İçerik Akışı
Çıplak pay hissesinin haczi- Muhafaza tedbiri- Hisse hacizlerinin şirket pay defterlerine işlenmesi için süre verilmesi- İİK. m. 357'ye ilişkin ihtar- Hukuki yarar-
Çıplak pay hissesinin haczine karar veren icra müdürünün, bu hacizle ilgili muhafaza tedbiri almak için anonim şirket merkezine gitmek zorunda olmadığı- Üçüncü kşi şirketin haciz müzekkeresinin iptalini istemesinde hukuki yararı bulunmadığı- Alacaklı vekili ile birlikte şikayetçi anonim şirketlere gidilmek suretiyle haciz tutanağının icra memuru tarafından tutulduğu ve borçluların şikayetçi 3. kişi anonim şirketler nezdinde bulunan hisselerin haczedildiğinin muhatap şirketler vekiline tefhim edildiği, hisse hacizlerinin şirketlerin pay defterlerine işlenerek icra dosyasına ibrazı için 5 gün süre verildiği, şirket defterlerinin ibraz edilmemesi halinde İİK. 357 gereğince işlem yapılacağı hususunun ihtar edildiği görülmekle, haciz tutanağı ile haczin uygulanması ve sonuçları şikayetçi anonim şirketleri etkileyeceğinden şikayetçilerin haciz tutanağı yönünden icra mahkemesine başvurusunda hukuki yararının bulunduğu-
Mobbing- Manevi tazminat miktarı- Kıdem tazminatı- İstifa ödentisi-
Olayların gelişim şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında mobbing nedeniyle davacı lehine hükmedilen 75.000 TL manevi tazminatın fazla olduğu- Çalışma Saatleri, İşe Gitmeme ve Diğer Konular Hakkında Yönetmelik'in 20. maddesine göre istifa ödentisine hak kazanabilmek için en az beş yıllık çalışma ve istifa ederek iş sözleşmesinin sona ermesi şartlarının gerçekleşmesinin gerektiği- İstifa ederek işten ayrılan işçinin kural olarak kıdem tazminatı alamaz ise de, aksinin taraflarca kararlaştırılabileceği, Yönetmelik maddesinin amacının da istifa sebebiyle kıdem tazminatı ödemesine hak kazanamamış işçiye, kıdem tazminatı yerine istifa ödentisi adı altında ödeme yapılabilmesi olduğu- Ne var ki, davacının hizmet süresi beş yılı aşmakla birlikte iş sözleşmesinin istifa ile sona ermediği, davacının iş sözleşmesini haklı sebeple feshederek kıdem tazminatına hak kazandığı, bu nedenle ayrıca istifa ödentisini de talep etmesinin mümkün olmadığı-
Muvazaa nedeni ile tasarrufun iptali davası- Davacının daha önce üçüncü kişi olduğu davadaki tutumu- Aynı alacak için muvazaa iddiasında bulunulmaması- Haksız fiil- Yemin-
Davacının iptalini istediği alacağın kesinleştiği, kesinleşmiş alacağın varlığı kabul edilerek görülen önceki tasarrufun iptali davasının kabul ile sonuçlanıp münderecattan geçerek kesinleştiği, davacının söz konusu tasarrufun iptali davasına üçüncü kişi olarak katıldığı ve davanın tarafı olan "davacının alacağının muvazaalı olduğunu" ileri sürmediği anlaşıldığından, artık aynı alacak için muvazaa iddiasında bulunulamayacağı- Muvazaa iddiasına dayalı istemin dayanağının haksız fiil olduğu, haksız fiil failine ise yemin teklif edilemeyeceği-
Elektrik abonelik sözleşmesi- Kayıp kaçak bedeli- Haksız şart- Alacak davası- Belirsiz alacak davası- Çekişmenin giderilmesi davası- Tüketici hakem heyetine başvuru- Davanın tüketici mahkemesinde görülmesi-
Abonelik sözleşmesinde kayıp kaçak bedeline ilişkin maddelerin haksız şart olduğunun tespiti ile iptali, haksız tahsil edilen bedelin iadesi istemiyle açılan davada verilecek hükmün bir faturaya mahsus olmayacağı gibi ileriye dönük art etkisi doğuracağından ve kayıp-kaçak vs. bedellerinin alınması sebebiyle dosyada tek bir abone uyuşmazlığı yargıya taşınmış olmasına karşın, ortada tüm aboneleri ilgilendiren toplu bir uyuşmazlığın bulunması nedeniyle, davanın "belirsiz alacak" davası değil, muarazanın men’i (çekişmenin giderilmesi) niteliğinde olduğu ve bu durumda, davanın müddeabihinin tüketici hakem heyetinin sınırı dâhilinde kaldığından bahsedilemeyeceği ve davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Vekalet ücreti- Vergi matrahı-
Davacı avukatın, UYAP verilerinden elde edilen bilgiler kapsamında 2010 yılında karara çıkan veya kapandığı yolunda kayıt düşülen ve vekaletinin bulunduğu tüm dosyaların aynı yıl bitmiş ve vekalet ücretlerinin tahsil edilmiş olduğu ile bankalardaki tüm hesaplarına yatırılan paraların vekalet ücreti olarak değerlendirilmesi suretiyle matrah farkına ulaşıldığının anlaşıldığı- Avukatlık faaliyetinde bulunan bir kimsenin bankadaki hesaplarına girişi yapılan tüm paraların aksi ispat edilmedikçe vekalet ücreti olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, banka hesabına her türlü iş ve işlemler için para transferinin mümkün olduğu, bu durumun aksinin davacının vekalet ilişkisi kapsamında bulunulan kişilerin ifadelerine başvurulmak suretiyle ortaya konulması gerektiği-
Konkordato talebinin kesin yetki nedeniyle reddi halinde ihtiyati tedbirlerin durumu
BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ HUKUK DAİRELERİ'NİN ESİN NİTELİKTEKİ KARARLARI ARASINDAKİ UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİNE YÖNELİK KARAR
Gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi- Nama ifa- İİK 94-
Davacının gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi doğrultusunda yükleniciye tekabül eden bağımsız bölümün haczedilmesi için yüklenici adına tescili talebi ile dava açma yolunu kullanmaması-
İcra takibinin dayanağı belgedeki borcun USD döviz cinsinden olması- Yabancı para alacakları-
İcra takibinin dayanağı belgedeki borç USD döviz cinsinden olup davacı alacaklı takip talebinde asıl alacak ve işlemiş faiz miktarını USD cinsinden göstermiş, icra takip talebinde asıl alacak ve işlemiş faiz kalemlerin hemen yanında parantez içerisinde yabancı para alacağının harca esas Türk Lirası karşılığı yazılmış olup, takip talebinde yer alan özellikle, "…fiili ödeme günündeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı olan Türk Lirası karşılığı olarak borçludan tahsili…" ibaresi de dikkate alındığında alacaklının, yabancı para alacağının fiili ödeme günündeki Türk Lirası karşılığının (TBK. 99) tahsilini istemiş olduğunun kabulü gerektiği- İcra takip talebinde yabancı para alacağı Türk Lirasına çevrilerek “.. TL'den oluşmakla” denilip, bu alacağa “takip tarihinden itibaren yasal faizi” ibaresi eklenmiş ise de, burada belirtilen yasal faizin, yabancı para alacakları için öngörülen yasal faiz olduğu anlaşılmakla, davacı alacaklının talebinin USD döviz cinsinden olduğunun kabulü gerektiği-
İtirazın iptali davası- Zamanaşımı def'i-
Mevcut davada, davalılar ödeme emrine süresi içerisinde yapmış oldukları itirazlarında zamanaşımı def’ini ileri sürmüşler ancak davaya cevap süresi içerisinde zamanaşımı def’inde bulunmamış iseler de davacı da zamanaşımı def’inin yerinde olmadığını ileri sürerek eldeki itirazın iptali davasını açtığından, davalı bu def’iyi dava sırasında tekrar ileri sürmese bile mahkemece zamanaşımı def’inin yerinde olup olmadığı konusu üzerinde durularak davanın karara bağlanacağı-
Bilirkişiye ödeme emri gönderilmesi halinde tebligat usulü-
Bilirkişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olsa da, ilgiliye gönderilen ödeme emrine ilişkin tebligat "bilirkişilik sıfatı" nedeniyle yapılmadığından ve PTT'nin yazısında; "şikayetçi hakkında oluşturulan e-tebligat adresinin bilirkişilik mesleğinden dolayı iletilecek tebligatları almaya elverişli hale getirildiğinin, ancak şahsi tebligatları almaya ilişkin kullanım şeklinin aktif edilmediğinin" bildirildiği görüldüğünden, ödeme emri tebliğinin e-tebligat olarak yapılamayacağı-