, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan sonraki davada "kesin hüküm dava şartının oluştuğu" gerekçesiyle "davanın usulden reddine" dair verilen direnme kararının yerinde olduğu-

Boşanma- Kusur- BAM'da kusur belirlemesinin yeniden düzenlenmesi- Esastan red- Çelişkili hüküm-

İstinaf incelemesi sonucunda verilen kararlara ilişkin Yargıtay'ın bozma kararı vermesi hâlinde dosyanın yeniden karar verilmek üzere hangi mahkemeye gönderileceği bağlamında değişik olasılıkların işlerlik kazandığı- Bölge Adliye Mahkemesi kararında erkeğin istinaf talebinin kusur belirlemesine yönelik olarak kısmen kabul kararı verildiği hâlde, hüküm kısmında istinaf incelemesi talebinin esastan reddine karar verilmekle, çelişkili bir hüküm yaratıldığı- Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılamaya uygun şekilde erkeğin kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile kusur belirlemesine ilişkin gerekçenin düzeltilerek buna ilişkin yeniden esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yapılan yargılamanın aksine hüküm kısmında kusur belirmesine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı-

Kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali- Dürüstlük kuralı- Hakkın kötüye kullanılması- Zımnen ortaklıktan vazgeçme- Uzunca bir süre kooperatifle irtibata geçilmemesi-

Kooperatifle beş yıl boyunca irtibata geçilmemesi, aidat borcuyla ilgili araştırma yapılması halinde de, bu sürenin uzun bir süre olarak kabul edilemeyeceği- Davacının üyelik haklarından vazgeçtiği ve eylemli olarak ortaklıktan çıkma iradesini taşıdığı da söylenemeyeceğinden, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali istemiyle açılan davanın dürüstlük kuralına aykırı ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmadığı- Kooperatifi merkezinin yeni adresi davacı ortağa bildirilmediğinden, adres değişikliğinin sorumluluğunun davacıya yüklenemeyeceği- Davalı kooperatif tarafından parasal yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle ihraç kararının dayanağı olarak davacıya gönderilen ihtarnamelerin usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği, içeriğinde belirtilen borç tutarlarının birbirinden farklı olduğu ve bu farklılığın nedeninin açıklanmadığı anlaşılmakla, ihraç kararının usul ve yasaya uygun olmadığı- Ortaklıktan çıkarma kararının dayanağı olan ihtarnameler geçersiz olup, üyelikten ihraç kararının kanuna uygun olmadığı ve davacının akçalı yükümlülüklerini yerine getirmeyerek zımnen ortaklıktan vazgeçtiğine dair uzunca bir süre kooperatif ile irtibata geçmeme durumunun bulunmadığı gözetilerek, "kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptaline" ilişkin davanın kabulü gerektiği-

Boşanma davalarında taleple bağlılık ilkesi- İstinaf dilekçesinin yorumu-

Boşanma ve fer'ilerine yönelik ilk derece mahkemesi kararı üzerinde bölge adliye mahkemesince yapılacak olan incelemenin; taraflarca ileri sürülen nedenlerle sınırlı olarak yapılacağı- İstinaf dilekçesinde ilk derece mahkemesince verilen ret kararına yönelik bir itirazda bulunulmadığı, bölge adliye mahkemesince talep dışında inceleme yapılarak davanın reddedilmesinin doğru olmadığı- Hukuk Genel Kurulu'nda yapılan görüşmeler sırasında, davalı tarafından sunulan istinaf dilekçesinin geniş yorumlanması gerektiği ve dilekçede ret talebi olduğu anlamına varılabildiği için direnme kararının yerinde olduğu ileri sürülmüş ise de, bu görüşün Kurul çoğunluğunca benimsenmediği-