İçerik Akışı

Yapı kayıt belgesi- Geçici statü- Ruhsata aykırılık

Davalı yükleniciye ruhsata aykırılıkların giderilmesi için süre ve yetki verilmesine rağmen, bu konuda  herhangi bir başvuru yapılmadığı, ruhsat ve eklerine aykırı olarak inşa edilen yapının mevcut hâliyle ruhsata bağlanmasının mümkün olmadığı, davaya konu parsele ilişkin imar plan değişikliği yapılmadan yapının yasal hâle getirilemeyeceğinin tespit edildiği- Yapı kayıt belgesinin yapının yeniden yapılmasına veya kentsel dönüşüm uygulamasına kadar geçerli olduğu ve yapının kullanılmasına ilişkin geçici bir statü sağladığı- Yükleniciye ruhsata aykırılıkları gidermesi için süre verilip fırsat tanınmasına karşılık yüklenici edimini ifa etmediğinden ve alınan yapı kayıt belgesi binayı imara uygun hâle getirmeyeceğinden, mahkemece yeniden yapı kayıt belgesi alınmak suretiyle binanın yasal hâle getirilip getirilmediğinin araştırılmasının (kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshi ve davalılar adına kayıtlı payların tapusunun iptali ile veraset ilâmındaki hisseleri oranında davacılar adına tesciline ilişkin davanın) sonucuna etkili olmayacağı-

Tanık beyanları arasındaki çelişki- Hizmetin tespiti- Hak düşürücü süre-

İddia olunan çalışmanın gerçek bir çalışma olup olmadığı konusunda dinlenen tanık beyanları arasındaki çelişkiler mevcut olduğundan bu çelişkilerin giderilmesi, davalı apartmanda ikamet edenler davanın sonucundan etkilenebilecek kişiler olması nedeniyle kamu tanığı olarak dinlenilmesi mümkün olmadığından tespit edilecek kamu tanıkları ile davalı işyerine komşu olan işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları yoksa işyeri sahipleri ve dinlenmeyen diğer apartman sakinlerinin beyanları alınarak ve ayrıca davacının eşi adına uyuşmazlık konusu dönemde bildirim yapılan dava dışı işyerlerindeki çalışmalarının şehir dışında geçip geçmediği, çalışma şekli ve süreleri, aynı tarihlerde hem davalı apartmanda hem de bu işyerlerinde çalışıp çalışamayacağı, davacının uyuşmazlık konusu dönemde davalı apartmanda kapıcı olarak fiilen çalışıp çalışmadığı, çalıştığının anlaşılması hâlinde çalışma şekli ve tam süreli mi yoksa kısmi süreli mi olduğu kuşkuya yer verilmeyecek şekilde belirlenmesi, oluştuğu takdirde tanık beyanları arasındaki çelişkinin giderilmesi ve hak düşürücü sürelerde gözetilerek dosya kapsamı birlikte değerlendirilip sonucuna göre infaza elverişli bir karar verilmesi gerektiği-

Fatura- Protokol- Kâr marjı

Protokol gereği, sadece davalının bilebileceği bazı hususlarla hesaplanabilen kâr marjının nasıl hesaplandığına dair faturalarda da hiç bir veri bulunmadığı ve davacının bu bedeli kontrol etme imkanı bulunmadığından bu bedelin faturanın olağan içeriği hâline gelmeyeceği- Protokole aykırı olarak faturalar düzenlendiği ileri sürülerek uğranılan zararın tahsili istenen davada, davalının tek taraflı olarak düzenlenen fatura bedellerini doğrudan davacının alacağından mahsup ettiği, kâr marjına ilişkin faturalandırma yapılırken protokole göre belirlenen hesaplamadaki kalemlerin ayrıca dercedilmediği ve kâr marjı tutarı hakkında açık net bir tespit olmadığı hususları gözetildiğinde, davacı tacir olsa da, bu faturalara itiraz imkanının bulunmadığı ve bunların soyut ticari defterlere kaydedilmiş olmasının sözleşmenin tadili ya da fatura içeriğinin benimsendiği anlamına gelmeyeceği- "Davacının tacir olduğu, basiretli davranması gerektiği, davacının davalıya gönderdiği ihtarnamede ve eldeki davada kâr marjı hesaplanmasının yanlış olduğunu ileri sürebildiğine göre protokolde belirtilen satış fiyatlarını ve dolayısıyla kâr marjına ilişkin hesaplamaları yaparak da faturaları kontrol edebileceği, davacının faturalara itiraz etmeyerek ticari defterlerine kaydettiği, kesin delil sayılan defter kayıtları karşısında taraflar arasında kâr marjına ilişkin anlaşmanın faturadaki fark ölçüsünde değiştirildiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-

İşçi- Devamsızlık- Objektif iyiniyet kuralları- Haklı nedenle fesih-

İşçinin, devamsızlık yaptığı belirlenen günlerde izinli ise ya da devamsızlığı haklı bir nedene dayanmakta ise işine devam etmemiş olsa bile iş sözleşmesinin devamsızlık nedeni ile feshedilmesinin mümkün olmayacağı, devamsızlığı haklı kılan nedenlerin ise önceden sayımı ve tespiti mümkün olmayıp, her somut olayın özelliğine göre belirlenmesi gerektiği- İşçinin devamsızlığına dayanak yaptığı olayın, haklı nitelik taşıyıp taşımadığı, olayın mahiyeti, işçinin içinde bulunduğu durum, işyerinin özellikleri ve gerekleri, gelenekler gibi hususlar dikkate alınarak objektif iyiniyet kurallarına göre tespit edilmesi gerektiği- Devamsızlığın haklı bir nedene dayandığını ileri süren işçinin, bunu ispatla yükümlü olduğu- Davacı sabit olan devamsızlığını haklı kılacak bir mazeret veya sağlık raporu sunmadığına göre davalı işverence devamsızlık sebebiyle iş sözleşmesinin feshi haklı nedene dayanmakta olup kıdem tazminatı talebinin reddi gerektiği, davacının işten çıkışının kod 3 (istifa) ile Sosyal Güvenlik Kurumu'na bildirilmesinin, sigorta primlerinin ödenmesi ve bordroların imzalı olmasının sonuca etkili bulunmadığı- "Davacının işten ayrıldığı tarih itibarıyla ödemeyen işçilik alacakları bulunduğundan kıdem tazminatı talebinin kabulü gerektiği" ve "Davalı işverenin haklı feshini gösteren bir vakıa ve delil bulunmadığı, davacının çalışma şartlarında esaslı değişiklik niteliğinde olan ücretsiz izin konusunda yazılı onayının olmadığı, bu durumun esasen işveren feshi olmakla birlikte mahkeme ile Özel Daire arasında iş sözleşmesinin davacının feshettiği konusunda uyuşmazlık bulunmadığından ücretsiz izin uygulaması iş şartlarında esaslı değişiklik teşkil ettiğinden işçiye haklı nedenle fesih hakkı verdiği, buna göre de ücretsiz izni kabul etmeyen davacının haklı nedene dayalı feshi söz konusu olup kıdem tazminatına hak kazandığı" değişik gerekçe ile bozmaya dair görüşlerin HGK çoğunluğunca benimsenmediği-

Konkordato- Alacaklının tasdik kararını istinaf hakkı- İtiraz sebeplerinin İİK 304/1 uyarınca bildirilmemesi-

Anonim şirket tarafından alacaklılar toplantısında konkordato projesine "ret" oyu verilmiş ise de 2004 sayılı Kanun'un 304/1. maddesi uyarınca itiraz sebeplerini tasdik duruşmasından en az üç gün önce ve yazılı olarak bildirilmediği, buna göre 2004 sayılı Kanun'un 308/a maddesi uyarınca mahkemece verilen tasdik kararını istinaf hakkının bulunmadığı- "... Alacaklılar toplantısında ya da alacaklılar toplantısına katılmamakla birlikte yedi günlük iltihak süresinde konkordato projesini kabul etmediğine ilişkin iradesini ortaya koyan alacaklı, konkordatoya itiraz eden alacaklı olup süresi içinde istinaf yoluna başvurabileceği..." şeklindeki karşı görüşün, HGK. çoğunluğunca benimsenmediği-

E-Uyarda Yer Verdiğimiz “Tasarrufun İptali Davalarına" İlişkin “Emsal” Nitelikli 100 Yüksek Mahkeme Kararı

Tasarrufun İptal Davaları

İhale- Alt işveren ve üst iş veren- Muvazaa-

Sürveyan olarak işe alınan davacının davalı kurumun muhasebe bölümünde tahakkuk servisinde büro görevlisi olarak çalıştığı, işle ilgili tüm emir ve talimatlar ile izinlerini davalı kurumun şube müdüründen aldığının anlaşıldığı, bu hâli ile davacı ihale ile alt işverene verilen kontrollük ve danışmanlık işinde çalışmayıp asıl işveren olan davalı kurumda büro görevlisi olarak çalıştırıldığından davalı kurum ile ihbar olunan alt işverenler arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin davacı yönünden muvazaalı olduğunun kabulü gerekeceği-

Velayet ilişkisi- Bekarlık soyadı- Kanun önünde eşitlik- Ailenin korunması ve çocuk hakları- Çocuğun üstün yararı-

Ortak çocuğun davacı anne ile davalı babanın kısa süreli evlilikleri içinde doğduğu, çocuğun babayı hiç tanımadığı, çocuk ile baba arasında baba oğul ilişkisinin bulunmadığı, küçüğün annesi, anneanne ve dedesi ile birlikte yaşadığı, ailesinin soyadının kendisinden farklı olmasından olumsuz etkilendiği, çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesi halinde ruhsal gelişiminin olumsuz etkilenmeyeceğinin ve çocuğun annenin soyadını taşımak istediğinin (SİR raporu ile) tespit edildiği, idrak çağındaki çocuğun görüşlerine de önem verilmesi gerektiği, bu haliyle çocuğun soyadının velâyet sahibi annenin soyadıyla değiştirilmesinde çocuğun üstün yararının bulunduğu-

Haklı nedenle fesih-Askerlik nedeniyle iş akdinin feshi-Zorunlu askerlik-İşçi lehine yorum ilkesi-

Davacı, sözleşmeli er olarak tertip edildiği birliğe katıldıktan sonra, zorunlu/muvazzaf askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılacağı süre kadar sözleşmeli er olarak çalıştığında veya çalışmadığı süre kadar, davacının ilişiği kesilmeden (zorunlu/muvazzaf askerliği sona erdirilmeden), komutanlık tarafından belirlenecek birliklerde, erbaş veya er olarak zorunlu/muvazzaf askerlik hizmetini yerine getireceği ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan her erkeğin, askerlik hizmeti yapmaya mecbur olması karşısında davacının zorunlu/muvazzaf askerlik görevini sözleşmeli er olarak yapmak istemesi noktasında kanunda bir boşluk olduğu kabul edilirse bu boşluğu oluşturan yasal değişiklikleri işçi lehine yorumlayarak davacının iş akdini muvazzaf askerlik hizmeti nedeni ile feshettiğini kabul etmek gerektiği- Davacı vekilinin istinaf sebebinin yerinde olduğu, yargılamada eksiklik bulunmamakla birlikte, kanunun olaya uygulanmasında İlk Derece Mahkemesince hata edildiği ancak bu durumun yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak, yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği-

İİK. m. 16'ya dayalı olarak yapılan 'şikayet' başvurularının hasımsız açılması halinde vekalet ücretinin akibeti hakkında bilgi notu-

Bilgi Notu