İçerik Akışı
Hukuki yarar- Meskeniyet- Satış talebi- Satışın düşürülmesi- Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip- Haczin kaldırılması
Şikayete konu haczin incelenmesinde; dava konusu taşınmaza alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğünce aynı gün haciz talebinin kabul edilmesiyle haciz konulduğu, haczin konulduğu tarih (02.03.2016 tarihi) itibariyle İİK'nun 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, ancak bu hacze ilişkin olarak alacaklı vekilinin 03.03.2017 tarihinde satış talep ettiği (satış avansının aynı gün yatırıldığı) buna göre 03.03.2017 tarihi itibariyle 1 yıllık sürede satış talep etmediğinin açık olduğu, böylece İİK'nun 110/1. maddesi gereği, taşınmaz üzerindeki işbu haczin şikayet tarihi olan 21.04.2017 tarihinden önce düştüğü; bu durumda, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunmasında korunmaya değer bir hukuki yararının bulunmadığı-
Eşit davranma borcuna aykırılık- Dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi sebeplere dayalı ayrım yasağı-
Eşit davranma borcuna aykırılığı ispat yükü işçide olmakla birlikte, işçinin ihlalin varlığını güçlü biçimde gösteren bir delil ileri sürdüğünde aksinin işveren tarafından ispatlanması gerektiği- Davalı işveren ile yüklenici firmalar arasındaki sözleşmelerin muvazaalı olduğu ve işyerinde uygulanan Toplu İş Sözleşmesinden davalı işverenin işçisi görünen sendikalı işçiler gibi, davacının da yararlanması gerektiği hususları tespit edilmiş olmasına rağmen, fesih tarihine kadar geçen süre zarfında muvazaayı ortadan kaldırıcı bir uygulamaya gidildiğine dair delil sunulmadığı, bu yönüyle asıl işveren işçileri ile alt işveren işçileri arasında ücret konusunda ayrımcılık yapıldığı gerekçesiyle eşit davranmama tazminatına hükmedilmişse de, somut olayda "dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep" gibi sebeplere" (İş K. mad. 5/1) dayalı bir ayrımın yapıldığı ileri sürülüp kanıtlanamadığı gibi, salt asıl işveren alt işveren arasındaki ilişkide muvazaanın varlığı da işverenin eşit davranma yükümlülüğünü ihlal ettiği anlamına gelmediğinden, eşit davranmama tazminatı talebinin reddi gerektiği-
Vekalet ücreti- Birden fazla davalı- Ortak ret sebebi-
Davalılar her ne kadar kendilerini ayrı ayrı vekillerle temsil ettirmişler ise de ret sebebi ortak olan davalılar yararına tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Mesleki sorumluluk sigortası- Rizikonun gerçekleşme anı- Teminat kapsamı- Geriye dönüş süresi- Sözleşmenin hükümsüz olması-
"Mesleki sorumluluk sigortası" sözleşmesinden kaynaklanan "tazminat" istemine ilişkin davada, davacının davalıya başvurusunda ve mahkemeye sunulan beyan dilekçesinde SGK tarafından tahakkuk ettirilen cezaya ilişkin belgelerin poliçe tanzim tarihinden önce davacı tarafından SGK’ya sunulduğunun kabul edilmesi karşısında; "SGK ile yapılan yazışmalar" hakkında araştırma yapılması gerekli olur mu?
Tüketici Hakem Heyetine başvuru- Parasal sınır-
Tüketici hakem heyetlerinin kural olarak taleple bağlı olduğu; bununla birlikte başvurunun yapıldığı tarihte uyuşmazlık miktarının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olmadığı durumlarda Yönetmelik’in 22. maddesi çerçevesinde başvuru sahibinin hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktarı belirtmesi ve inceleme sürecinde uyuşmazlık miktarının bilgi veya belgelerle tam olarak tespit edilmesi hâlinde talep edilen miktardan daha fazlasına veya daha azına tüketici hakem heyetince karar verilebileceği, verilen kararın her halükârda 6. maddede belirtilen parasal sınırlar dâhilinde olması gerektiği- Somut olay incelendiğinde; 2.500,00TL’ye ilişkin uyuşmazlığın miktar itibari ile tüketici sorunları hakem heyetinin görev sınırı dâhilinde kaldığı- Yerel Mahkemece ... ilçesinin bağlı olduğu Tokat ilinin büyükşehir belediyesi statüsünde olmaması nedeniyle dava konusu uyuşmazlık için Tokat İl Tüketici Hakem Heyetine başvuru zorunluluğunun bulunmadığından bahisle, esasa ilişkin hüküm tesisinin yanılgılı olduğu-
Mirasın reddi- Terekenin tasfiyesi- Tasarrufun iptali-
Murisin en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği, mirasın birinci derecedeki mirasçıların tamamı tarafından reddi halinde, mirasın ikinci derecedeki mirasçılara geçmeyeceği, terekenin tasfiye olunacağı, borçlar ödendikten sonra geriye kalan kısım varsa red vaki olmamış gibi birinci derece mirasçılarına verileceği- Mirasın reddi talebi olmadığı gibi, murisin tüm mirasçıları mirası red de etmediğinden, borçlunun tek mirasçısı huzuru ile tasarrufun iptali davasına devam edilerek karar verilmesi gerektiği-
Covid-19 tedbirleri- Alkol ölçümü-
Kolluk birimlerince "alkolmetre" ile yapılan alkol ölçümü sırasında, kabahatlinin "Covid-19" tedbirleri kapsamında alkolmetreyi üflemek istememesi ve ancak kan tahlili yoluyla alkol ölçümü yapılmasını istemesi üzerine kabahatli hakkında idari para cezası uygulandığı ve sürücü belgesinin 2 yıl süreyle geri alındığı somut olayda; covid tedbirleri kapsamında şahısların bu tür hassasiyetler gösterebileceği, mezkur hastalığın solunum yolu ile bulaştığı göz önüne alındığında ağza temas ederek nefes üflemek suretiyle alkol miktarı ölçme şeklinde çalışan teknik cihazın üflenmesinden imtina edilmesinin kabul edilebilir olduğu, 2918 s. K.'a göre de sürücünün alkol miktarının ölçülme yöntemi yalnızca teknik cihaz olmadığından kabahatlinin uygulanan idari cezalara karşı başvurusunun kabul edilmesi gerektiği-
Tamamlayıcı ihale- Covid-19 salgını durma süresi- Satış ilanının tebliği-
Tamamlayıcı ihaledeki (İİK 133) satış gününün, COVİD-19 salgını durma süresi içinde kalması nedeniyle yeni satış günü belirlenmesi durumunda, ilgililere satış ilanının tebliği zorunlu olmadığı- "Covid-19 salgını nedeniyle satışının düşmesinden sonra İİK’nun 133. maddesindeki prosedürünün uygulanamayacağına" ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı olduğu-
Fesih iradesi- Eylemli fesih- İşçinin haklı nedenle feshi-
Fesih bildiriminde "fesih" sözcüğünün bulunması şart olmayıp, fesih iradesini ortaya koyan ifadelerle eylemli olarak işe devam etmeme hali birleşirse bunun fesih anlamına geleceği- Somut olayda, tanık beyanlarına göre; davacının iş akdini eylemli olarak sona erdirdiği, iş akdinin sona erdiği tarih itibariyle hak edilip de ödenmeyen işçilik alacaklarının bulunduğu ve bu nedenle davacı tarafından yapılan feshin haklı olduğu anlaşılmakla kıdem tazminatına hükmedilmesinin yerinde olduğu; ancak iş akdini fesheden tarafın feshi haklı bir nedene dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmadığından davacının ihbar tazminatı talebinin reddedilmesi gerektiği-
İcra takibinin derdest olması- Mükerrerlik iddiası- Borca itiraz-
Borçlunun, aleyhinde başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takibin dayanağı faturalara dayalı olarak daha önce icra takibi yürütüldüğünü ve halen derdest olduğunu ileri sürerek icra mahkemesinden mükerrer takibin iptalini talep etmiş olup, mükerrerlik iddiası borca itiraz niteliğinde olduğundan, bu itirazın genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde İİK.nun 62/1.maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerektiği- İcra müdürlüğü yerine icra mahkemesine yapılan itiraz fuzuli olup bir hukuki sonuç doğurmayacağı-