İçerik Akışı
Vekilin meslekten ayrılması halinde tebligatın kime yapılacağı-
Davalı vekilinin, UYAP sistemi meslekten ayrılması nedeni ile pasiftir uyarısı vermesi ve vekilin 07.04.2016 tarihinde Baro Levhasından kaydının silinmesi nedeniyle tebligatların davalı asile çıkartılacağı-
Kamu düzenine aykırılık-Hakem kararının tenfizi-Tahkim-Hakem atanması
Taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümlerine ve CIETAC kurallarına göre yargılamada Türk hakem bulunması gibi bir zorunluluk öngörülmediği, bu anlamda davalı tarafın Türk hakem atanması yönündeki isteğinin reddedilmesinde uluslararası mevzuata aykırılık halinin söz konusu olmadığı- Davalı tarafın hakemlerin aynı milliyetten olmaları nedeniyle kararın kamu düzenine aykırı olduğu yönündeki iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğu- Davalının Türk hakem atanması yönündeki isteğinin reddi üzerine göstermiş olduğu hakem adayı ile ilgili olarak ücreti yatırmaması nedeniyle divan tarafından bir hakem atandığı-Mahkemece, verilen kararın doğru bir karar olup olmadığı yönünde araştırma yapılamayacağı, sadece kararın ülkeler arasındaki ikili anlaşma, taraflar arasındaki sözleşme ve MÖHUK kuralları çerçevesinde şekli olarak tenfiz koşulları mevcut bir karar olup olmadığı hususunun incelenmesi gerektiği- Kararda kamu düzenine aykırılık halinin gerçekleşmediği ve mahkemece de tanıma ve tenfizinin yapılmasında yasal bir engelin bulunmadığı kanaatine ulaşıldığı- Somut olay bakımından, davacı tarafın dostane çözüm arayışı yoluna gitmediğinden söz edilemeyeceği, dostane çözümün ne şekilde olacağı sözleşmede detaylandırılmadığı gibi esasen tahkim heyeti tarafından da bu aşama değerlendirilmiş olduğundan tahkim somut olayda uygulanacağından dolayı davanın kabulüne dair yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu-
Limited Şirketin Müdürler Aleyhine Açtığı Sorumluluk Davasında ( TTK m. 553) “Ortaklar Kurulu Kararı” Dava Şartı Mıdır?
Limited Şirketin Müdürler Aleyhine Açtığı Sorumluluk Davasında ( TTK m. 553) “Ortaklar Kurulu Kararı” Dava Şartı Mıdır?
Depo kararı-Önalım davası-Özel dava şartı-Fiili taksim iddiası
Fiili taksim iddiasının araştırılması gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırıldığı, mahkemece bu hususta araştırma yapılmadan önce satış akdindeki bedel üzerinden depo kararı verildiği ve ara kararın yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, davacının verilen sürede depo kararını yerine getirmeyip yargılamanın sonuna kadar süre talep etmesinin hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirildiği, yine fiili taksim iddiasının davalıya ait bir savunma olmadığı, davacının iddiasının zaten ön alım hakkı olduğu, bu nedenle üzerine düşen depo sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiği- Ön alım davalarının değeri para ile ölçülebilen davalardan olduğu, ön alım bedelinin depo edilmesinin özel dava şartı olduğu, buna yönelik ara karara uyulmaması halinde usulden ret kararı verilmeyip işin esası hakkında değerlendirme yapılarak ret kararı verileceği, esasa yönelik ret kararı verilmesi halinde değeri parayla ölçülebilen bu tür davalarda avukatlık ücretinin de nispi olarak belirlenmesi gerektiği, mahkemece esastan ret hükmü kurulduğu halde davalılar yararına maktu avukatlık ücretine hükmedilmesinin yerinde olmadığı-
Bono - Aval - Menfi tespit - Kaşe - Vekaletname
Dosya kapsamında incelenen takibe konu bonolarda üç imza bulunduğu, düzenleyen dava dışı şirket (E) Ltd. Şti. kaşesinin dışında iki imza, diğer imzanın ise (F) tarafından isminin yanına, açıkça "avalimdir" yazılarak atıldığı, bu durumun davalının cevap dilekçesi ile de kabulünde olduğu, dava dışı (E) Ltd. Şti. nin vekil olarak dava dışı F'yi tayin ettiği, şirketin yetkilisi olarak noterde şirketi davacının temsil ettiği noterde düzenlenen vekaletname ile görüldüğü, davacının dava dışı (F)'ye verdiği şahsi bir vekaletnamenin bulunmadığı, davacının aval olmadığı, bonolar üzerinde imzası bulunmadığından, mahkemece menfi tespit davasının reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Vekalet görevinin kötüye kullanılması - Tapu iptal ve tescil - Muris - Akrabalık bağı - Dürüstlük kuralı
Taksitle ödeme sözleşmesinin devamı müddetince satış isteme sürelerinin işlemeyeceği- Taksitle ödeme sözleşmesinin yapıldığı tarihte satış isteme süresinin duracağı- Haciz tarihinde yürürlükte bulunan yasa gereğince satış isteme süresinin 2 yıl olduğu, ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü tarihrihten taksitle ödeme sözleşmesinin yapıldığı tarihe kadar 6 ay 9 günlük bir satış isteme süresinin işlediği, geriye 1 yıl 5 ay 21 günlük sürenin kaldığı- Taksitle ödeme taahhüdünün ihlal edildiği tarihten itibaren kalan sürenin işlemeye devam edeceği, bu durumda mahkemece taksitle ödeme taahhüdünün ihlal edildiği tarihin araştırılarak satış talebinin süresinde olup olmadığı tespit edilerek karar verilmesi gerektiği-
Taksitle ödeme sözleşmesi - Satış isteme süresi - İhtiyati haciz - Kesin haciz
Taksitle ödeme sözleşmesinin devamı müddetince satış isteme sürelerinin işlemeyeceği- Taksitle ödeme sözleşmesinin yapıldığı tarihte satış isteme süresinin duracağı- Haciz tarihinde yürürlükte bulunan yasa gereğince satış isteme süresinin 2 yıl olduğu, ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü tarihrihten taksitle ödeme sözleşmesinin yapıldığı tarihe kadar 6 ay 9 günlük bir satış isteme süresinin işlediği, geriye 1 yıl 5 ay 21 günlük sürenin kaldığı- Taksitle ödeme taahhüdünün ihlal edildiği tarihten itibaren kalan sürenin işlemeye devam edeceği, bu durumda mahkemece taksitle ödeme taahhüdünün ihlal edildiği tarihin araştırılarak satış talebinin süresinde olup olmadığı tespit edilerek karar verilmesi gerektiği-
İhtiyari arabuluculuk - Arabulucunun aydınlatma yükümlülüğü - Arabuluculuk anlaşma belgesi tutanağı - Arabuluculuk son tutanağı -
İhtiyarı arabuluculukta arabulucunun arabuluculuk faaliyetinin başında tarafları; arabuluculuğun esasları, süreci ve sonuçları hakkında aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmediği ve arabuluculuk anlaşma tutanağının niteliği ve hukuki sonuçları hakkında taraflara gerekli açıklamaları yapmadığı - Aynı zamanda "ihtiyari arabuluculukta arabuluculuk anlaşma belgesi-tutanağı" ve "ihtiyari arabuluculukta son tutanak" başlıklı belgelerde çelişkili ifadelerin bulunduğu - Bu hâlde arabuluculuk görüşmeleri usulüne uygun olarak yerine getirilmediğinden geçerli bir anlaşma belgesi bulunduğunun ve anlaşılan konularda dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
İtirazın iptali davası -Hak düşürücü süre - Arabuluculuk anlaşamama tutanağı - İtirazın tebliği
İtirazın iptali davasının, itirazın tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde açılması gerektiği (İİK m. 67/1)- Borçlu tarafından yapılan itirazın davacı-alacaklıya tebliğ edilmediği bir durumda, zorunlu arabuluculuğa başvurulmuş ise dava açmak için Kanunda öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin yine itirazın davacı- alacaklıya tebliğ edildiği tarihten itibaren başlayacağı, hak düşürücü sürenin arabuluculuk anlaşma tutanağının imza tarihinden itibaren başlamayacağı-
Telif hakkı- İzinsiz baskı- Mali hak devri sözleşmesi
Telif hakkına yapılan tecavüzün önlenmesi, maddi manevi tazminat istemlerine ilişkin davada; davacının delil olarak dayanılan taahhütnamenin izinsiz baskı yapılamayacağı şartını içeren bir sözleşme olduğu ancak geçerli bir mali hak devri sözleşmesi olmadığı; davacının basım ve yayımına izni bulunan ciltlerin taraflar arasındaki anlaşmadan daha fazla basılarak mali haklarının ihlal edildiği hususunu ispatlaması gerektiği- Mahkemece davalının belirlenen miktarın üzerinde baskı yapıp yapmadığı alınan bandrol sayısı ve davacı delilleri ile birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği ve davacının izni hilafında, tarafların yazılı olmayan anlaşma süreleri dışında (yaklaşık 2012 yılı sonrasında yapılan basımlar) veye anlaşma kapsamında olmayan ciltler bünyesinde davalının soruları bastırdığı iddialarına ilişkin değerlendirmede de davalının dava konusu soruları davacı izni hilafında kullanıp kullanmadığı denetlenerek karar verilmesi gerektiği-