İçerik Akışı
Tarafların talepleri olmaksızın hükmün tebliğe çıkarılması- Usulsüz tebliğ-
Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 216/1 maddesinde “Hâkimin re’sen harekete geçtiği hâller ile kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla taraflardan birinin talebi olmadıkça hüküm tebliğe çıkarılmaz. Taraflardan birinin talebi hâlinde hükmün bir nüshası makbuz karşılığında talep eden tarafa verilir, bir nüshası da diğer tarafa tebliğe çıkarılır.” düzenlemesinin hükme bağlandığı- Somut olayda, 'dosya içeriğinden tarafların talepleri olmaksızın gerekçeli kararın tebliğe çıkarıldığı' bu nedenle gerekçeli kararın usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği anlaşıldığından, mahkemece verilen 16.06.2016 tarihli ek kararın ortadan kaldırılmasına-
Aile konutu şerhi- Ortaklığın giderilmesi- Görevsizlik kararı
“Aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi” istemine (TMK 652) ilişkin davanın sulh hukuk mahkemesinde görüleceği-
İhale kesinleşene kadar taşınmazın muhafazası için alacaklının yaptığı masrafların alıcıdan talep edilmesi- Sebepsiz zenginleşme-
İhale kesinleşinceye kadar taşınmazın ne şekilde muhafaza ve idare edileceğinin icra müdürlüğünce kararlaştırılacağı ve bu süre zarfında yapılan masrafların alıcıya ait olduğu- Dava dışı borçlu tarafından feshi istenen ihaleye konu taşınmazda, davacı banka lehine ticari işletme rehni sözleşmesi kapsamında rehinli menkullerin ihale konusu yapılmadığı ve taşınmazla birlikte bu menkullerin de güvenliğini sağlamak maksadıyla özel güvenlik elemanları istihdam edildiği anlaşıldığından, bu menkullerin güvenliğini de sağlamak maksadıyla yapılan/yapılması gereken masrafın, davalı alıcıdan talep edilen muhafaza masraflarından mahsup edilmesi gerektiği-
İpoteğin vadeli tesis edilmesi- Önce başlatılan takibin durumu-
İpotek, vadeli tesis edildiğine göre, vadeden önce başlatılan takibin iptali gerektiği-
İİK'nın 344. maddesinde düzenlenen ve şikayete tabi bulunan nafaka hükmüne uymamak suçu-
İİK'nın 344. maddesinde düzenlenen ve şikayete tabi bulunan nafaka hükmüne uymamak suçunun oluşabilmesi için, nafaka ödenmesinin kesinleşmiş bir mahkeme kararına dayanması, aylık nafakanın tahsili için icra takibine başlanılmış ve icra emrinin borçlu-sanığa tebliğ edilmiş olması, borçlunun ilamda yazılı ödeme koşullarına uymaması, aylık nafakaya hükmedilmesi halinde icra emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunması, borçlu-sanık tarafından nafakanın kaldırılması veya azaltılması hususunda açılmış bir davanın bulunmaması, dava açılmış ise sonuçlanmış olması ve şikayet hakkının suçun işlendiğinin öğrenilmesinden itibaren 3 ay ve her halde işlenmesinden itibaren 1 yıl içinde kullanılması gerekmesi karşısında, üç aylık şikayet süresinden önceki nafaka alacaklarının adi alacak niteliğinde olduğu gözetilemeden, "infaz tarihindeki tahakkuk eden toplam nafaka bedelinin ödenmesi halinde cezanın tüm sonuçları ile düşeceğinin sanığa ihtarına" şeklinde karar verilmesinde isabet görülmediği-
23/06/2015 ve 12/08/2016 haciz tarihleri ile 09/06/2016 satış talep tarihi ve 15/11/2016 satış avans tarihi arasında satış isteme süresi hesabı- İhalenin feshi- Açık artırma ilanında taşınmazların adresinin yanlış yazılması-
Açık artırma ilanında taşınmazların adresinin yanlış yazılması hususunun satış ilanı tebliğinden itibaren süresinde şikayet konusu edilmesi gerektiği- Satış isteminin varlığını kabul için bu konudaki açık talep yanında satış giderlerinin de yatırılması gerektiği- Satış talebinden önce masraf yatırılmasının, o tarihte satış talebinde bulunulduğu anlamına da gelmeyeceği- Alacaklı vekili tarafından haciz tarihine göre bir yıllık yasal sürede satış talebinde bulunulmuşsa da, aynı tarihte satış avansı yatırılmadığı, satış avansının yasal süre geçtikten sonra yatırıldığı, haciz tarihi ile satış avansı yatırılma tarihi arasında satış isteme süresinin geçtiği, ihaleye konu taşınmazlara tekrar haciz konulduğu görülmüşse de; son haciz şerhinden sonra alacaklı vekilinin usulüne uygun ve yasal süresinde satış talebinde bulunmadığından satış isteminin varlığını kabul için bu konudaki açık talep yanında satış giderlerinin de yatırılması gerektiğinden, haczin düşmüş olacağı-
İhtiyaç sebebiyle tahliye- Taşınmazın tahliye sağlamak adına muvazaalı olarak devredildiği iddiası- Hukuki yarar-
Kiracının "taşınmaz devrinin tahliyeyi sağlamak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı, yeni malikin ihtiyaç sebebiyle tahliye davası açmak için taşınmazı devraldığı" iddiasıyla dava açmakta hukuki yararının olduğu- Davacı kiracının bu davadaki amacının, muvazaa (TBK 19) nedeniyle temelde geçersiz olduğunu ileri sürdüğü taşınmazın satışına dair işlemin hükümsüzlüğünü sağlamak olduğu-
Parmak basılan avukatlık ücret sözleşmesi- Değeri para ile ölçülebilen dava ve işler- Ortaklığın giderilmesi davası akdi vekalet ücreti-
Davalı tarafından parmak basılan avukatlık ücret sözleşmesinin düzenlendiği tarihte yürürlükte olan "parmak izinin ihtiyar heyeti ve o yerde tanınmış iki şahıs tarafından onaylanmasına" yönelik düzenleme (HUMK m. 297) karşısında; sözleşmenin usulüne uygun şekilde onaylandığından söz edilemeyeceği gibi, davalı tarafça parmak izi açıkça inkar edildiğinden, sözleşmenin geçerli bir sözleşme olarak kabulünün de mümkün olmadığı- Avukatlık sözleşmesi geçersiz olduğundan, avukatın, ortaklığın giderilmesi davası nedeniyle maktu vekalet ücreti talep edebileceği-
İİK. 150e- Satış isteme süresi- İkinci açık artırmada alıcı çıkmaması-
İkinci açık artırmada alıcı çıkmadığından satış talebinin düşmesi ile yeni bir satış isteme süresinin başlamış olduğu- İİK. 150/e uyarınca, iki yıllık satış isteme süresi içerisinde alacaklı tarafından satış istenmediğinden takibin düşeceği ve takibin düştüğü tarihten sonra yapılan işlemler yok hükmünde olacağından, yapılan ihalenin de feshi gerektiği-
Adli tıp kurumu- Hakkın kötüye kullanılması- Dürüstlük kuralı- Tazminat davası- Garanti kapsamı
Davacı banka ile müşterisi arasında, araç satış işlemlerinde ve kredi tahsisinde, davalının dava konusu taahhütnameye benzer olan taahhütnameleri faks vasıtasıyla göndermesi üzerine araç satın alan üçüncü kişi lehine tahsis edilen araç kredisinin davalıya havale edildiği, davalının da bunun karşılığında satışı yapılan araç ruhsatının üzerine davacı lehine rehin tesisini sağladığı şeklindeki yerleşik uygulamanın varlığına yönelik iddia bakımından mahkemece nasıl bir araştırma yapılması gerektiği- Taahhütname aslının bulunamaması ve bulunmadığının müzekkerede belirtilerek fotokopi belge üzerinde inceleme yapılması isteminin açıkça belirtilmesi ve söz konusu fotokopi belgenin orijinal belgeden çekilmiş fotokopi olduğunun kabulü hâlinde, Adli Tıp Kurumunca istem doğrultusunda, fotokopi belge üzerinde mevcut koşullar altında inceleme yapılarak sonuç bildirir rapor sunulup sunulamayacağı-