İçerik Akışı
Kötü niyet tazminatına ilişkin alacak- Tasarrufun iptali- Borcun doğumu-
Alacak hakkının hukuki ilişkinin kurulduğu veya hukuki olayın meydana geldiği anda, talep hakkının ise borcun muaccel olduğu anda doğacağı-Tasarrufun iptali davalarında borcun tasarruf tarihinden önce muaccel olmasının değil, tasarruf tarihinden önce doğmuş olmasının arandığı-Alacağın dayanağını kötü niyet tazminatının, kötü niyetli takip sebebiyle ortaya çıkan yasadan kaynaklı zarara ilişkin olduğu ve borcun doğum tarihinin tarihi takip tarihi olduğu- Kavramlar karıştırılarak kararın kesinleşme tarihinden sonra yapılan tasarrufun iptal edilemeyeceğine ilişkin yorumun hatalı olduğu, davanın esasına girilmesi gerektiği-
Geçici işçilik- Boşanma- Nafaka-
Kadın eş hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağında, belediyede geçici işçi olarak çalıştığı, aylık 1.600,00 TL gelir elde ettiği anlaşılmış olup; yoksulluğa düşme hâlinin boşanma davası sırasındaki duruma göre belirlenmesi gerektiğinden, mahkemece kadının çalışıp çalışmadığı, çalışıyorsa yoksulluktan kurtaracak düzeyde düzenli ve sürekli bir gelirinin olup olmadığı, işten ayrılmışsa kendi isteği ile mi yoksa zorunlu olarak mı ayrıldığı hususları araştırılarak boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin tespiti ile sonucuna göre yoksulluk nafakası konusunda bir karar verilmesi gerektiği-
Baskı ve tehdit sonucu istifa- İradenin fesada uğratılması-
Davacı tanıklarının davacının baskı ve tehdit sonucu istifa ettiğine dair görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı, buna karşılık davacı işçinin davacı tanığı olarak dinlendiği dosyada istifa ettiğini açıkça beyan ettiği dikkate alındığında, davacı imzalı ve ailevi sebeplerden dolayı istifa ettiğini belirtilen dilekçenin davacı tarafından iradesi fesada uğratılarak imzalandığı hususunun ispat edilemediği-
Banka- Müterafik kusur- Güvenlik kontrolü prosedürünün işletilmesi-
Davacının hesap hareketlerinde olağan dışı meblağlarda ve üçüncü kişi şirketlere para havalesi talebi, davalı banka için de şüpheli görülmüş ve davacıdan işlemler için teyit alma ihtiyacı duyulduğu, ayrıca davacı telefondan aranmış ancak telefon başka telefona yönlendirilmiş olduğundan teyit alamadığı, bu nedenle, müşterisinin cevap vermemesinin dahi olağan dışı ve şüpheli olduğu dikkate alınarak, güvenlik kontrolü prosedürünün işletilmesi, işlemin durdurulması ve etkin bir güvenlik kontrol sürecinin yürütülmesi gerekirken, davalı bankanın sadece işlemlerin yapıldığına dair davacıya bilgi maili gönderimiyle yetinmesi sorumluluğun yerine getirildiği anlamına gelmediği-
Kal ile eski hale getirme- Taşınmazın aynına tabi alacaklar- Taşınmazın takipten önce üçüncü kişiye devri- İlam alacaklısının kim olduğu-
Kal ile eski hale getirme, gayrimenkulün aynına tabi alacaklar olduğundan ve gayrimenkul takipten önce üçüncü kişiye devredildiğinden, ilam alacaklısının yeni malik olduğu, taşınmazı devreden eski malikin (kal ve eski hale getirilme yönünden) takip hakkı bulunmadığı-
Konut ihtiyacı sebebiyle tahliye davası-
Reşit olan davacının ayrı meskende oturması yasal hakkı olup anne veya babası ile birlikte oturmaya zorlanamayacağı, davacının annesiyle birlikte oturuyor olmasının başlı başına ihtiyacın varlığı için yeterli olduğu- Davalı, davacıya ait başka taşınmazların olduğunu beyan etmekteyse de, bu taşınmazların boş olduğunu iddia ve ispat edememiş olduğundan kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerektiği" şeklindeki içtihatlar, mülkiyet hakkı gözetilerek ihtiyacın samimi ve zorunlu olduğunun kabulü ile kiralananın başkasına kiraya verilmesi halinde davacıdan TBK 355. maddesi gereğince tazminat talep edilebileceği hususları dikkate alındığında, davacının mecura ihtiyacı bulunduğunu, ihtiyacının gerçek, samimi, sürekli ve zorunlu olduğunun kabulüyle, davacının istinaf talebinin kabulü gerektiği-
Teminat çeki- Konkordato- Geçici mühlet-
Dava konusu çeklerin davacının, davalı bankadan kullandığı kredi borçlarının ödenmesini teminen temlik cirosu ile verildiği- Çeklerin ödenmeyen kredi borç bedellerine mahsup edildiğini, çeklerin teminat çeki olduklarına dair bir ibarenin bulunmadığı gibi çek tutarı ile ilgili herhangi bir hesapta bloke bulunmadığı- Davalının çek bedellerini tahsil etmesinin konkordato davasında verilen geçici mühlet hükümlerine aykırı olmadığı-
İdarenin sorumluluğu- Adli yargı-
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün dosyaya emsal teşkil edecek 2020/400 E. 2020/453 K. sayılı kararı ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2020/2045 Esas ve 2020/1746 Karar sayılı kararına göre 2918 sayılı Kanun'dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi gerekliliğinin ortaya çıktığı, bu nedenle davalı idarenin 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle tazminat talep edilmesine göre uyuşmazlığın çözümünde adli yargı görevli olacağından mahkemece esasa yönelik inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken yargı yolu nedeni ile ret kararı verilmesinin doğru olmadığı-
İstinaf incelemesi- Bozma kararı-
Bölge İdare Mahkemesince, istinaf incelemesi neticesinde Mahkeme kararının hukuka uygun bulunmayarak istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak işin esası hakkında karar verilmesi halinde ilk derece Mahkemesi kararının hukuki varlığını kaybetmiş olması nedeniyle Danıştay'ın bozma kararına uyulması üzerine yeniden yapılan yargılamanın istinaf incelemesi niteliğinde olmadığı dikkate alındığında, hüküm mahkemesi sıfatıyla uyuşmazlığı sona erdirecek bir karar vermesi gereken Bölge İdare Mahkemesince ortada geçerli ve sonuç doğurabilir nitelikte bir ilk derece Mahkemesi kararı olduğu kabul edilerek istinaf başvurusunun reddi yolunda karar verilmesi usul ve hukuka uygun olmayacağı-
Norm sınırı- Zilyetlik- Kazanılmış toprak-
İlk Derece Mahkemesince, davacı adına, aynı çalışma alanında belgesizden / senetsizden zilyetliğe dayalı olarak tespit ve tescil edilen taşınmaz miktarının, 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesindeki norm sınırını (100 dönümlük sınırı) aştığı gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin hatalı değerlendirilmesi neticesi yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun bulunmadığından, hükmün bozulmasına karar vermek gerektiği-
