İçerik Akışı
Kamulaştırma bedelinin tespiti ile terkin istemi- İstinaf mahkemesince verilen kararın kesin nitelikte olup olmadığı- Eksikliklerin hangi mahkemece giderilmesi gerektiği-
HMK 353/1-a maddesinde altı bent hâlinde sayılan hâllerde istinaf mahkemesinin esası incelemeden verdiği ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve dosyanın ilgili ilk derece mahkemesine gönderilmesi kararlarının kesin olduğu-Delillerin öncelikle ilk derece mahkemelerinde toplanıp değerlendirilmesi ve bundan sonra başvuru olursa Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir değerlendirme yapılması gerektiği- Davaya konu taşınmazların hangi taşınmazlardan ifrazen oluştukları ve ifraz edilen bu taşınmazların daha önce yola bitişik olup olmadıkları araştırılıp daha önce yola bitişik olmamaları hâlinde yola kavuşmaktan kaynaklanan değer artışı oluşup oluşmadığı hususlarının yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile ayrıntılı şekilde tespit edilmemiş olmasının önemli nitelikteki bir veya birden fazla delilin toplanmamış olması anlamına geldiği-
Önce rehne başvurma zorunluluğu (İİK 45)- Mükerrerlik iddiası-
Alacağı rehinle temin edilmiş olan rehin alacaklısı (kural olarak) ilk önce rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmak zorunda olduğundan, mükerrerlik iddiasının ancak rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip dışındaki diğer takipler yönünden ileri sürülebileceği (İİK 45/1)- Alacaklı vekili tarafından genel haciz yolu ile ilâmsız takibe girişildikten sonra tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı takibin mükerrerlik nedeniyle iptaline karar verilemeyeceği-Alacaklı vekili tarafından kambiyo senetlerine özgü takip başlatılmadığından, İİK 45/3 ve 167/1'in somut olayda uygulanma kabiliyeti olmadığı (alacaklı vekilinin tercih hakkı bulunmadığı)-
Tarımsal amaçlı kooperatifler- Kooperatifin feshi talebi- Kooperatifin münfesih olduğunun tespiti-
Tarımsal amaçlı kooperatifler yönünden ilgili Bakanlığın Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı (Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı) olduğu ve Bakanlığın kooperatifin feshi için dava açabileceği- Mahkemece Bakanlığın kooperatifin münfesih olduğunun tespiti ile bununla bağlantılı şekilde tasfiye heyeti atanmasına ilişkin talepte dava açma hak ve ödevi ile taraf sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararının isabetli olmadığı-
Sözleşmeli astsubay- Muvazzaf astsubay- Geçiş- Mülakat
Türk Silahlı Kuvvetlerinde İstihdam Edilecek Sözleşmeli Subay ve Astsubaylar Hakkında Kanun'a dayanılarak yürürlüğe konulan Sözleşmeli Subay ve Astsubay Yönetmeliği'nde, sözleşmeli astsubaylıktan muvazzaf astsubaylığa geçiş ile ilgili genel çerçeve çizildikten sonra, Kuvvet Komutanlıkları için ilgili Kuvvet Komutanlığının talep ve görüşleri esas alınarak Milli Savunma Bakanlığınca, "Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı için ise İçişleri Bakanlığınca belirlenecek esaslar dahilinde yapılacak mesleki sınavlarda başarılı olmak," hükmüne yer verildiği ve bu hüküm çerçevesinde de Jandarma Genel Komutanlığı Sözleşmeli Subay ve Astsubay Yönergesi'nin yürürlüğe konulduğu ve halen yürürlükte olduğu da görüldüğünden Yönerge çerçevesinde gerçekleştirilen sözleşmeli astsubaylıktan muvazzaf astsubaylığa geçiş sınavlarının mülakat aşamasında başarısız sayılan kişilerin bu işlemlere karşı açmış oldukları davalarda yapılan yargılamalarda işin esası yönünden değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerektiği-
TMK 407 ve 471.maddelerinin iptali talebi- Bir yıl daha uzun süreli cezalar- Vasi Tayini
Ergin ve ayırt etme gücüne sahip olmakla birlikte bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan kişilerin mutlak Bolarak vesayet altına alınmalarının Anayasa’nın 20. ve 35. maddeleri çerçevesinde özel hayata saygı ve mülkiyet haklarına sınırlama getirdiği- Hapis hâlinin sona ermesinden kastın ne olduğunun belirsiz olduğu, kuralla kısıtlanan hükümlülerin mülkiyet haklarının etkilendiği, kişilerin akıl sağlığı yerinde olmasına rağmen hukuki işlemlerinin uzun sürmesi nedeniyle TMK' nin 407 ila 471.maddelerinin Anayasa’nın 13.,20.ve 35. maddelerine aykırı olduğu-
Taşınır kira sözleşmesinden kaynaklı araç kira bedellerinin cezai şartla birlikte tahsiline ilişkin itirazın iptali istemi- Cezai şart- Davalı şirketin ekonomik açıdan mahvı-
Taşınır kira sözleşmesinden kaynaklı araç kira bedellerinin cezai şartla birlikte tahsiline ilişkin itirazın iptali istemi- Davalı şirketin cezai şarttan sorumlu tutulması, ekonomik açıdan mahvına sebebiyet verecek ise, cezai şartta indirim yapılmak suretiyle karar verilebileceği-
Vekaletsiz iş görme- Sebepsiz zenginleşme- Tacir- Ticari iş- Yasal faiz- Avans faizi-
Davacı şirketin davalı şirket tarafından yapılması gereken dağıtım tesisini, yapımını üstlendiği inşaat projesinin elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla inşa etmesinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre değil gerçek vekâletsiz iş görme hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, bu tesisin inşasından doğan masrafların davalı şirketten tahsiline karar verilmesi gerektiği- Tacir olan taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari işten kaynaklandığı, bu nedenle davacı şirketin vekaletsiz iş görmeden kaynaklanan alacağı için 3095 sayılı Kanun’un 2. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca avans faizi isteminde bulunabileceği-
Vekilin uhdesinde kalan paranın iadesi- Masrafların iş sahibi tarafından işin başında avukata ödenmiş olduğuna ilişkin karine- İspat- Avukatın hapis hakkı-
"Müvekkilinden masraflar için avans almadığını" iddia eden avukatın bu iddiasını ispat etmesi gerektiği- Hapis hakkının hukuki tanımından, sadece vekalet ücreti alacakları ve yapılan giderler oranında hapis hakkını kullanması ve avukatın müvekkili nam ve hesabına tahsil etmiş olduğu alacak ve değerlerden, ücret ve masraf alacağından fazla bir miktarını “hapis hakkı” adı altında elinde tutmaması gerektiğinin anlaşıldığı- Davacı (karşı davalı) müvekkil beyanından, "masrafın başta peşin olarak avukata ödendiği, ancak daha sonra (2009 yılından itibaren) yapılan tahsilatlardan masrafların karşılandığı" anlaşıldığından, mahkemece, davalı (karşı davacı) avukatın yaptığı tahsilatlardan müvekkile yapılan ödemeler, 2009 yılından itibaren yapılan takip ve dava dosyalarında yapılan masraflar, azil tarihi itibariyle vekilin kesinleşmiş dosyalardaki vekalet ücret alacağı düşüldükten sonra bakiye kalan bedelin davacının hapis hakkını karşılayıp karşılamadığı konusunda bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Zamanaşımına uğramış bono- İtirazın iptali davası- Delil başlangıcı- Tanık- Temel ilişkinin ispatı-
Zamanaşımına uğramış bono delil başlangıcı niteliğinde olduğundan, itirazın iptali davasında, davacı lehtarın, davalı keşideci ile aralarındaki temel ilişkiyi ve alacaklı olduğunu tanık dahil her türlü delil ile ispatlayabileceği- Davacının, taraflar arasında "beton alım satımına" ilişkin ticari ilişkinin bulunduğunu, davalıya mal teslim edildiğinde bedeli için senet düzenlendiğini, takip konusu bononun da teslim edilen beton bedeline ilişkin olduğunu, yani davalı ile olan hukuki ilişki gereği alacağı bulunduğu hususunu tanık anlatımıyla ispatlamış olduğu-
Şekli anlamda kesin hüküm- Disiplin para cezası- Usulüne uygun bir Özel Daire bozma kararı ile direnme kararı bulunmaması-
İİK. m. 365/3 uyarınca davanın reddine ilişkin icra mahkemesi kararı ile birlikte Bölge Adliye Mahkemesinin ek karara karşı istinaf isteminin reddine ilişkin kararı şekli anlamda kesin hüküm niteliğinde olduğu, kesin olarak verilen karara karşı kötü niyetle temyiz yoluna başvuran aleyhinde disiplin para cezasına hükmedileceği, ortada usulüne uygun bir Özel Daire bozma kararı ile direnme kararı bulunduğundan söz edilemeyeceği, her iki kararın da ortadan kaldırılması gerektiği- Hukuk Genel Kurulu'nda yapılan görüşmeler sırasında; asıl olan bir kararın temyize tâbi olması, istisnanın ise kesinlik olduğu, istisna alanının yorum ya da kıyas yoluyla genişletilemeyeceği, İİK. m. 365 uyarınca icra mahkemesince verilen istinaf isteminin reddi kararına karşı istinaf yoluna gidildiğinde Bölge Adliye Mahkemesince verilecek esastan ret kararına karşı temyiz yolunun kapalı olduğu yönünde açık bir hüküm bulunmadığı, Bölge Adliye Mahkemesinin kararının temyizi kabil olduğu görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüşün kurul çoğunluğunca benimsenmediği-