İçerik Akışı

Ödeme emri tebliği- Haciz- Hacizden önce ödeme- Harç- Tahsil harcı-

492 s. Harçlar Kanunu'na göre; ödeme, ödeme ve icra emrinin tebliğinden sonra, fakat hacizden önce yapılmışsa; ödenen paralardan %4,55 tahsil harcı alındığı, bu durumda; ödemenin, ödeme emrinin tebliğinden sonra fakat hacizden önce yapıldığı dikkate alınarak, borçludan takip safhasına göre, %4,55 oranında tahsil harcı alınması gerekirken, %9,10 oranında tahsil harcı alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-

Belirsiz alacak davası- Talep, talebin türü ve davanın niteliği- Süre verilmesi- Hukuki yarar- Dava şartı-

Talep, talep türü ve davanın niteliği açıkça anlaşılamıyorsa, talep muğlaksa, HMK'nun 119. maddesi gereğince; davacıya bir haftalık kesin süre verilerek talebinin belirsiz alacak davası mı, yoksa kısmi dava mı olduğunun belirtilmesi, verilen bu süreden sonra, davacının talebini açıklamasına göre bir yol izlenmesi, eğer talep, davacı tarafından belirsiz alacak davası şeklinde açıklanmış olmakla birlikte; gerçekte belirsiz alacak davası şartlarını taşımıyorsa, hukuki yarar yokluğundan davanın reddedilmesi gerektiği- Somut olaya dönüldüğünde; davacı taraf, dava dilekçesinde, işsizlik sigortası nedeniyle ödenmesi gereken sigorta tazminatını talep ettiği, davacının elindeki belgelerle işsiz kaldığı sürenin ve tazminatın belirlenebilir nitelikte olduğundan, davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olmadığı kabul edilerek hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği-

Satıcının tüketiciye karşı sorumluluğu- Reklam, broşür ve kataloglardaki vaatler- Ayıplı veya hiç yapılmayan imalatlar- Değer kaybının belirlenmesi-

Satıcının, sözleşme ve eki şartnameden başka ayrıca ilan ve reklamlarda, broşür ve kataloglarda vaat ettiği hususlar yönünden de alıcı tüketiciye karşı sorumlu olduğu, o halde; teknik şartnamede belirtilmeyen ancak tanıtım materyellerinde belirtilen tüm hususlar yönünden de tek tek ayıplı ya da hiç yapılmayan imalatlar konusunda inceleme yapılarak varsa değer kaybının belirlenmesi gerektiği- Projede henüz tamamlanmamış sosyal tesislerin davalılar tarafından yapılarak ve eksiklikleri giderilerek projenin tamamlanması halinde bu yönden dava konusuz kalacağından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, yapılmayan ve bundan sonrada yapılmayacağı kesinleşen sosyal tesisler var ise; bunlardan dolayı davacının uğradığı zararın nisbi metoda göre hesaplanarak, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususunda değerlendirme de yapılmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerektiği-

İtirazın iptali davasından sonra menfi tespit davası-

İtirazın iptali davasından sonra açılan menfi tespit davasının görülemeyeceği-

Menfi tespit davası- İtirazın iptali- Hukuki yarar- Derdestlik- Bekletici mesele-

İtirazın iptali davası, menfi tespit davasından daha geniş talepli bir dava olduğu için aralarında derdestlik anlamında bir ilişkinin bulunmadığı, ancak; menfi tespit davası ile itirazın iptali davasında alacağın var olup olmadığı, yani aynı vakıa tartışılacağı için farklı sonuçlar çıkmaması amacıyla iki davanın birleştirilmesi, davaların birleştirilmesi mümkün olmazsa duruma göre davalardan birinin bekletici mesele yapılması gerektiği-

Boşanma davasından feragat- Evlilik birliğinin temelden sarsılması- Anlaşmalı boşanma- Af- Kusur tespiti-

Feragat edilen dava evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olarak açılmışsa; anlaşmalı boşanma davasından feragatin, dava tarihinden önceki olayların affedildiği sonucunu doğurmayacağı, o halde; taraflardan birinin feragatle sonuçlanan anlaşmalı boşanma davasının dava tarihinden önceki vakıalara dayanarak herhangi bir boşanma sebebine dayalı olarak boşanma davası açabileceği, açılan davada anlaşmalı boşanma davasının dava tarihinden önceki vakıaların da kusur belirlemesinde dikkate alınması gerektiği-

Haksız fiil- Yetkili mahkeme- Yetkili icra dairesi- Zarar görenin seçimlik hakkı- Kesinlik sınırı-

Haksız fiilden doğan davalarda, davacı HMK. 16 gereğince seçimlik hakkını kullanarak zarar gören olarak kendi yerleşim yerinin bulunduğu yer icra dairesinde takip yapabileceğinden ve dava açabileceğinden, kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kesinlik sınırının altında kaldığından istinaf başvurusunun reddine dair kesin olarak verilen kararın bozulması gerektiği-

Kıymet takdirine itiraz- İhalenin feshi- Satış ilanı-

Kıymet takdirine itiaz üzerine verilen kararların kesin olmakla birlikte anılan hükümler ihalenin feshi aşamasında incelenebileceği- İcra müdürlüğünce yapılan kıymet takdiri sonucu, ihaleye konu taşınmaza biçilen değere borçlu vekilinin belirlenen değerin düşük olduğunu ileri sürerek itirazı üzerine, İcra Hukuk Mahkemesi'nin kararı ile, mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda, taşınmazın değerinin daha yüksek belirlendiği, ancak icra müdürlüğü tarafından alınan bilirkişi raporunun daha ayrıntılı olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği ve satışın icra müdürlüğünce belirlenen değer üzerinden yapıldığı ve bu halde borçlunun kıymet takdirine itirazı üzerine aleyhine hüküm tesis edilmiş olup, icra mahkemesinin bu şekilde belirlediği değer esas alınarak yapılan ihalenin de usulsüz olduğu- İcra müdürlüğünün satış kararında "Türkiye genelinde yayın ve dağıtımı yapılan ve günlük tirajı 50.000'in üzerindeki gazetelerden birinde ilanın yapılmasına" karar verildiği, buna göre gazete tirajının satış talep tarihinde 50.000'in üzerinde olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği-

Ticareti terk- Tasfiye sonrası mal beyanı-

Ticaret unvanı ticaret sicilinden silinen bir sermaye şirketinin, TTK uyarınca tasfiye sürecini tamamladığından, artık bundan sonra aktif ve pasifini gösteren bir mal beyanını vermesinin fiilen mümkün olamayacağı, bundan hareketle mal beyanında bulunmadığından bahisle mahkumiyet kararı verilemeyeceği-

Önalım davası- Önalım hakkı- Satış sözleşmesi- Dürüstlük kuralı-

Taşınmaz mal mülkiyetinin, kanundan kaynaklanan daraltımlarından biri olan önalım hakkıyla ilgili yorumların ve değerlendirmelerin; mülkiyet hakkının özüne zarar verecek şekilde, önalım hakkı sahibi lehine genişletilmesinin doğru olmadığı, bu nedenle; dava açılmadan önce gerçekleşen satış ve düzeltme işlemlerinin, bir bütün halinde ve hepsine eşit değer vererek mevcut durumun değerlendirilmesi gerektiği, önalım davasına konu satış sözleşmesine ve buradaki bilgilere dayanarak talepte bulunan davacının, dava açılmadan önce bu sözleşmedeki bir hatanın düzeltilmesine yönelik davalı işlemini kabul etmemesinin TMK'nun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı-