İçerik Akışı
Ticaret unvanı-Marka hakkına tecavüz -Haksız rekabet-İnternet adresi
"https://.../.../...-...- ...-ve-...-tamiri_295810" sayfasındaki kullanımının ticaret unvanı kullanımı mahiyetinde olduğu, bu adresler yönünden iltibas ihtimalinden söz edilemeyeceği kabul edilmiş ise de, bu kullanımın da ortalama yararlanıcı kitlesi nezdinde davalı tarafından sunulan hizmetlerin, davacı ... sahibi tarafından sunulduğu şeklinde, hizmetin kaynağına yönelik karışıklık yaşama ve tarafların ticari işletmeleri arasında bağlantı kurma ihtimali doğurduğu, başka bir deyişle bu kullanımın da markasal nitelik taşıdığı ve davacının ... hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, bu nedenle davacı şirketin https://...sayfasına ilişkin talebinin de kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Adli Tıp Kurumu- Kefalet- Şekil şartı- El yazısı-
Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 23/02/2021 tarihli raporunda, inceleme konusu sözleşmenin 29.sayfasında; "...", "35.000", "Bin" ve "..." yazıları ile ...'nin mukayese yazıları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu yazıların ...'nin eli ürünü olduğu, söz konusu sayfadaki diğer yazılar ile ...'nin mukayese yazıları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından, söz konusu yazıların mevcut mukayese yazılarına kıyasla ...'nin eli ürünü olmadığı belirtildiğinden, asıl kefalet sözleşmesinin yazı kısmında "...", "35.000", "Bin" ve "..." yazılarının davacı tarafından yazıldığı diğer kısımların davacı tarafından yazılmadığının tespit edildiği bu durumda kefalet sözleşmesinin TBK 583. maddesinde belirlenen şekil şartlarına uygun düzenlenmediğinin tespit edildiği; davalı vekili kefil yönünden TBK'nun 583.maddesinde aranan şekil şartlarının mevcut olduğunu savunmuş ise de, takibe konu alacağa esas 03/11/2014 tarihli kefalet sözleşmesinin şekil şartlarının noksan olması nedeni ile kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığı- Hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli olduğu; diğer taraftan davalı vekili Mahkemece kefalet sözleşmesinin imzalandığı 2014 yılına ait evrakların soruşturulması gerekmekte iken 2021 yılında alınan imza örnekleri ile inceleme yapılmasının açıkça hukuka aykırı ve yanlış olduğunu iddia etmiş ise de, sözleşmedeki el yazılarının kefalet sözleşmesinden önce imzalanmış olan ıslak imzalı belgelerdeki el yazıları ile de karşılaştırıldığı davalı vekilinin bu yöndeki itirazında da haklı olmadığı-
Elektrik verilmemesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat- Hat bedeli- İkame enerji
Elektrik verilmemesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat, elektrik mevzuatı çerçevesinde ödenmeyen tazminat ve ortak kullanım haline gelen hat bedelinin alınmasına dair alacak istemine ilişkin davada zamanaşımı def'inin taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması ve somut olaya haksız fiil zamanaşımı süresinin uygulanması mümkün bulunmadığı- Özel hat sahibi kişinin elektriğin kesilmesi ile ilgili oluşan zararlardan davalı ... A.Ş. (...)'ın tam kusurlu olduğu, VOLVO EC480DL marka 2011 model hidrolik ekskavatöre montajı yapılan 260 kW gücündeki motorun 2014-2015-2016-2017 yılarında elektrik kesintisi olmasa idi elektrikle çalışması halinde harcama gideri, söz konusu yıllarda elektrik kesintisinden dolayı mazotla ile çalışması nedeniyle oluşan zararın, davacı firmanın fazladan yakıt bedel ödediğinin belirtildiği, davacı vekilinin ıslah dilekçesiyle ; fazlaya ilişkin hakları ve eksik belirlenen haklarına yönelik temyiz hakkı saklı kalmak kaydıyla 460.573,66 TL maddi tazminat alacağı talebinde bulunduğu, meydana geldiği iddia edilen zarara davalının sebebiyet verdiği ve mahkememizce de hükme esas alınan 16/04/2024 tarihli heyet raporunda belirtildiği üzere özel hat sahibi kişinin elektriğin kesilmesi ile ilgili oluşan zararlardan davalı şirketin tam kusurlu olduğu kanaatine varılmış olup, taleple bağlı kalınarak, davacının elektrik tesisattan yararlanamaması ve bu nedenle ikame enerji kullanımı nedeniyle uğramış olduğu zararın ihbar tarihi olarak kabul edilerek, 16/09/2014 tarihinden itibaren 16/09/2014 tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği- Davacının diğer taleplerinden biri olan söz konusu enerji olmaması nedeniyle alçı üretimi yapamadığı, bunu farklı bir firmadan temin ettiği ve bundan dolayı zarar gördüğü iddiası ise; dosya içerisinde somut zararını gösterir evrağın bulunmaması, hesaplamaya yeterli birimlerin ve ölçümlerin yapılamaması nedeniyle somut olarak ispatlanamadığından mahkememizce reddine karar verilmesi gerektiği- Enerji nakil hatlarını yatırmasına rağmen söz konusu hatlardan istifade edemediği ve bunların masraflarını kendisinin verdiğini ve bu nedenle zarara ujğradğı iddiası ise ; bilirkişinin mahkememize vermiş olduğu rapordaki teknik açıklamada, davacının talep edebileceği zararı zamana yayması gerektiği, hesaplanan zararın ise henüz muaccel olmadığı belirtildiğinden davacının bu talebinin de reddine karar verilmesi gerektiği- Davacının söz konusu elektrik alamamasından kaynaklanan manevi zarar talebine ilişkin yapılan değerlendirmede, söz konusu elektriği alamaması nedeniyle üretimin durmamış olmadığı, sadece üretimde maliyete daha fazla zarara uğradığı, zaten söz konusu davanın bu zararın tazmini için açıldığı, her iki tarafından tüzel kişi olduğu da dikkate alındığında, davacının manevi tazminatın oluşmadığı kanaatine varıldığından manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Franchise Sözleşmesi, Karma Bir Sözleşme Midir Yoksa Kendine Özgü Sözleşme Midir?
Franchise Sözleşmesi, Karma Bir Sözleşme Midir Yoksa Kendine Özgü Sözleşme Midir?
Arabuluculuk- Takip konusu alacak- Dava konusu olmayan alacak
Arabulculuk görüşmelerinde takip konusu alacağın fer'ilerinin, icra inkar tazminatının, icra masraflarının da talep edilmesi ve eldeki davanın konusunun itirazın iptali davası olmayıp müstakil alacak davası olması karşısında dava açılmadan önce davacı tarafça arabuluculuk başvuru şartının yerine getirilmediği- Davalılya yönelik olarak başlatılmış Ferizli İcra Müdürlüğünün 2024/27 Esas sayılı takip dosyasının fer'ilerinin(iş bu dava konusu olmayan başkaca alacak kalemleri) arabuluculuk dosyasında talep edilmesi sebebiyle 2024/62463 başvuru nolu tutanağın iş bu davadaki alacak istemi yönünden davalının arabuluculuk müzakere iradesini yansıtmayacağı-
Yabancı mahkeme kararı-Arabuluculuk dava şartı-Tenfiz yargılaması
Tenfiz hakimince yabancı mahkeme kararının esastan incelenemeyeceği ve hukuka uygunluğunun denetlenemeyeceği- Türkiye Cumhuriyeti ile Polonya Halk Cumhuriyeti arasında Hukuki ve Ticari Konularda Adli İşbirliği Anlaşması nedeniyle mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin karşılıklılık esasının bulunduğunun anlaşıldığı, davalı tarafça, arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği ileri sürülmekte ise de tenfiz yargılamasında uyuşmazlığın esasına dair yargılama yapılmadığından arabuluculuğa başvuru zorunluluğunun tanıma ve tenfiz davalarında geçerli olmadığı-
Kamulaştırma-İrtifak hakkının bedelinin tespiti-Bilirkişi raporu-İmar planı
Uyuşmazlığın, kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti istemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazın değeri belirlenirken öncelikle niteliğinin tespit edilmesi gerekli olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın niteliği net olarak belirlenmeden m2 birim fiyatı soyut ifadelerle tespit edildiğinden alınan raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, bu durumda; dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla belediye imar planı içinde olup olmadığı, değilse belediye veya mücavir alan sınırları dahilinde bulunup bulunmadığı, belediye hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadığı ve etrafının meskun olup olmadığı hususlarının ilgili Belediye Başkanlığından sorulduktan sonra; dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğunun anlaşılması halinde taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması, dava konusu taşınmazın arazi olduğunun anlaşılması halinde ise yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak, taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirine göre değer biçildikten sonra, bulunan bedele varsa taşınmazın değerine etki edecek objektif artış gerektiren unsurlar da eklenerek sonuca göre hüküm kurulması gerekirken; eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği-
Genel işlem şartı-Asimetrik tahkim kaydı-Konişmento-Yetki ilk itirazı
Konişmento da yer alan yetki ilk itirazı incelendiğinde; yetkili mahkemenin m.10/3'e göre ... numaralı konişmento da yer alan ve milletlerarası yetki kaydını içeren konişmento kuralının genel işlem şartı niteliğinde bulunduğu, buradaki genel işlem şartının, ticari nitelikte olsa da, denetime tabi olduğu, söz konusu denetim gerek tüketici gerekse de ticari nitelikteki genel işlem şartlarına uygulandığı, somut olayda yabancılık unsurunun bulunması da, kamu düzeni ile ilgili bulunan söz konusu hükümlerin uygulanmasını engellemediği, zira iç hukukta sözleşmeler için getirilmiş olan ve kamu yararı açısından önemli olan hükümlerin Türkiye’de yabancı bir hukuka tabi olan sözleşmelere de doğrudan uygulandığı-Somut olaydaki yetki kaydının geçerli olduğu kabul edildiğinde, söz konusu konşimento tahtında ortaya çıkan her türlü uyuşmazlıkta davacının yükle ilgilinin Londra mahkemelerine başvurması gerekeceği, bu halde yetki kaydının geçersiz sayılmasına sebep olacağı, dürüstlük kuralına göre, söz konusu yetki şartının geçerli olması Türkiye’de bulunan ihracatçı firmalar açısından açık bir dengesizlik yarattığı- Konşimentolardaki yetki tahkim kayıtları açısından içerik denetimi hâli hazırda kabul gören ve uygulanan bir yol olduğu, ayrıca, konişmentoda yer alan yetki kaydı incelendiğinde "Tüccarın açtığı herhangi bir davanın ve taşıyıcının açtığı herhangi bir davanın Londro Yüksek Mahkemesi'nin inhisari yetkisinde olduğu ve İngiliz kanunlarına tabi olduğunun kabul edildiği-Navlun veya tüccarın taşıyıcıya ödemesi gereken herhangi bir diğer tutarla ilgili herhangi bir anlaşmazlık durumunda, taşıyıcı seçim hakkı kendisinde olmak üzere belirtilen ülkelerde ya da yükleme limanı, boşaltma limanı, teslim yerinin bulunduğu ülkede veya tüccarın ticari faaliyetinin bulunduğu herhangi bir yerde tüccar aleyhine dava açabilir." bu kaydın her iki taraf için belirli bir mahkemeyi yetkili kılmadığı, taraflardan birinin menfaatlerinin üstün tutulduğu ve karşılıklı dengenin bulunmadığı bir mahkeme seçimi yapıldığı görüldüğü, bu tür yetki kayıtları “Asimetrik Yetki Kaydı” olarak anıldığı, bu tür kayıtların mahkemenin belirli olmaması sebebiyle geçerli olarak kabul edilmediği, ayrıca bu durum, genel işlem şartı denetimi dışında ortaya çıktığı, mahkemeye sunulan asimetrik yetki kaydının geçersizliği için genel işlem şartı denetimine başvurmaya dahi gerek olmadığı-
Tasfiye edilen şirket- Kamu kurumu- Yargılama gideri
Tasfiye edilen şirketin kişiliğini üstlenmediği gibi borçlarından da sorumlu olmadığı, kamu kurumu niteliğinde olduğu, ancak bir zarar hâlinde devlet aleyhine tazminat talep edilebileceği, bu nedenle iflas müdürlüğünün yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı-
İzmir'in Kurtuluşu
İzmir'in Kurtuluşu