İçerik Akışı

Ölenin şeref ve haysiyetine yönelik saldırıları- Manevi tazminat-

Murisinin ölümü sonrasında, davalı tarafça internet ortamında paylaşılan hakaretvari sözlerin, özellikle kullanılan “mikrop” kelimesi dikkate alındığında, küçük düşürücü ve incitici olduğu kuşkusuz olduğu gibi; olayın oluş şekli, söylenen sözlerin içeriği ve tarafların durumu birlikte değerlendirildiğinde bu sözlerin nezakete aykırı sözler olarak kabulü mümkün görülmediğinden kınama ile yetinilmesinin uygun düşmeyeceği- Ölenin şeref ve haysiyetine yönelen saldırılar onun yakınlarının kişilik hakkına saldırı teşkil edeceğinden, bu tür saldırılar karşısında ölenin yakınları, kendi kişilik haklarının ihlaline dayanarak TMK’nın 25. maddesinde belirtilen davaları açabileceğinden, mahkemece davacılar lehine manevi tazminata hükmedilmesinin isabetli olduğu-

İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip- İcra emrinin tebliği-

Taşınmaz malikinin ipotek senedinde yer alan adresine gönderilen tebligatın iade edilmesi üzerine, alacaklının ipotek senedindeki adrese Tebligat Kanununun 35. maddesine göre icra emrinin tebliğ edilmesinin yerinde olduğu-

Babalık davası- Yargılamanın yenilenmesi- Nüfus kaydı- Hak düşürücü süre-

Babalık hükmüne karşı yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkin davada; davacının Nüfus Müdürlüğünde adres beyanında bulunması, hakkında verilen babalık hükmünden ve nüfus kaydına işlenen çocuktan haberdar olduğu anlamına gelmeyeceği gibi dosya kapsamına göre de; davacının bildirdiği tarihten daha önce hükmü öğrendiğine ilişkin savunma ve ispatın mevcut olmadığı, buna göre, işin esasının incelenmesi gerekirken hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-

İlamların icrası- Faizin başlangıcı-

Çeşitli İçtihatlar

Yargıtayın bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince bozmaya uygun karar verilmesi (HMK. 373/4)

Şikayetin reddine dair verilen kararın borçlu tarafından istinaf edilmesi ve istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi üzerine, borçlunun temyiz yoluna başvurduğu ve Yargıtay 12. HD.nce "icra vekalet ücretinin maktu olarak hesaplanması gerektiği" gerekçesi ile "Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırıldığı ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına" karar verildiği anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince bozmaya uygun karar verilmesi üzerine kararın temyiz incelemesi için Yargıtay'a gönderilmesi gerektiği, Bölge Adliye Mahkemesinin bu durumda istinaf incelemesi yapma yetkisinin olmadığı-

Usuli kazanılmış hak- Bozma öncesi karardaki vekalet ücreti-

Bozma öncesi verilen ilk kararda davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olup, her ne kadar davalı tarafça temyiz talebinde bulunulmuş ise de; davalı vekilinin temyiz dilekçesinde vekalet ücreti konusunda herhangi bir temyiz itirazı yer almadığından, davalı lehine hükmedilecek vekalet ücreti yönünden bozma yapılmadığı ve bozmaya uyulduğuna göre; ilk kararda davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünden davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu-

Çek istirdatı- Menfi tespit- Dava şartı olarak arabuluculuk-

"Çek istirdadı" davasında, arabulucuya başvurulmasının dava şartı olmadığı- "Çekten kaynaklı menfi tespit davasında" arabulucuya başvurmanın dava şartı olduğu- Menfi tespit davasının, arabuluculuk dava şartına tâbi olmayan çek istirdadı davası ile birlikte açılmış olması durumunda, artık menfi tespit talebinin de "arabuluculuk dava şartına" tâbi olmayacağı-

Hacizden sonra mahkemeden tapu iptal ve tescil kararı alınması- Hacizlerin fekki- İhalenin feshi-

İhaleye konu taşınmazın icra müdürlüğünce haciz konulduğu tarihte borçlu adına tapuda kayıtlı olduğu anlaşıldığından, icra memurunun haciz işleminde bir usulsüzlük bulunmadığı- Hacizden sonra mahkemeden tapu iptal ve tescil kararı alınmasının hacizlerin fekkine dair karar alınmadığı sürece duruma etki etmeyeceği- İcra müdürü haciz işlemini yaparken, taşınmazın borçlu adına kayıtlı olmasının zorunlu ve yeterli olduğu- Haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz için 3. kişinin açmış olduğu tapu iptal ve tescil davasının kabul edilip kesinleşmesi halinde dahi, haciz tarihindeki mülkiyet durumunun değişmeyeceği- Tescil kararının hacizden sonra kesinleşmesi ve tapudaki hacizlerin kaldırılması yönünde bir hüküm taşımaması halinde haczin kaldırılması isteminin 3. kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabileceği- Tescil kararı sebebiyle ihalenin feshine karar verilemeyeceği-

Kentsel dönüşüm- Binanın belediye tarafından boşaltılması- Açık satış noktası sözleşmesi- Katkı payının iadesi- Cezai şart- TBK. m. 136 (ifa imkansızlığı)-

Kentsel dönüşüm kapsamında davalının iş yerinin bulunduğu binanın yıkılmasına karar verilmesi sonucu davalının işletmesini sözleşmede yazılı nedenler dışında kirada olduğu binanın belediye tarafından boşaltılması kararına dayanılarak isteği dışında boşaltmak zorunda kaldığı anlaşıldığından, taraflar arasındaki açık satış noktası sözleşmesinde yer alan şartlarının gerçekleştiğinden bahisle katkı payının iadesi ve cezai şartın tahsiline ilişkin davanın kabulün hatalı olduğu, mahkemece ihtilafın TBK. m. 136 (ifa imkansızlığı) kapsamında araştırılması gerektiği-

Boşanma davası- Bekletici mesele- Muvazaa-

Boşanma davasının sonucu beklenerek, bu dava sonunda davacının bir alacağı olmadığının anlaşılması halinde; davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, aksi durumda boşanma dosyası da değerlendirilmek suretiyle davalılar arasındaki akrabalık ve tanışıklık da göz önünde TBK 19 uyarınca muvazaanın ispatı durumunda davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-