İçerik Akışı
Elatmanın önlenmesi- Kâl talebi-
Somut olayda başta dava dilekçesinde yer verilmeyip, dava konusu edilmeyen taşınmazın yargılama sırasında ıslah yolu ile davaya dahil edilmesinin olanaklı olup olmadığı ve bu taşınmaz yönünden usulüne uygun olarak açılmış bir davanın bulunup bulunmadığının irdelenmesi gerektiği- Kısmi bir dava açılmışsa, bu davanın kalan kısmı bir takım ilkeler çerçevesinde ıslaha konu olabileceği- Ancak bir dava konusu, bizatihi kendisi davayı oluşturuyor ise, burada kısmi dava bulunmadığından ıslah edilebilecek bir dava da bulunmadığı- Eğer bir davanın konusunu teşkil eden taleplerden sadece bir bölümü istenmiş ve kısmi davaya konu edilmişse daha sonra kalan bölümü için ıslah söz konusu olabileceği- Kural olarak dava açıldıktan sonra sebebinde, konusunda, delillerde ve diğer hususlarda usule ilişkin işlemlerin ıslah yoluyla düzeltilmesi mümkün olduğu gibi, davanın konusunda da ıslahın mümkün olduğu; ne var ki ıslaha ilişkin yasal düzenlemelerde ıslahla kastedilenin dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesi olduğu- Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu hâline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığı-
Alacaklısını zarara sokmak kastıyla mevcudunu eksiltme suçu- Takibi şikayete bağlı suç- Şikayet süresi- Şikayet hakkının düşürülmesi-
Sanığın üzerine atılı “alacaklısını zarara sokmak kastıyla mevcudu eksiltmek” suçunun takibi şikayete bağlı olduğu- Suça konu araçların satıldığı tarihten itibaren bir yıl içinde şikayete bulunulmaması halinde sonra şikayetçinin şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi gerektiği, sanığın beraatine karar verilmesinin isabetli olmadığı-
Tazyik hapsi- Borçlunun ödeme şartını ihlali halinde ceza-
Aynı borç ilişkisi sebebiyle sanığın hem kendi adına hem de şirket yetkilisi sıfatıyla iki kez ödeme şartını ihlal nedeniyle cezalandırılamayacağı-
Haricen tahsil bildirimi- Bakiye borç- Tahsil harcı- Bakiye harç-
Alacaklı vekili; haricen tahsil bildiriminde bulunmuş olup, icra müdürlüğünce yapılması gereken işin, yapılan ödemeleri dikkate alarak, varsa bakiye borç muhtırasının tahsil harcı da eklenmek suretiyle gönderilmesi olduğu, ancak yapılan hesaplamalarda bakiye borcun bulunmaması halinde ise; bunun tespit altına alınması ile tahsil harcının yükümlüsünün borçlu olduğu göz önüne alınarak tahsil harcı borçlunun borç hanesine eklendikten sonra bakiye harcın borçludan tahsili gerekeceği-
Kısmi dava- Yıllık izin ücreti alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı-
Yıllık izin ücretinin tabi olduğu zamanaşımı süresinin beş yıl olduğu- Kısmi olarak açılan davada, ıslah tarihi itibariyle, fesih tarihinin üzerinden beş yıldan fazla bir sürenin geçtiği, yıllık izin ücretinin tabi olduğu beş yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu görüldüğünden, ıslah tarihi itibariyle zamanaşımı savunmasına değer verilmeden sonuca gidilmesinin hatalı olduğu-
Adi kiraya ve hasılat kiralarına ilişkin başlatılan takip- Tahliye talebi- Borca itiraz- İtirazın kaldırılması- Kira akdi dışındaki itirazlara ilişkin belgeler
Adi kiraya ve hasılat kiralarına ilişkin başlatılan takipte, borçlunun icra dairesine süresi içerisinde yaptığı borca itirazı üzerine duran takibin devamını sağlamak amacıyla alacaklı tarafından icra mahkemesine yapılan başvuru ile itirazın kaldırılmasının ve kiralananın tahliyesinin istendiği, mahkemece alacaklıya ait banka kayıtları getirtilerek yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda; takip konusu kira bedellerinin ödendiği, takip tarihi itibariyle borçlunun alacaklıya herhangi bir borcunun bulunmadığı gerekçesiyle itirazın kaldırılması ve tahliye talebinin reddine karar verilmiş ise de, kira bedellerinin ödendiği banka hesap ekstresinde yapılan ödemelerin hangi aya ait olduğu anlaşılmadığından ve alacaklının da bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ve 08.11.2018 tarihli son celsedeki beyanıyla bu ödemelerin takip konusu alacakla ilgili olmayıp geçmişe ait borçlara ilişkin olduğunu beyan etmesi karşısında, borçlunun itirazını İİK’nın 269/c maddesinde belirtilen belgelerle ispatlayamadığının kabulü gerektiği-
Boşanma davası- Erkek eşin ölümü- Davacı kadının feragat beyanı- Ölen eşin mirasçılarının davaya devam etme hakları-
Boşanma davası, erkek eşin ölümüyle konusuz hale geldikten sonra, davacı kadının feragat beyanının hukuki bir sonuç doğurmayacağı, TMK. m. 181/2 uyarınca ölen eşin mirasçılarının kusur belirlemesi yönünden davaya devam etme haklarının da bulunduğu-
Genel haciz yolu ile ilamsız takip- Şikâyet- İtiraz-
Kuruma başvuru yapılması ve otuz günlük ödeme süresi geçmeden Kurum aleyhine cebri icra yoluna başvurulamayacağı düzenlemesinin emredici bir hüküm olup, takip şartı olduğu- (Bu durumun) Maddi hukuka ilişkin olmayıp, takip hukukuna ilişkin olduğundan ve re’sen gözetilmesi gerektiğinden şikâyet sebebi teşkil ettiği- İcra memurunun kusurlu olup olmamasının, icra mahkemesinde inceleme konusu yapılan işin şikâyet olup olmadığını belirlemede etkili olmadığı-
İstihkak davası- Satış Talebi- Haczin kaldırılması-
"İİK 99 uyarınca istihkak davası açılması ile yalnızca satışın yapılamayacağı, ancak satış isteme süresince satış talep edilmesinin gerektiği" gerekçesi ile "haczin kaldırılmasına" dair verilen icra mahkemesi kararının kesinleştiği görüldüğünden, istihkak davasının da konusuz kaldığının kabulü gerektiği- Bu durumda istihkak davasının konusuz kalması nedeniyle "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi ve davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiği)-
Anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin şirketi zarara uğratması- Taşınmazın satışı için alınmış bir yönetim kurulu kararının varlığı- Taşınmaz satışının tek imza ile yapılması- Farklılaştırılmış teselsül ilkesi-
Dava dışı anonim şirketin yönetim kurulu üyeleri olan davalıların şirketi zararı uğrattıkları iddiasına dayalı olarak zararın tespiti ve belirlenecek olan miktarın davalılardan tahsili ile şirkete ödenmesi istemine ilişkin davada, bilirkişi raporlarında emsal alınan taşınmazlar ile dava konusu yerin konumu, alt yapısı gibi özellikleri değerlendirilmeksizin, keşif icra edilmeksizin emsal alınan taşınmazlar ile dava konusu taşınmaz arasındaki benzerlikler ve farklılıklar ortaya konulmadan ve henüz satış ilanında bulunan ve fakat satışı yapılmayan taşınmazlar emsal alınarak hazırlanan raporlara değer verilmesinin hatalı olduğu- “Farklılaştırılmış teselsül ilkesine” ilişkin yeni bir düzenleme getiren 6102 s. TTK 557 uyarınca, hiç bir yönetim kurulu üyesinin kendisinin sebep olmadığı zararlardan sorumlu olmayacağı- Sorumluluğun dış ilişkide kişisel kusurun varlığına bağlı olduğu- Aynı zarardan birden fazla yönetim kurulu üyesi kusurlu ise, zararın tamamından müteselsil sorumluluklarının devam edeceği, ancak zararın ortaya çıkmasında tek bir üyenin kusuru varsa kural olarak diğer üyelerin dış ilişkide sorumluluktan kurtulacağı- Dava konusu taşınmazın satışı için alınmış bir yönetim kurulu kararının varlığı anlaşılamamış olup, taşınmaz satışının da tek imza ile yapıldığı görüldüğünden, mahkemece eksiklikler incelenerek, TTK. 557/1 uyarınca yönetim kurulu üyelerinin tamamının mı, yoksa bir kısmının kusuruyla mı zararın ortaya çıktığı belirlenerek her bir yönetim kurulu üyesinin sorumlu olacağı miktarın tartışılıp değerlendirilmesi gerektiği-