İçerik Akışı
Tenkis davaları- Belirsiz alacak davası-
Tenkis davalarında, davacının dava dilekçesinde gösterdiği dava değeri ile talebini sınırladığını söylenemeyeceğinden, bu tür davaların belirsiz alacak davalarının örneğini teşkil edeceği ve bu nedenle bölge adliye mahkemesince verilen karar kesin nitelikte bulunmadığı- Davacının tenkise konu işlemleri öğrenme tarihi olarak ileri sürdüğü tarihin aksinin davalı tarafından yeterince kanıtlanabildiğinin söylenemeyeceği- TMK 571. maddesi gereğince davanın süresinde açılıp açılmadığının araştırılması, bu hususta taraf delillerinin toplanması, davalının öğrenme tarihinin daha önce olduğunu kanıtlaması halinde tenkis talebinin süre yönünden reddine karar verilmesi, davalının aksini kanıtlayamaması halinde ise işin esasına girilmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiği-
Yabancı ulusal bayram ve genel tatil günlerine ait çalışılmadan kazanılan ücret miktarı ve mahsubu-
Özbekistan'ın ulusal bayram ve genel tatil günlerinin tespit edilerek bu günlere ait çalışılmadan hak kazanılan ücret miktarının, ülkemiz ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışılarak hak kazanılan genel tatil ücreti alacağından mahsubunun gerektiği- Davacının kabul edilen yıllık ücretli izin günlerinin fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı hesabından dışlanması gerektiği-
Marka hakkına tecavüzün tespiti- İflasın açılması- Taraf teşkilinin sağlanması-
Marka hakkına tecavüzün tespiti, men’i, ref’i, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, davalı şirketin iflasının açıldığı, iflasın açılması ile acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları duracağı ve ancak ikinci alacaklılar toplanmasından on gün sonra devam olunabileceği, zira, davaya konu alacağın ikinci alacaklılar toplantısında iflas masasına kaydedilip, alacağın masaca kesin olarak kabul edilip edilmediğinin araştırılması, şayet kesin suretle kayıt ve kabul edilmişse, bu durumda konusu kalmayan davada davalı şirket yönünden hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmesi; eğer alacak masaya kayıt edilmek istenip de kısmen veya tamamen reddedilmiş ve ayrı bir kayıt-kabul davası da açılmamış ise, bu durumda da davada husumet iflas idaresine yöneltilerek alacağın iflas masasına kayıt ve kabulü davası olarak yargılamaya devam edilmesi suretiyle varılacak sonuç dairesinde ve taraf teşkili sağlandıktan sonra bir karar verilmesinin gerektiği-
Davalıların murisinin müşterek hesaplarından payından fazla para çektiği iddiası-
Davalıların murisinin müşterek hesaplarından payından fazla para çektiği iddiası- Müşterek hesapta bulunan paranın, kimin yatırdığına bakılmaksızın müşterek hesap sahiplerinin müşterek mülkiyetinde bulunduğu- Hesaba ait kayıtlar titizlikle incelenerek aksi kararlaştırılmamış ise müşterek hesap üzerinde tarafların eşit oranda hak sahibi olacakları, kendi payları üzerinde asaleten, diğer hesap sahibi adına olan kısım üzerinde de vekaleten hareket yetkisine sahip olduklarının gözetilerek davalılar murisinin payından fazla çektiği bir tutar olup olmadığı yönünde rapor alınması gerektiği- Yabancı para cinsinden alacak talebi için dava tarihindeki kur üzerinden dava değeri belirlenmiş ve harç bu tutar esas alınarak yatırılmış olup, yabancı paranın dava tarihindeki efektif döviz kuru karşılığı Türk Lirası üzerinden, karar tarihindeki tarifeye göre vekalet ücreti ile nisbi karar ve ilam harcının hesaplanması gerektiği-
Kayıt kabul davası- Arabuluculuğa başvuru-
İflas idaresinin bir sulh ve tahkim yetkisi olmadığı- Kayıt kabul davası açılmadan önce zorunlu arabuluculuğa başvurulmasının bir dava şartı olmadığı-
Belediye mallarının haczi- Haczedilmezlik şikayetinde süre-
Belediyenin kamu hizmetine tahsis edilmiş olan mallarına ilişkin haczedilmezlik şikâyetinin kamu düzenine ilişkin ve süresiz şikâyete tabi olduğu-
Belirsiz alacak davası- Tapu sicilinin tutulmasından doğan zararın tazmini-
Belirsiz alacak davası olduğu dava dilekçesinde belirtilerek açılan tapu sicilinin tutulmasından doğan zararın tazminine ilişkin davada; bilirkişi raporu ile alacağın miktarının belirlenmesi üzerine verilen artırım dilekçesinin ıslah olmadığı gibi bu artırım sebebiyle zamanaşımının gerçekleştiğinden söz edilemeyeceği-
İtirazın iptali davası- 1 yıllık hak düşürücü süre- COVİD 19 salgını nedeniyle sürelerin durması-
İnternet aboneliği ile verilen hizmet bedelinin ödenmemesi sebebiyle başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkin davada bir yıllık hak düşürücü sürenin, borçlu tarafından verilen itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline tebliğ edilmesiyle başlayacağı- Covid-19 salgını sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla hazırlanan Kanun gereğince hak düşürücü sürenin durduğu gözetilerek değerlendirilme yapılması gerektiği-
İşe davetin samimi olup olmadığı- İşçinin prim talep hakkı- Performans primi tespiti-
İşverenin, her hâlükarda işçinin geçersiz fesih tarihindeki ücretine (asgari ücret oranında) zam yapma zorunluluğu olmadığı- İşçinin prime hak kazanması için işyerinde prim ödemesini gerektiren dönemin sonuna kadar çalışmış olması gerekmezken, işyerinde çalışılan süreyle sınırlı olmak üzere işçinin prim talep hakkı olduğu- Davalı banka tarafından emsal gösterilen çalışanlara ilişkin bordroların sunulmuş olup olmadığı araştırılarak emsal nitelikteki işçilere ödenen performans prim miktarlarının tespit edilmesi gerektiği ve davacıya prim ödemesi yapılmayan dönemler için, davacının fiili çalışma süresi dikkate alınarak, usulüne göre hak kazandığı performans primi alacağı belirlenmesi gerektiği-
Yabancı para alacağı- Kıdem tazminatı alacağından mahsup edilen avansa uygulanan faiz- Vekalet ücreti-
Irak'ta bulunan işyerinde çalışan beton santral operatörünün işçilik alacaklarına ilişkin avans ödemesinin yabancı para cinsinden (USD) olduğu, ödemeye ilişkin yasal faizin; devlet bankalarının o yabancı para (USD) ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı olarak tespit edilmesi gerektiği- İşçinin yabancı para alacağı olduğundan karar tarihinden itibaren gösterge niteliğindeki TCMB USD efektif satış kuruna göre kabul edilen toplam alacak miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT esas alınarak vekâlet ücretine takdir edilmesi gerektiği-