İçerik Akışı
Yurtdışında tebligat- Kesin süre- Davalının adresinin bildirilmesi-
Somut uyuşmazlıkta muhatabın yurtdışında bulunması nedeniyle tebligatın iade edildiği, davalının yurtdışı adresinin bildirilmesi için davacıya bir hafta kesin süre verildiği, bu süre içinde davalının adresi bildirilmezse davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtar edildiği ve davacı tarafça davalının yurtdışı adresinin bildirilmemiş olması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına kararı verildiği- Dava dilekçesi ve duruşma oturum gününün davalıya tebliğe çıkartılması mahkemenin görevi olduğundan, bu konularda davacı tarafa süre ve kesin süre verilemeyeceği-
Tasarrufun iptali- Davalıdır şerhi-
Davalının dava konusu taşınmazı davalıdır şerhi ile diğer davalıdan yargılama sırasında almış olduğundan borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olmaları nedeniyle tasarrufların İİK mad.280 gereğince iptale tabi bulunduğu-
Ticareti usulüne aykırı terk etmek suçu- Mal beyannamesi-
Ticareti usulüne aykırı terk etmek suçunun ticaret şirketleri müdür ve yetkililerince de işlenmesinin mümkün olduğu cihetle; ticaret şirketi yetkilisi olan sanığa isnat edilen suçun oluşabilmesi için tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi bu durumu on beş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirmemesi, bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyannamesi vermemesinin gerekmesi nedeniyle, borçlu ticaret şirketinin ticareti terk edip etmediği yönünde zabıta araştırması sonucu, kayıtlı olduğu vergi dairesi müdürlüğünden gönderilen beyanname örnekleri sonucuna göre sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği-
Marka hükümsüzlüğü-
Marka hükümsüzlüğü istemine ilişkin davada, davalının Almanya'da mukim dava dışı firmanın ürünlerini Türkiye'de satmak için firma ile distribütörlük sözleşmesi imzaladığı, davalının sözleşme hükmünü yerine getirmediğini ileri süren dava dışı firmanın sözleşmeyi feshettiği, fesih bildiriminden önce davalı hak sahibi yurt dışı firmanın onayı ve iznini almadan dava dışı firmanın markasını kendi adına tescil ettirmek için TPMK'ye başvurduğu ve bültende yayımlandığı- Yurt dışı firmanın davalı ile sözleşmeyi feshettikten sonra ürünlerin Türkiye'de satışı için davacı ile distribütörlük sözleşmesi imzaladığı, sonrasında davalının davacıya gönderdiği ihtarla davacının Türkiyede yaptığı tüm faaliyetlerin 15 gün içinde durdurulmasını, aksi takdirde tüm gümrüklerde ürün giriş ve çıkışlarının ve Türkiyedeki satışlarının durdurması için gerekli işlemlerin yapılacağı, maddi ve manevi tazminat davalarının açılacağını bildirdiği- Zarar gören gerçek ve tüzel kişilerin markanın hükümsüzlüğü davası açabileceği söz konusu olayda davalının davacının faaliyetlerini durdurmasını ihtar etmiş olması nedeniyle davacının davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunduğu- Davalı şirketin dava dışı şirketin markasını hak sahibinin izni ve onayı olmadan kendi adına tescil ettirmesinin hukuka aykırı olup, kötüniyetle tescil edilmesinin hükümsüzlük sebebi olduğu-
Bilinen son adres- Usulsüz tebligat- Kararın dokuz yıl sonra tebliği- Dürüstlük kuralı- Hakkın kötüye kullanılması-
Davacının duruşmada bildirdiği adres “Bilinen son adres” olduğuna göre, kararın bu adres yerine, mernis adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebliğinin usulsüz olduğu ve kesinleştirme işlemi geçersiz olduğundan, davacının temyiz talebinin süresinde olduğu- Anlaşmalı boşanmaya ilişkin kararın dokuz yıl gibi uzun bir süre geçtikten sonra davalı tarafından tebliğe çıkarılmasının dürüstlük kuralına aykırı ve "hakkın kötüye kullanılması" niteliğinde olduğu-
Mülkiyet hakkından kaynaklanan müdahalenin men’i ve ecrimisil talebi- Temelden (topraktan) satış-
Henüz inşaat halinde olan tamamlanmamış binadan bağımsız bölüm edinmeyi amaçlayan "topraktan satış" "temelden satış" şeklinde isimlendirilen satışlarda alıcının, arsanın gerçekte yükleniciye ait olmadığını, kat karşılığı inşaat yapılmasının amaçlandığını, yüklenicinin edimini yerine getirmemesi halinde satın aldığı bağımsız bölümde hak sahibi olamayacağını bilmekte ve her türlü riski göze olarak bu tür bir davranış içine girmekte olduğu- Yüklenicinin edimini yerine getirmemiş olması nedeniyle isteyemeyeceği bir hakkı sözleşmeden doğan kişisel hakkını devrettiği haleflerinin isteyebilmesi mümkün olmadığı- Yüklenici şirket ile arsa sahipleri arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak yüklenici ile davalının yapmış olduğu satışların sonucunda, davalıya anılan dairenin teslim edildiği, davalının çekişmeli daireleri kullanmaya başladığı tarihte iyiniyetli olduğu, ne var ki, bu iyiniyetli kullanımların, davacılar tarafından açılan dava sonucu verilen inşaat sözleşmesinin feshine ilişkin kararın kesinleşmesi ile son bulduğu anlaşıldığından, eldeki davanın açıldığı tarihe de gözetilerek ve haksız işgal tazminatı talep tarihleri dikkate alındığında ecrimisil talebinin reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığı- Dava konusu taşınmazın davacılar adına kayıtlı bulunması sebebiyle davalının iyiniyetinden bahsedilemeyeceği ve mülkiyet hakkından kaynaklanan müdahalenin men’i ve ecrimisil isteklerine ilişkin davada ecrimisil talebinin de kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali- Borcun doğum tarihi
Mahkemece "tasarrufun iptali davasına dayanak yapılan takibe konu çeklerden tarihi en erken olanına göre iptali istenen tasarrufların, borç doğmadan önce yapıldığı" kabul edilmişse de, davacı-alacaklı ile davalı borçlu arasındaki temel ilişkinin çok daha önce başladığı, dosya kapsamındaki beyanlar ile takibe konu edilen çekler ve sunulan faturalardan da görüleceği gibi, "tarafların devamlılık arz eder" şekilde davaya konu tasarruf öncesinde iş yaptıkları anlaşıldığından, iptali istenilen takip dayanağı borcun konusunu oluşturan temel ilişkinin başlama tarihinin daha önce olduğu kabul edilerek bu tarihten sonra yapılan satışlar yönünden işin esasına girilmesi gerektiği-
Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararı- Yargılama giderleri
Evlilik birliği devam ederken üçüncü kişiyle birlikte olma iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkin davada davalılardan biri hakkında görevsizlik kararı verildiğinden, görevsizlik kararı verilmesi üzerine yargılama giderlerine görevli mahkemece karar verileceği-
Fesih- İşten toplu çıkarma-
Fesih bildiriminin yazılı yapılması ve toplu çıkarımlarda dahi kişiye özgü ve yazılı olmasının zorunlu olduğu ve haklı fesih halleri hariç fesih bildiriminin yazılı yapılmaması feshi başlı başına geçersiz kılacağı- Somut uyuşmazlıkta, işveren tarafından işçiye doğrudan bir fesih bildirimi yapılmamış, toplu işçi çıkarılacağı ilanen belirtildiğinden fesih bildiriminin yasal ve usule uygun olmadığı-
Sigortalı makinenin kurtarma masraflarının tahsili istemi-
Davacı tarafından balçıklı toprağa batan sigortalı iş makinası için yapılan masrafların makina korunması, kurtarılması ve nakline ilişkin olduğu, olayın oluşumu ile örtüştüğü, bu çalışmalara ilişkin faturalarda belirtilen birim fiyatların serbest piyasa rayiçleri ile uyumlu olduğu belirtilmiş olup, sigorta ettiren davacı tarafından talep edilen masrafların, TTK 1448 gereğince makul gider mahiyetinde olduğu ve davacı tarafından talep edilebileceği-