İçerik Akışı

Maddi hata- Hakimin takdir yetkisi- Devletin sorumluluğu ve rücu-

Dava tarihi 14.04.2022 olmasına rağmen karar başlığında 22.09.2022 olarak yazılmış ise de bu yanlışlık mahallinde her zaman düzeltilebilecek nitelikte maddi hata kabul edilerek işin esasına etkili olmadığı- Hakimin takdir yetkisi kapsamında kalan delillerin değerlendirilmesinin ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin hususların tazminata konu edilemeyeceği- Somut vakıada karar gerekçesinde maksadını aşan ifadelere yer verilmiş ise de HMK'nın 46. maddesindeki şartlardan hiçbirisi gerçekleşmediği-

Tapu sicili- Haksız fiil- Zarar-

Sicil tutma işleminden kaynaklanan uyuşmazlıklarda Borçlar Kanunu'nun haksız fiile ilişkin kurallarının da uygulanacağı- Tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlarda taşınmazın niteliği ve zararın kapsamı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-

Davaların Birleştirilmesi- İptal kararı-

HMK.m.166/1’in ikinci cümlesinde yer alan “….ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptali gerektiği-

Raylı toplu taşıma sistemlerine engellilerin erişebilirliği-

M2 metro hattı üzerinde yer alan Levent ve Taksim metro istasyonlarda metro vagon kapılarının açılacağı noktalarda uyarıcı yüzey bulunmaması sebebiyle muhatap Belediyenin EHİS, 5378 sayılı Kanun, ilgili TS standartları ve diğer ikincil düzenlemeler uyarınca raylı toplu taşıma sistemlerinin engellilerin erişebilirliğine uygun hâle getirilmesi kapsamında sahip olduğu yükümlülüğü yerine getirmediği- Bu doğrultuda yapılan tüm açıklamalar göz önüne alındığında muhatap tarafından engellilik temelinde ayrımcılık yasağının ihlal edildiği kanaatine varıldığı-

Asgari ücret- Usuli kazanılmış hak-

İşlemiş (bilinen) devre sonu olarak esas alınan 31.12.2016 tarihinden sonra yürürlüğe giren asgari ücretteki artışlar yansıtılmadan maddi tazminat hesabı yapılması gerektiği- Asgari ücretin kamu düzenine ilişkin olduğu- Davalı taraf lehine oluşan usulî kazanılmış haklar göz önünde bulundurulmaksızın yalnızca davalı tarafın kararı temyiz ettiği dikkate alınmadan davalının kendi temyizi nedeniyle aleyhine durum meydana getirecek şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu-

Engellilik- Ayrımcılık yasağı- Eşit muamele ilkesi-

Mevcut olayda başvuran tarafından engellilik temelinde ayrımcılığa uğradığına ilişkin olarak soyut iddiaların ötesine geçen, kuvvetli emare ve karine oluşturan olguların dosyaya sunulduğu ve buna karşılık olarak muhatap Şirket tarafından iddialarını destekler mahiyette bilgi ve belge sunulamadığı anlaşılmış olduğundan engellilik temelinde eşit muamele ilkesi ile ayrımcılık yasağının ihlal edildiği-

Kesinlik sınırı- İlk derece mahkemesi sıfatıyla verilen kararlar- Temyiz-

Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla veya istinaf incelemesi sonucu verdiği kararlar için dahi ayrım yapılmaksızın 6100 sayılı Kanun’un 362. maddesinde belirtilen kırk bin Türk liralık temyiz kesinlik sınırı uygulandığından Yargıtay hukuk dairelerince ilk derece mahkemesi sıfatıyla verilen kararların temyizi için de bu parasal sınırın esas alınması ve bu miktarı geçen kararlara karşı temyiz yolunun açık olduğunun kabul edilmesi gerektiği-

Maktu harç- Adli yardım talebi-

Kanun yoluna başvururken ödenecek harçların maktu nitelikte olduğu, bunun ise yüklü bir miktar olmadığı gözetildiğinde davacının kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken temyiz giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğunu ispatlayamadığı bu nedenle adli yardım talebinin reddine karar vermek gerektiği-

Atama- Engellik temelinde ayrımcılık yasağı-

Başvuranın bakmakla yükümlü olduğu birinci derece kan hısımlarından anne ve babasının engelli olduğu ve engellilik durumlarının ortadan kalkmadığının görüldüğü, dolayısı ile başvuranın yer değişikliği işlemlerine uygulanması gereken yönetmeliğin 22. maddesi değil, engellilik durumu devam ettiği için 39. maddesi olduğu, başvuranın talebi, bulunduğu ilde ve mevcut görev yerinde devam etmek yönünde olduğu, başvuranın mevcut görev yerinde kalma talebini reddedilerek başvuranın başka bir il müftülüğüne atanması anılan mevzuat hükümlerine aykırılık oluşturduğu- Dolayısıyla muhatap kurum tarafından engelliler için makul düzenleme yükümlülüğü getirmiş olan mezkur yönetmelik hükümlerinin uygulanmadığı ve engellilik temelinde ayrımcılık yasağının ihlal edildiği-

Sahtecilik- Cezai şart- Kusur-

Kurum, davacı eczanenin sahtecilik eylemine dâhil olmadığından cezai işlem uygulamadığı gibi kimlik tespitinin usulüne uygun yapılmamasına ilişkin herhangi bir cezai şart tatbik edilmediği ancak eczacı hakkında cezai şarta ilişkin bir yaptırım uygulanmamış olması, kimlik tespitine ilişkin açık mevzuat ve protokol hükümleri çerçevesindeki yükümlülüklerini ihlâl eden eczacıya, Kuruma ödettirilen bir ilacın gerçek hak sahibine ulaşmamış olmasından doğan Kurum zararı olan reçete bedelini olayda hiçbir kusuru olmayan Kurum üzerine bırakma imkânı yaratmayacağı- Kurumun, sahteciliğe konu reçete bedelini faiziyle birlikte davacının hak edişlerinden kesmesi yönündeki işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı-