İçerik Akışı

Tanıma- Tenfiz- Eda Hükmü- Tespit Hükmü

Yabancı mahkeme tarafından verilmiş olan eda hükmünün tanıma ve tenfizine karar verildiğine ve artık bu hükmün Türkiye de icra edilebilir bir hüküm niteliğinde olduğu- Tanıma ve tenfizine karar verilen yabancı mahkeme kararı kesinleştiği tarihten itibaren hüküm ve sonuç doğuracağı- Birikmiş nafaka alacağının belirlendiği tespit hükmü niteliğinde bir yabancı mahkeme kararına yönelik tanıma ve tenfiz isteminde davacının hukuki yararı bulunmadığı-

Şirket hisselerinin devri- Müdürlük ücreti- Dürüstlük kuralı-

Davacının eşinin ve kendisinin şirketteki tüm hisselerini 3. kişilere devrettikten sonra müdürlük görevi süresince ücretini almadığını ileri sürerek takip başlatmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı-

Kefalet- Eş rızası- Eşin sonradan muvafakati- Hakkın kötüye kullanılması-

Kefalet sözleşmesini imzaladığı sırada eşin rızaya dair imzası yoksa da, daha sonra davalı banka ile yapılan yeniden yapılandırma protokolünde sırasında, davacının eşinin "davalı banka ile yaptığı sözleşmeye muvavafakat ettiğini" beyan etmesi karşısında, artık sözleşmenin başlangıcındaki eş rızasına dair imza eksikliğinin ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olacağı-

Avukatlık mesleki sigorta sözleşmesi- Tazmin talebine konu olayın önceden bilinmesi- Rücuen tazminat davası-

Avukat olan davacının hatasını tespit eden Yargıtay bozma kararının tebliğinin ertesi günü mahkemeye dilekçe sunması ve sigorta poliçesinin düzenlenmiş olması karşısında, davacının, tazmin talebine konu olayı sigorta poliçesinin düzenlenmesinden önce bildiğinin kabul edileceği- Davacının zararın talep edilebileceğini de bilinmesi gerektiğinden, rücuen tazminat davasının Avukatlık Mesleki Sigorta Sözleşmesinin hükümsüz olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-

Usulsüz tebligat şikayeti- Bilinen adreste tebligat ( Tebligat K. m. 10 )- Kapı nolarının farklı olması halinde tebligat

Kişilerin mernis adresleri Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan çalışmalar kapsamında zaman zaman güncellenerek değişikliğe uğrayabildiği-  7201 s. Tebligat Kanunu m. 10 uyarınca, alacaklının tebligat yapılmasını istediği "...İç Kapı No:6 ..." adresi ile borçlunun mernis adresi olan ve tebligat yapılan "..İç Kapı No:A ..." adresinin aynı yere ait olup olmadığının yöntemince araştırılması, aynı adres olduğunun anlaşılması halinde usulsüz tebligat şikayetinin reddine; farklı bir adres olduğunun anlaşılması halinde ise, tebliğ tarihinin borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi esas alınarak düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği-

Tanıma- Tenfiz- Kamu Düzeni- Ortaklık

Tanıma ve tenfizi istenen yabancı mahkeme kararı alacak talebine haiz olup aynı konuda Türkiye’de açılan bu tür dava gereğince davacıların, davalı pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim şirkete ortak olduğu kabul edilerek “karar verilmesine yer olmadığına” kararı verildiği ve kararların bu şekilde kesinleştiği- Yabancı ülkede açılan ve karara bağlanan aynı tür davalarda verilen yabancı mahkeme kararlarının tenfizine karar verilmesi halinde Türkiye’de açılan davalar ile yabancı ülkede açılan davalarda tamamen zıt sonuçlara ulaşılacak olup, Türk Mahkemelerinin emredici yasal düzenleme sonucu verdikleri çok sayıdaki kararlara tezat teşkil edecek yabancı mahkeme kararlarına Türkiye’de icra kabiliyeti kazandırılmasının üzere Türk kamu düzenine açık aykırılık teşkil edeceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği-

Ödeme emrinin borçluya tebliği- Elektronik tebligat- Beşinci günün sonunda takipten vazgeçme- Tahsil harcı-

Ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesinden önce yapılan icra takibinden vazgeçme halinde tahsil harcı alınamayacağı- Elektronik tebligatta, tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda ödeme emrinin tebliğ edilmiş sayılacağı- Ödeme emri tebliği borçluya beşinci gün saat 23.59:59 itibariyle yapılmış sayılacağından, alacaklı vekilinin UYAP sistemi üzerinden aynı gün (beşinci gün) saat 20.57 itibariyle -yani, gün sonundan, dolayısı ile ödeme emrinin tebliğinden önce- takipten vazgeçtiğine ilişkin beyanda bulunması halinde, tahsil harcı alınamayacağı-

Mobbing- Manevi tazminat

İşçi ile işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin davada; Ziraat Odası Başkanlığı Genel Sekreteri olan bir başka çalışan ile davacı işçinin aralarında anlaşmazlık bulunması nedeni ile, diğer çalışanlar tarafından işçinin işyerinde öğle yemeklerinde yalnız bırakıldığı, sabah kahvaltılarında diğer çalışanlar bir araya geldiği halde işçinin bu toplantılara davet edilmediği, diğer çalışanlardan farklı davranışlara maruz kaldığı; işçinin işyerinde çalışan temizlik elemanı bulunmasına rağmen, görev sınırı kapsamı dışında çalıştığı bölümü temizlemeye zorlandığı da anlaşıldığından işçinin, işyerinde kendisini zihinsel, ruhsal, fiziksel ve bedensel olarak etkileyebilecek nitelikte ve sistematik olarak devam eder eylemlerle maruz kaldığını ispatlandığından manevi tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği-

Sendikal tazminat- Fesih- İşe başlatmama

Sendikal tazminat alacağının, geçersiz olduğu belirlenen fesih tarihindeki ücret kabul edilerek hesaplanması gerekirken davacının işverence işe başlatılmadığı tarihindeki ücretin esas alınarak hesaplanmasının hatalı olduğu-

Davalı borçlunun taşınmazının davalı üçüncü kişiye satması- (Muvazaa) TBK 19'a dayalı olarak açılan dava- Davacının hukukî yararı- Takibe konu borcun ödendiğine ilişkin savunma- İİK. 283'ün kıyasen uygulanması-

Davacı alacaklının alacağının tahsili için TBK 19'a dayalı olarak açtığı davada, davacının hukukî yararının olması içini davalı borçlunun taşınmazının davalı üçüncü kişiye sattığı tarihte bir alacağının olmasının gerektiği- Mahkemece davalının "takibe konu kira borcunun ödendiğine" ilişkin savunması üzerinde durularak davacıların miras bırakanı (kirayaveren) ile (kira borcuna kefil) davalı borçlu ve dava dışı asıl kiracı şirketin banka kayıtları ile ticarî defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp dava konusu satış işleminin yapıldığı tarihe kadar ödenmemiş kira borcunun bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiği- Tasarruf tarihine kadar ödenmemiş kira borcu yok ise "davanın reddine" karar verilmesi, tasarruf tarihine kadar ödenmemiş kira borcu var ise "bu miktar ile sınırlı olarak davacıya İİK. 283/1. maddesi gereğince haciz ve satış yetkisi verilmesi" gerektiği- Yerel mahkemece "icra takibinin davalı borçlu yönünden şeklen kesinleştiği, menfi tespit davası açılmamış olduğuna" değinilmişse de, ödeme savunmasında bulunan diğer davalı icra takibinin tarafı olmadığından menfi tespit davası açamayacağı, direnme gerekçesinin icra takibinde üçüncü kişi olan davalıya sirayet etmeyeceği- "Dava İİK 277 vd. maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davası olduğundan buna göre değerlendirme yapılması gerektiği, davanın TBK 19'a göre açıldığının kabulü hâlinde dahi bu dava sonucunda İİK 283'ün kıyasen uygulanamayacağı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-