İçerik Akışı
Ziynet ve eşya alacağı davası-
Çeyiz senedine dayalı olarak açılan ziynet ve eşya alacağı davasında dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamayacağı- Ziynet eşyalarının ayarlarının, eşyaların ise miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi, taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerektiği-
Tüketici mahkemesi- Görev-
Davacının satın aldığı buzdolabının şaseye neden olması ve yangın çıkması halinde; maddi ve manevi tazminat davasının tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Hukuki belirlilik ilkesi- Öngörülebilirlik ilkesi- Belirsiz alacak davası
Hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleri ve sürpriz karar verme yasağı gereği birleşme tarihinden önce kararın yayınından önce açılan davalarda her iki Daire görev alanına giren bölgelerde verilen kararlar bakımından Yargıtay 9. Hukuk Dairesi ile Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin belirsiz alacak davaları yönünden önceki uygulamalarına devam edileceği- Davacı tarafça kıdem tazminatı, fazla çalışma, fazla çalışma alacağının %5 fazlası, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacakları talep edilerek belirsiz alacak davası açılmış olup davanın açıldığı tarihte kıdem tazminatı miktarı belirlenebilir olduğundan belirsiz alacak davasına konu edilmezse de, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından daha önce verilen kararlarda hukuki yarar yokluğu sebebiyle dava şartı yokluğuna bağlı davanın reddi kararları verilmediğinden, Dairenin bu görüşüne güvenilerek belirsiz alacak şeklinde açılan davada belirtilen hususun bozma nedeni yapılmayacağı-
İstirdat davası- Hak düşürücü süre-
İİK mad. 72 uyarınca istirdat davasında bir yıllık hak düşürücü sürenin, borç olmayan paranın "tamamen" ödenmesinden sonra başlayacağı-
Taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu- Gemi üzerinde hapis hakkı uygulanması- Hapis hakkına yönelik şikayet veya itirazlar- İcra müdürlüğünce kesinleşme öncesi fiilen haciz uygulanması-
Taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız icra takibinde alacaklının başvurusu ile icra müdürlüğünce aynı tarihte tamir amaçlı tersanede bulunan gemi üzerinde hapis hakkı uygulanması ve hapis hakkına istinaden geminin fiilen haczedilip hapis hakkı defterine kaydedilmesi ve bu konuda tutanak düzenlenerek borçluya ödeme emri tebliği üzerine, borçlunun, hapis hakkına yönelik şikayet veya itirazlarını icra dairesine yapabileceği- Borçlu hakkında hapis hakkının kullanılması suretiyle doğrudan taşınır rehininin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, takibin kesinleşmediği ve dosya kapsamında alınmış herhangi bir ihtiyati haciz kararı bulunmadan anılan gemi hakkında icra müdürlüğünce kesinleşme öncesi fiilen haciz tutanağı düzenlendiği görülmekle, "kesinleşme öncesi ihtiyati haciz kararı alınmadan haciz yapılmayacağı" gerekçesiyle geminin haczine ilişkin şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Usulsüz tebligat- Şikayet süresi- Borçlu vekilinin Uyap üzerinden vekalet sunması- Ittıla tarihi
Borçluya tebliğ edilen ödeme emri tebliğ mazbatasında, haber bırakılan komşunun kim olduğuna dair hiçbir bilgi bulunmuyorsa tebligatın usulsüz olacağı- Borçlu vekili tarafından UYAP üzerinden sunulan vekaletname icra müdürlüğü tarafından onaylandıktan sonra borçlu vekili Uyap sorgu sisteminde bulunan tüm evraklara erişim imkanı elde edeceğinden, ıttıla tarihinin, borçlu vekili tarafından sunulan vekaletnamenin, icra müdürlüğünce onaylandığı tarihi olarak kabulü gerektiği- Usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde yapılması gerektiği-
Ön inceleme tutanağının imzalanması- Vekalet ücreti-
Taraflar arasındaki anlaşmazlık ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderildiğinden, davacılar yararına "yarısı" nispetinde vekalet ücreti takdirinin hatalı olduğu, vekalet ücretinin "tamamına" hükmolunması gerektiği-
Zinaya ilişkin video kaydı- Manevi tazminat-
Zina fiiline ortak olan evlilik dışı üçüncü kişinin, davacının resmi nikahlı eşi ile evli olduğu süre içinde kurduğu cinsel birlikteliklere ilişkin video kaydını davacıya göndermesinin haksız ve incitici nitelikte olduğu- Bu durumda davacının kişilik değerlerinin haksız biçimde ihlal olunduğunun kabulü ile yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği-
İşverenin işe başlatma iradesinde samimi olmaması-
İşe iade davası lehine sonuçlanınca müracaatı üzerine işe başlatılan ve müdür pozisyonunda çalışan şahsın dosyaya sunduğu fotoğraflardan, "kendisine koridorun çalışma alanına bağlandığı, kısmın hemen girişinde ve camlı bölmeli sekreter masasının önünde açık ve küçük bir masa tahsis edildiği, masanın sair personelin çalıştığı alanın önünde ve en kenarda olup çalışma alanı ve arkadaşlarını görecek şekilde konumlandırılmadığı, masanın koridora baktığı izlenimi uyandığı" anlaşıldığından, mahkemece bu hususların değerlendirilmesi gerektiği-
Sigortalının mirasçılarının açtığı hizmet tespiti davası- Hak düşürücü süre ve bu sürenin başlangıç tarihi-
Sigortalının ölümü hâlinde, mirasçılarının sigortalıya tebaen hizmetlerinin tespiti talepleri yönünden hak düşürücü sürenin de hizmetin geçtiği yılın sonundan itibaren hesaplanması gerektiği, murisin ölüm tarihinden itibaren hesaplanamayacağı, sigortalının dahi yaşarken 5 yıllık hak düşürücü süreyi geçirmesi hâlinde kanunen kullanamayacağı bir hakkı mirasçılarına tanımanın hukuka aykırı olacağı-