İçerik Akışı
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi- Zamanaşımı- Kısmi dava- Islah-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin, eser sözleşmelerinin bir türü olduğu- Eser sözleşmesinden doğan alacaklar için beş yıllık zamanaşımı süresi olduğu- Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı kira kaybının tahsili istemine ilişkin davanın; gecikilen süredeki zararın tazmini ilişkin olduğu ve bir alacağın ifa olanağı, başka bir anlatımla dava edilebilme hakkı doğmadan, o alacak yönünden, zamanaşımının başlamayacağı- Zamanaşımının, alacağın muaccel (dava edilebilir veya istenebilir) olduğu tarihten başlayacağı- Kısmi dava açılması halinde zamanaşımı yalnızca dava açılmış olan kısım için kesildiğinden bu davanın açıldığı tarih ıslahla artırılan miktar için zamanaşımının başlangıcına esas alınamayacağı ve bu nedenle ıslahla artırılan miktar için zamanaşımının dolup dolmadığı dava tarihine göre değil, ıslah tarihine göre hesaplanacağı- Alacağın zamanaşımına uğramaması için kısmi davada istenmemiş olan miktar bakımından ıslahın zamanaşımı süresinde yapılması gerektiği-
Kaynak kullanımını destekleme fonu payı- KDV- Tescilli serbest dolaşıma giriş beyannameleri
Kaynak kullanımını destekleme fonu payı ile fon payının matraha ilave edilmesi suretiyle yapılan katma değer vergisi tahakkuklarına yönelik davada; davacı adına tescilli serbest dolaşıma giriş beyannamelerine ilişkin olarak beyannameler ekinde ibraz edilen 14/11/2016 tarihli Türkiye İş Bankası Anonim Şirketine ait dekontla yapılan para transferinin beyannamelerin tescil tarihinden yaklaşık 3,5 sene gibi uzunca bir süre önce ihracatçı firmaya gönderilmesinin iktisadi ve ticari icaplara uygun olmadığı, eşyalara ait ödemelerin peşin ödeme olarak yapıldığı hususunun da davacı tarafından ortaya konulamadığı anlaşıldığından dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı- İthalatın sözü edilen fon payına tabi olmasının, eşyanın Gümrük Tarifesini oluşturan unsurlarını veya vergilendirmeye esas olan ölçülerini etkileyen bir husus olmadığından, karara bağlanan para cezasında hukuka uygunluk bulunmadığı-
Sözleşmenin nisbiliği- Yabancı para cinsi- Tazminat- Türk Lirası- Taleple bağlılık ilkesi
Sözleşmenin nisbiliği ilkesi gereğince, sözleşmenin tarafları dışında sözleşme ilişkisine katılmayan üçüncü kişiyi herhangi bir borç ilişkisinin borçlusu durumuna getiremeyeceği- Taraflar arası sözlü olarak operatörlü vinç kiralama sözleşmesi yapıldığı, bu sözleşmenin ifası sırasında vincin zarar görmesi nedeniyle tazminat talep edilen davada sözleşmenin tarafları dışındaki kişilerin sözleşme ilişkisi dışında haksız fiil gibi zarara sebep olan ayrı bir dahilinin bulunmaması durumunda sorumluluklarına gidilemeyeceği- Davacı tarafça talep edilmediği halde Euro cinsinden tazminat hesaplamasının ve bunun TL'ye çevrilmesinin taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğu-
Vekilin meslekten ayrılması halinde tebligatın kime yapılacağı-
Davalı vekilinin, UYAP sistemi meslekten ayrılması nedeni ile pasiftir uyarısı vermesi ve vekilin 07.04.2016 tarihinde Baro Levhasından kaydının silinmesi nedeniyle tebligatların davalı asile çıkartılacağı-
Kamu düzenine aykırılık-Hakem kararının tenfizi-Tahkim-Hakem atanması
Taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümlerine ve CIETAC kurallarına göre yargılamada Türk hakem bulunması gibi bir zorunluluk öngörülmediği, bu anlamda davalı tarafın Türk hakem atanması yönündeki isteğinin reddedilmesinde uluslararası mevzuata aykırılık halinin söz konusu olmadığı- Davalı tarafın hakemlerin aynı milliyetten olmaları nedeniyle kararın kamu düzenine aykırı olduğu yönündeki iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğu- Davalının Türk hakem atanması yönündeki isteğinin reddi üzerine göstermiş olduğu hakem adayı ile ilgili olarak ücreti yatırmaması nedeniyle divan tarafından bir hakem atandığı-Mahkemece, verilen kararın doğru bir karar olup olmadığı yönünde araştırma yapılamayacağı, sadece kararın ülkeler arasındaki ikili anlaşma, taraflar arasındaki sözleşme ve MÖHUK kuralları çerçevesinde şekli olarak tenfiz koşulları mevcut bir karar olup olmadığı hususunun incelenmesi gerektiği- Kararda kamu düzenine aykırılık halinin gerçekleşmediği ve mahkemece de tanıma ve tenfizinin yapılmasında yasal bir engelin bulunmadığı kanaatine ulaşıldığı- Somut olay bakımından, davacı tarafın dostane çözüm arayışı yoluna gitmediğinden söz edilemeyeceği, dostane çözümün ne şekilde olacağı sözleşmede detaylandırılmadığı gibi esasen tahkim heyeti tarafından da bu aşama değerlendirilmiş olduğundan tahkim somut olayda uygulanacağından dolayı davanın kabulüne dair yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu-
Limited Şirketin Müdürler Aleyhine Açtığı Sorumluluk Davasında ( TTK m. 553) “Ortaklar Kurulu Kararı” Dava Şartı Mıdır?
Limited Şirketin Müdürler Aleyhine Açtığı Sorumluluk Davasında ( TTK m. 553) “Ortaklar Kurulu Kararı” Dava Şartı Mıdır?
Depo kararı-Önalım davası-Özel dava şartı-Fiili taksim iddiası
Fiili taksim iddiasının araştırılması gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırıldığı, mahkemece bu hususta araştırma yapılmadan önce satış akdindeki bedel üzerinden depo kararı verildiği ve ara kararın yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, davacının verilen sürede depo kararını yerine getirmeyip yargılamanın sonuna kadar süre talep etmesinin hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirildiği, yine fiili taksim iddiasının davalıya ait bir savunma olmadığı, davacının iddiasının zaten ön alım hakkı olduğu, bu nedenle üzerine düşen depo sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiği- Ön alım davalarının değeri para ile ölçülebilen davalardan olduğu, ön alım bedelinin depo edilmesinin özel dava şartı olduğu, buna yönelik ara karara uyulmaması halinde usulden ret kararı verilmeyip işin esası hakkında değerlendirme yapılarak ret kararı verileceği, esasa yönelik ret kararı verilmesi halinde değeri parayla ölçülebilen bu tür davalarda avukatlık ücretinin de nispi olarak belirlenmesi gerektiği, mahkemece esastan ret hükmü kurulduğu halde davalılar yararına maktu avukatlık ücretine hükmedilmesinin yerinde olmadığı-
Bono - Aval - Menfi tespit - Kaşe - Vekaletname
Dosya kapsamında incelenen takibe konu bonolarda üç imza bulunduğu, düzenleyen dava dışı şirket (E) Ltd. Şti. kaşesinin dışında iki imza, diğer imzanın ise (F) tarafından isminin yanına, açıkça "avalimdir" yazılarak atıldığı, bu durumun davalının cevap dilekçesi ile de kabulünde olduğu, dava dışı (E) Ltd. Şti. nin vekil olarak dava dışı F'yi tayin ettiği, şirketin yetkilisi olarak noterde şirketi davacının temsil ettiği noterde düzenlenen vekaletname ile görüldüğü, davacının dava dışı (F)'ye verdiği şahsi bir vekaletnamenin bulunmadığı, davacının aval olmadığı, bonolar üzerinde imzası bulunmadığından, mahkemece menfi tespit davasının reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Vekalet görevinin kötüye kullanılması - Tapu iptal ve tescil - Muris - Akrabalık bağı - Dürüstlük kuralı
Taksitle ödeme sözleşmesinin devamı müddetince satış isteme sürelerinin işlemeyeceği- Taksitle ödeme sözleşmesinin yapıldığı tarihte satış isteme süresinin duracağı- Haciz tarihinde yürürlükte bulunan yasa gereğince satış isteme süresinin 2 yıl olduğu, ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü tarihrihten taksitle ödeme sözleşmesinin yapıldığı tarihe kadar 6 ay 9 günlük bir satış isteme süresinin işlediği, geriye 1 yıl 5 ay 21 günlük sürenin kaldığı- Taksitle ödeme taahhüdünün ihlal edildiği tarihten itibaren kalan sürenin işlemeye devam edeceği, bu durumda mahkemece taksitle ödeme taahhüdünün ihlal edildiği tarihin araştırılarak satış talebinin süresinde olup olmadığı tespit edilerek karar verilmesi gerektiği-
Taksitle ödeme sözleşmesi - Satış isteme süresi - İhtiyati haciz - Kesin haciz
Taksitle ödeme sözleşmesinin devamı müddetince satış isteme sürelerinin işlemeyeceği- Taksitle ödeme sözleşmesinin yapıldığı tarihte satış isteme süresinin duracağı- Haciz tarihinde yürürlükte bulunan yasa gereğince satış isteme süresinin 2 yıl olduğu, ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü tarihrihten taksitle ödeme sözleşmesinin yapıldığı tarihe kadar 6 ay 9 günlük bir satış isteme süresinin işlediği, geriye 1 yıl 5 ay 21 günlük sürenin kaldığı- Taksitle ödeme taahhüdünün ihlal edildiği tarihten itibaren kalan sürenin işlemeye devam edeceği, bu durumda mahkemece taksitle ödeme taahhüdünün ihlal edildiği tarihin araştırılarak satış talebinin süresinde olup olmadığı tespit edilerek karar verilmesi gerektiği-