İçerik Akışı
Tahliye davası-Yeni malik yönünden kiralananın tahliyesi-Ödenmeyen kira alacağı-Tarafta değişiklik
Davanın açılmasından sonra kiralananın satılmasıyla önceki malikin kiraya veren sıfatı kalmadığından tahliye isteminin reddi gerekirken, yeni malik yönünden kiralananın tahliyesine ilişkin verilen karar da usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirdiği- Bozma nedenine göre, davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının incelenmesine şimdilik gerek görülmediği-
Fatura- Mal teslimi- İspat- Yetkili kişi- Azil
Faturanın, mal teslimini tek başına kanıtlamayacağı- Bahsi geçen faturanın düzenlendiği tarihte davalı şirketi temsilen mal teslim almaya yetkili olup olmadığının tespitine yönelik olarak, dava dilekçesinde tanık olarak gösterilen adı geçenin dava konusu alacağın dayanağı olan malzemeleri teslim alıp almadığı konusunda tanık sıfatı ile beyanının alınması, aynı şekilde bilirkişi marifeti ile ...'un belediye çalışanı olarak kaydının göründüğü mal teslimine yakın tarihlerde davalı şirketin başkaca malzemelerini teslim alıp almadığı, bu şekilde davalının, malzemelerin teslim alınmasında ve teslim edilmesinde ...'a rıza gösterip göstermediği, başka bir anlatımla adı geçenin mal teslimi konusunda yetkili olup olmadığı konusunda inceleme yapıldıktan sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği-
Kadastro- İstinaf- Kesinlik sınırı- Zaman bakımından uygulanma
Kararın denetlenmesini talep etme hakkının, hukuki güvenlik, hukuki belirlilik ve hakkaniyet gereği olduğu; HMK ile düzenlenen istinaf kesinlik sınırı ile ilgili maddenin kadastro işlemlerinden doğan davalarda kesinlik sınırının ne yönden belirleneceğinin açık bir biçimde belirlemediği ancak bu tereddütlerin, 7251 sayılı Kanun'un 53 üncü maddesi ile 3402 sayılı Kanun'a eklenen ek 6 ncı madde ile ortadan kaldırıldığı- 3402 sayılı Kanun'un ek 6 ncı maddesinin, geçmiş dönemdeki farklı yorumları nihayete erdirip miktar itibarıyla kesinlik sınırının kadastro işlemlerinden kaynaklanan davalarda uygulanmayacağını açık bir biçimde düzenlediği- 3402 sayılı Kanun'un ek 6 ncı maddesinin geçmişe etkisi hakkında bir düzenleme bulunmasa da; hükmün gerekçesinden anlaşılacağı üzere madde hükmünde belirtilen davalar yönünden kanun yolu incelemesine dair uygulamada ortaya çıkan tereddütlerin giderilmesi amacının, hükmün zaman bakımından uygulanması sırasında göz önüne alınmasını gerektirdiği- Somut olayda; 3402 sayılı Kanun'un ek 6 ncı maddesinin, davanın bünyesindeki kendine has özellikleri ile verilecek kararın etki edeceği kamusal menfaat ve hükmün amacı göz önüne alındığında, adil yargılanma hakkının ve hukuki güvenliğin tesisi için somut olayda uygulanması, maddenin ihdas amacı ile hakkaniyet gereği olduğu- Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında; 3402 sayılı Kanun'un ek madde 6 hükmünün geçmişe etkili olarak düzenlenmediği, bu sebeple somut olayda uygulanamayacağı, 6100 sayılı Kanun'un 448 inci maddesi kapsamında İlk Derece Mahkemesince kararın verilmesi ile usul işleminin tamamlandığı, kararın verildiği tarihte miktar itibarıyla kesin olduğu, dolayısıyla İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacağı, temyiz sınırı bakımından taşınmazlarla ilgili bir ayrımın mevcut olmadığı, kesin olan bir kararın doğuracağı usuli kazanılmış hakkın nazara alınması gerektiği, kanun koyucu tarafından tanınmayan kanun yoluna başvuru hakkının yargı kararlarıyla tanınamayacağı, bu nedenlerle direnme kararının onanması gerektiği ileri sürülmüş ise de bu görüş, Kurul çoğunluğunca benimsenmediği-
İflas kayıt kabul davası-Arabuluculuk- Dava şartı-Hak düşürücü süre
İflas kayıt kabul davası açılmadan önce arabuluculuğa başvurunun dava şartı olmadığı- Dava şartı olmamasına rağmen arabuluculuğa başvurulmuşsa dahi dava açmaya ilişkin hak düşürücü sürenin işlemeyeceği-
İş sözleşmesi-İşçinin diplomasının sahte olması-Ücret ödemeleri-Ücretlerin iadesi
İşçinin diplomasının sahte olduğu ve belgenin sahte olmasının taraflar arasındaki ... ilişkisini yok hükmünde ya da mutlak butlanla batıl hâle getirmeyeceği ancak belgenin sahte olmasının ... sözleşmesinin feshine ilişkin sonuç doğurabileceği, ... ilişkisi içerisinde meydana gelen yükümlülükler yönünden tarafların sorumlulukları devam edeceğinden davalı işçi açısından bu sürece dair aldığı ücret ödemelerinin iadesini gerektirir bir durumun söz konusu olmadığı-
Hekime karşı açılan rücu davası- Yargılama gideri-
7/5/1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’na 12/5/2022 tarihli ve 7406 sayılı Kanun’un 15. maddesiyle eklenen geçici 13. maddenin ikinci fıkrasının üçüncü cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğu- Kamu kurumlarının karşılaştığı yargılama giderlerinin azaltılması yönünde -harç muafiyeti gibi- bazı düzenlemelerin yapılması makul kabul edilebilirse de bunun yargılamanın diğer tarafı olan özel hukuk kişilerinin haklarının göz ardı edilerek öngörülmesinin mümkün olmadığı-
30 Ağustos- Zafer Bayramı
30 Ağustos Zafer Bayramı'mızun 102. Yıl dönümü kutlu olsun.
Kooperatif genel kurul kararları-Muhalefet şerhi-Tutanak-Ret oyu
Davanın, kooperatif genel kurul kararının iptali istemine ilişkin olduğu, davacı, iptalini istediği kararlara genel kurul tutanağında ret oyunu kullandığını belirtmiş ise de; bu ibarelerin açıkça muhalefet şerhi anlamına gelmediği, bu durumda mahkemece; kararlarda muhalefet şerhi bulunmadığından, davacının dava açma hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Şikayet- İstihkak- Terditli dava- Kanun yararına bozma-
Şikayet ve istihkak davasının terditli olarak açılabileceği- Asli talep olarak bildirilen şikayet kabul edilirse istihkak davası açma yükümlülüğü ortadan kalkacağı için terditli olarak ileri sürülen istihkak davasının görülmesine gerek olmadığı-
Karar düzeltme yoluna ve Anaysa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmayan davalı avukat- Özen borcu- Müvekkilin tazminat istemi-
Karar düzeltme yoluna ve Anaysa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmayan davalı avukatın özen borcunu yerine getirmemiş sayılacağı- Somut olayda bu yollara başvurulması halinde de davacı yararına bir sonuç alınamayacağı anlaşıldığından, davacının avukatı aleyhine açtığı tazminat davasının reddine karar verilmesi gerektiği- Karar düzeltme yoluna başvurulmaması ve Anayasa Mahkemesine süresinde başvurulmaması kişilik haklarına saldırı sayılamayacağından manevi tazminat talebinin de reddi gerektiği-